7 -Bebek-

26.6K 954 32
                                    

Başkasının gülümsemesini bu dünyadaki her şeyden çok sevmek mümkün olur muydu bir anda? Bence ola bilirdi. Olmuştu zaten.. Kadının gülüşü ile doğan kelebekler adamın dudağına oradan da kalbine konmuştu.

Gönlüne henüz onun bile göremediği bağları ören bakışlar bir sıcak içten tebessümü bile dünyası yapmıştı.

Eğer işin içinde yeni doğan aşk vardısa..

Ki bence doğan en güçlü aşklardan birisi söz konusuydu.

Leyla dakikalardır gitmişti ama Mert arabayı çalıştırıp gidemiyordu.

Çünkü gitse aklı burada kalacaktı, ruh ve beden olarak aynı yerde kalmak daha sağlıklı bir fikir gibi geliyordu ona.

Başka zaman asla yapmayacağı bir şeyi yapmıştı. İçindeki duygusu kalın dikenli teller ve duvarlarla örülü soğuk mabedinden, içinden dışa vurmuştu.

Kelimeleriyle masum bir çocuk gibi gülümsete bilmişti kadını. Beklediği en son tepki bile değildi.

Şimdi gülümseyişine takılmış, olduğu yerden kıpırdayamıyordu.

Bir an içine düşen korkuyla kafasını bilinçsiz bir şekilde sağa sola hayır anlamında kıpırdatdı.

Kafasını iki elinin arasına alıp tüm gücüyle sıktı.

Kendisinin bile zor duyacağı bir ses tonunda fısıldar gibi konuşmaya çalıştı.

"Hayır..hayır. O gülümsemeye takılamazsın, kendini o boşluğa bırakamazsın. Bırakamazsın! O saçmalık diye kabul ettiğin şeyi gerçek olarak hayatının tam ortasına alamazsın."

İçine anlamsız bir korku düşmüştü. Belki de hayatını birisine bağlı olarak geçirmek istemiyordu. Düşünceleri sağlıklı değildi.

İçinde canlanan duygulara engel olmak istiyordu. Daha yeni açan çiçeği belki de dalından koparacaktı.

İnsanız korkarız.. Bazen anlatamayız. Bazen ise dinleyemeyiz. İnsanız korkarız çünkü en büyük korkumuz kaybetmekti.

Kendini biraz toparladıktan sonra arabayı çalıştırıp son sürat oradan uzaklaştı. Aklındakileri de yanında götürdüğünden habersizdi.


                 ~~~~~~


Asansöre binmeden merdivenlerle yukarı çıkarken yüzündeki salak sırıtmaya engel olamıyordu. Sanki merdivenleri değil bulutları basamak basamak çıkıyordu.

Aniden aklına gelen şeyle yüzü asılmış merdivenleri hızla geride bırakmıştı.

Nefes nefese kapının önünde durduğunda kapıyı çalmak için elini kaldıracağı sırada kapı açıldı ve Ela dağılmış bir halde Leyla'ya sarıldı.

Kısık sesle ağladığını fark edince kaşlarını çattı.

Leyla ablasının bu halini görünce içi sızladı.
"Ela.. Ablacığım, iyi misin? Ne oldu sana?"

Ela konuşmuyor sadece sessiz hıçkırıklara boğulup ağlıyordu. Leyla ablasının ağlayıp içindekileri akıtmasına, rahatlamasına izin verdi.

Bir süre hiç kıpırdamadan öylece duran abla kardeş Ela'nın uzaklaşmasıyla yüz yüzü geldiler..

Ela dağılmış haldeydi.

Gözleri ağlamaktan şişmiş, burnu kızarmıştı. Sarı saçlarını gelişi güzel topuz yapmıştı.

Leyla ablasının kolundan tutarak içeriye geçti. Kapıyı kapatıp ablasına döndü. Aklına gelen ağlaması için ilk mantıklı sebepi sordu.

Ateş'in İzleri Where stories live. Discover now