Part VII

9.2K 652 192
                                    

Her gün farkına varmadan aldığımız nefes bir gün o aciz bedenlerimizden çıkmayı bıraktığında üzülmek yerine hiç sevineceğinizi düşündünüz mü?

Baekhyun şuan tam da o anların birini yaşıyordu. Dün banyoda kendinden geçtiğinde her şeyin bittiğini, biteceğini, düşünmüştü. Gözlerini aşina olduğu beyaz tavana açtığında yanındaki beden endişeyle doktorları çağırmıştı çok su yuttuğundan dolayı yine hastanedeydi. Aciz ruhu gitmemekte direndiği için yine nefes aldığı andan itibaren ona acılar yaşatmaya başlamıştı.

Ama bir umut hastaneye onu Chanyeolun getirdiğini düşünse de şimdi gözlerinin içine bakan Sehun dün ziyarete geldiğinde Chanyeol onu küçüğün odasına gönderdiğinde banyoda baygın halde bulmuş hemen hastaneye yetiştirmişti.

Şimdi ise yerde vücudunun rastgele yediğini tekmelerden başına gelmemesi için ellerini kafasına siper etmişti.

Yine ne olmuştu bilmiyordu. Sadece büyüğün ,onu sessizlik istediği için gece gittiği parkta Sehunla konuştuğunu gördüğü için eve sürüklenerek getirildiğini hatırlıyordu.

Sehunla aralarında dört ev vardı ,ikisi doğduklarından beri hep birlikte olmuş aynı şeye ağlamış, aynı şeylerden bahsedip gülmüşlerdi. Eskiden, annesiyle babası mutlu oldukları zamanlarda ,Sehunu evlerine yatıya çağırırdı küçük olan saatlerce oyun oynar sonrada ödev yapar yerde uyuya kalırlardı. Sonra bir gün aniden Sehun onu görünce kaçar ,yolu değiştirir olmuştu.Baekhyun onun evine gittiğinde Sehun ondan en uzak köşe oturur ve o gidene kadar tek kelime etmezdi. Bir süre sonra Baekhyun istenmediğine karar vererek onunla olan her bir anısını büyük bir kutuya koyup ağlayarak onların kapısına bırakmıştı.

O gün Baekhyun kendi insanlarından ilkini ,o zamanlar ki en değerlisini ,kaybettiği gündü. Ama şimdi o insan tekrar onunla ilgileniyordu tıpkı eski zamanlarda ki gibi sevecenlikle onun akan yaşlarını silerek güçlü kollarını ona açmıştı.

Ama şimdi hyungu acımasızca onu tekmelerken kalbi gibi bedeni de yokluğa çekilirken içindeki çığlıkları susturmak için dudaklarını kanatırcasına dişlerinin arasına hapsetmiş biraz önceki kolları arar olmuştu. Dayanmalıydı sadece dişini sıkıp dayanması gerektiğini düşünürken sert tekmeler öfke dolu hırsını kaybedip fiziksel zararını durdurduğunda sıra en çok yaralayan kısma gelmişti. Küçüğün minicik kalbi daha kaç kere kırılacaktı bilinmez ama bu sefer kolay toplanmayacağı kesindi.

"Lanet olasıca demek gülecek kadar mutlusun ha ?Annen öldü diye dışarıda mı sürteceksin seni adi piç?Bir katlin yeri hapis olmalıydı ama lanet olsun ki sen dışarıdasın.Lanet olsun ki başkalarına sarılabiliyorsun, başkaları seni sevgiyle kollarına alabiliyor. "diye öfkeli ses hıçkırıklarla daha da kısılırken uzun olan dövdüğü çocuğun yanına dizlerinin üzerine çöktü.

"Kimsem kalmadı, bana iyi biri olduğumu öyle kalabileceğimi hissettirecek kimsem kalmadı.İğrenç dünyama tekrar çekileceğim diye korkuyorum"diye elleriyle yüzünü kapatıp ağlarken Baekhyun acıyla inleyerek dizlerinin üzerine oturmaya çalıştı.

Oda kendi gibiydi işte tek fark Baekhyunun şimdi onun yanında olacağına yemin eden bir dostu vardı, Chanyeolun ise kimsesi yoktu. Sığınacak bir limanının olmayışı onu bu kadar zalimleştiriyordu. Bunu bu an tekrar anladı küçük olan.

Aralarında santimler olan bedene korksa da yaklaşıp onu güçsüzce kalkan kolları arasına aldığında bir eliyle ağlayan adamı acıyan başını omuzlarına yasladı.

"Hyung, Baekkie burada seni hiç bir zaman yalnız bırakmayacak.... Senin korunaklı limanın olacak hyung birlikte atlatmamıza izin ver birbirimizin yaralarını saralım "diyerek sırtını sıvazlarken Chanyeolun ağlayışları daha da artmıştı.

Bu küçük çocuk onun yanında annesi gibi ayakta kalabilir miydi ki?
Chanyeolun karanlık dünyasında Mi Cha gibi beyaz kalabilir miydi?
İçindeki öfkenin asıl kaynağına merhem olabilir miydi?

Bu düşünceler uzun olanın beynini kurcalarken kendisine sarılı kolları hızla geri iterek evden çıktı.

Biraz önce onu sürüklediği parka gelip karanlıkta kalan bir banka oturdu. Kendisi gibi etrafında karanlıktı yine...
Kafasını kaldırıp gökyüzünün parlak yıldızlarına her şeyden mahrum edilmiş küçük bir çocuk gibi bakarken aklındaki binlerce sorunla nasıl başa çıkacağını bilmiyordu.Hayatı Mi Chanın gidişiyle tekrar geriye sarılırken korkuyordu.

Ama bulanık zihninde ''Hayatında Mi Cha yoksa Baekhyun da olmamalıydı.'' sonuca bağlanan tek kuraldı...

Hikayeyle ilgili kafanıza takılan bir nokta var mı?Gidişattan memnun musunuz?

STEPCHILD/Üvey Evlat [ChanBaek ]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin