38.. Eriyen buzlar..

13.9K 551 55
                                    

Iyi akşamlar can okurlarım. Nasılsınız? Biraz geç geldi bölüm, değil mi? Ama bence geç değildi😀 neyse. Size bir sürprizim var.. Uzun zamandır Mertin ve diğerlerini görmek istiyordunuz.. Aşağılarda birileri sizinle buluşmak için can atıyor😊😊

Bölüm hakkında fikirlerinizi mutlaka iletin..

İyi okumalar!! 😘💕




"Ben benden sakladıklarının hesabını tutmazken, acılarımı gözardı edip sana adımlar atarken, köprü kurmaya çalışırken beni itiyorsun ya bir daha sana adım atmam. Atarsam eğer bil ki, oğlum içindir!"

Saatlerdir aklını aynı kelimeler işgal etmişti.

Giderken Mertin söyledikleri , aynı zamanda gözlerindeki kendini belli eden kırgınlık, sakin durmasının aksine alnında her sinirlendiyinde şişen damarı ve bir çok kendini kahretmesine neden olan şeyler aklının karışmasına ve suçluluk duygusuyla baş başa kalmasına neden oluyordu.

Herkesten ayrılıp buraya taşınırken tek isteği vardı. O bebeğini daha az problemin içine, daha rahat ve daha sakin bir yerde doğurmak ve büyütmek istiyordu.

O bebeğini babasından mahrum bırakacaktı ama onun daha iyi olması içindi.

Ama şimdi Mert'in daha ilk günlerden bebeğine olan sevgisi karşısında duyduğu vicdan azabı artarak büyüyordu.

Aynı zamanda Mert'i buraya kimin gönderdiğini biliyordu.

Ela.

O hep Leylanın kararlarına karşı çıksa da, Leylanın sergilediyi kesin tavrı karşısında geri adım atmıştı.

İçinde büyüyen öfke dalgası ile birlikte yatağının başucunda duran telefonu alıp saate bile bakmadan Ela'nın numarasını çevirdi.

Bir kaç kez çalıştan sonra telefonu açtı Ela.

"Güzel kardeşim?" sesindeki neşeyi duyunca daha da öfkelendi.

"N'aptığını sanıyorsun sen? Neden benim kararlarıma saygı duymadın, ha? Neden şimdi vicdanın rahat olmadı da onu buraya gönderdin? neden Ela neden?"

Karşı taraftan Elanın Leylanın hesap soruş tarzına sinirlendiyi değil de endişelendiyi bir ses tonunda "Leyla sakin olur musun?" diye sorduğunu duyunca Leyla adeta yeniden sinirden deliye döndü.

"Nasıl sakin olmamı beklersin benden? Hayatım savaş alanına döndü. Neden Merte yerimi söyleme gereği duydun?"

"Ee sus! Yeter! Beni dinle salak!" ikisi de bir birinden çabuk sinirlenen yapıya sahiplerdi.

"Bizim burada ne halde olduğumuzu biliyor musun? Korumalar olmadan bahçe dışına bile çıkamıyoruz. Mert öz babasının intikamını almaya çalışıyor ve etrafımız düşmanlarımızla çevriliyken seni nasıl yalnız bıraka bilirdim. Bana söyler misin?"

Elanın söylediklerini duyunca tüm öfkesinin uçup gittiğini hissetti. Ve öfkesi yokolurken yerini korku ve endişeye bıraktı.

"Na..nasıl yani? Şimdi başınız dertte mi?" sesi titrerken yutkundu.

Bebeğini nasıl böyle bir dünyaya doğuracaktı.

Ateş'in İzleri Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin