Part XX

7.4K 550 408
                                    

Baekhyun uzun zamandan sonra gördüğü kabusla kendine ait olmayan yataktan sıçrayarak uyandı.

Kalbi sıkışıyordu. Kurumuş dudaklarını yaladığında boğazının da kuruduğunu fark edince yataktan kalkıp mutfağa inmeye karar verdi. Ev hiç olmadığı kadar karanlık ve huzursuz hissettirmişti. Ama sadece bir gecesi kalmıştı değil mi ? Bir gece... Chanyeol yarın gelecek ve onu kendi evlerine anılarının olduğu eve götürecekti. Ama tüm bu düşünceleri ensesinde hissettiği nefesle son bulmuştu.

Dolaptaki eli donmuşçasına hala havada dururken birden çevrilip sırtının duvara çarpmasıyla tüm kaburgaların kırıldığını düşünmüştü. Acı yüzünden gözleri buğulanırken ağzından kaçan inlemeyle elleri başının üzerinde birleştirilmişti.

Adam boynuna nefesini vererek konuşmaya başladı.

"Chanyeolun küçük sürtüğü bu gün benim sürtüğüm olacaksın. Chanyeol gelmeden tadına bakmam gerekiyor.''

''N.. Ne diyorsun?Bırak beni lütfen!! "diye çırpınırken adam umursamayıp konuşmasına devam etti.

''Onu seviyor musun Baekhyun, annenin katilini seviyor musun?''diye alt kısımlarını bir birine sürtmeye başladığında Baekhyun donup kalmıştı.

''O.. O ne demek?''

''Annen Chanyeol yüzünden öldü.Kimsesiz kalman onun suçu ve o bu suçu sana atıp kendini suçsuz çıkarmaya çalıştı.''

''Ha... yır, hayır hyung anneme... "Sözcükleri dudaklarını sömürmeye başlayan dudaklar tarafından bölünmüştü.Beyni öğrendiği gerçekle mücadele ederken vücudu kendisinden bağımsız üzerine çullanan bedenle mücadele ediyordu.

Yaşadıkları gözüne o kadar saçma bir film karesi gibi geliyordu ki ne yapacağını bilmiyordu.İnsanların ,hayatın neden ona böyle davrandıklarını anlayamıyordu.

Bileklerini tutan elleri geri iterek karanlık evde koşup yardım isterken hayatın her zaman yaptığı gibi onu zaman çizgisinin dışına attığını yardım için kimsenin gelmeyeceğini biliyordu.

Merdiven basamaklarından ikişer üçer amaçsızca çıkarken arkasından sinirle soluyan adamın onu yakalanmasının an meselesi olduğunu biliyordu ama belki kurtaran olur diye çırpınıyordu.

Odasına girmiş kapıyı kapatacakken kapının sertçe itilmesiyle güçsüz bedeni yere düşmüştü geriye doğru emeklerken tek umudu birinin onu duymasıydı.

Ne zaman aktığını bilmediği yaşları çenesinden aşağıya akarken ''Gelme yalvarırım !''diye konuşmaya çalışıyordu ama karşındaki canavar onu omuzlarından geriye yatırarak üzerindeki tişörtü yırtıp odanın bir köşesine atmıştı.

''İmdat yalvarırım kurtarın '' diye çığlıkları daha yüksek çıkarken Kang çözdüğü kravatını boynundan çıkarıp ağzını bağlamasına rağmen boğuk çığlıklar yükselmeye devam ediyordu.

Baekhyun vücudunu sömüren adamla ruhununda parçalara ayrıldığını hissederken elinden hiç bir şey gelmemesine lanet ediyordu. Üzerindeki ağırlık arttıkça bedeni hareket edemez olmuştu.

Tamamen çıplak kaldığında ve içinde hissettiği parmakla ellerini tutan ellere tırnaklarını geçirmiş beli yay gibi gerilirken gözleri dehşetle açılmıştı.

İçindeki parmak hareket ederken nefesi kesilmişti.Hayatındaki tüm anıların ışığı bir bir sönerken kalbi hala bir umut ona gelecek yardımı bekliyordu ama Baekhyun ruhunu az önce bu adama teslim etmişti.Adam içindeki parmakları hareket ettirip zevkle inlerken Baekhyun çığlık atmaktan üzerindeki adamı tırmalamaktan güçsüz düşmüştü.Bedeni bu lanet olasıca acıya daha fazla dayanamayacak gibiydi.İçi parçalara ayrılıyormuş gibiydi...

STEPCHILD/Üvey Evlat [ChanBaek ]Where stories live. Discover now