Part XXIX

6.9K 401 154
                                    

Kalp, insanın kendi yumruğu kadar olan bir et parçasıyken  bu kadar çok şey yaşayıp hala ayakta kalmayı başarıyorsa  insanda bir bütün olarak yaşayabilirdi  değil mi?

Bugün hayatının dönüm noktasıydı yani en azından Baekhyun için öyleydi. Kalbi yıllarca doğruluğunu ,yanlışlığını hesaplarken  o kadar vakit  kaybetmişken   bugün bu noktadaydı. Hemde pusulasını şaşırtan adama tamamen ait olmak için.

Küçük olan  tüm gün Chanyeol'un en sevdiği yemekleri yapmış ve kendi elleriyle küçük bir doğum günü pastası hazırlamıştı.Bahçeyi renklendiren tek şey ise küçük mumlardan yayılan ışıklardı.

Ve tabi hediyesi vardı. Bu sefer ağlayarak tablosunun başında oturmamıştı. Her bir fırçada içindeki heyecanı ,aşkı körükleyerek değdirmişti beyaz tuvalle.

Dakikaları sayarken gözünü kapıdan bir saniye bile ayırmıyordu.Girdiği anı kaçırmamalıydı çünkü  kapıda gözlerini bağlayacak ve onu masaya getirecekti.

.........

Saat yediyi geçmişve Chanyeol'un hala gelmeyişi küçük olanı korkutmuştu. Hiç bir zaman geç kalmayan adam. Yarım saattir yoktu ortada. Telefonu eline alıp ezbere bildiği sayıları tuşladıktan sonra ellerine sığmayan telefonu kulağına götürdü.

Saniyeler  geçerken  telefonun açılmamasıyla korkup tekrar aradı. Bu sefer açıldığını belli eden sessizlik yerine arkadan yükselen klasik müzikle kaşlarını çatsa da kısık sesiyle "Chanyeol? "Diyebilmişti.

"Kimsiniz? "

Duyduğu ince işveli sesle Baekhyun'un ayakları gevşemiş tutunacak yeri zor bulmuştu.

''Chanyeol hyung orada mı? "Diye kelimeler biraz öncekine göre daha kısık ve yavaş çıkarken ağzından cevabı duymaktan deli gibi korkuyordu.

"Chanyeol lavoboya gitti. Önemli bir konuysa aradığınızı söylerim. "

''Siz kimsiniz? "Diye sormak istemese de lanet düşük çenesi harfleri birleştirip dışarıya çıkarmıştı bile.

"Ben...kız arkadaş... Oh Chanyeol telefon sana...'' demesiyle Chanyeol'un "Kimmiş Yoona "diye çıkan canlı sesiyle küçük olan telefonu kapatmıştı. Kalbim her atışında kırılan parçalara sürtünüp daha kanarken.Acı bir tebessümle hazırladığı masaya gözlerini çevirdi. 

Chanyeol'un sadece ona bağlı kalacağını düşünmekle hata ettiğini yeni fark ediyordu.

Göz yaşları akarken  bu kadar zayıf hissettiği için kendine sinirleniyordu. Bu zamana kadar onu istediği için, ona bağlandığı için sinirleniyordu. Beyaz masa örtüsünün ucundan tutup kendisiyle çekerken günlerdir planladığı yemekler, kıvamını tutturmak için üç kere yaptığı pasta tek tek küçük olanın hayalleri umutları gibi yere düşüyordu. 

Kırılan her bir parça Baekhyun'un kalbine batıyordu. Adımları yatak odasını doğru gittiğinde sıradakinin ne olduğunu biliyordu. Ondan ayrı kalmak adına da olsa her gece kolları artık fırça tutamayacak kadar ağrısa da  tamamladığı resim. Yataklarının karşısındaki duvara astığı resim. İçinde aşkını, ruhunu barındıran resim.

Tablonun karşına geçip küçümseyerek baktığında aslında küçümsediği  şuan tam olarak kendisiydi. Bu kadar aşık olmak için ne kadar aptal olduğunu söylerken  iç sesi ona eli tabloya ulaşmış indiriyordu ki  kapıdaki sesle duraksamıştı.

-----------

Chanyeol telefonda arayanın kim olduğunu öğrenir öğrenmez arabaya atlamış hiç bir trafik kuralını umursamadan eve sürmüştü. Bahçeye girdiğinde gördüğü dağılmış masayla korkarak soluğu yukarıda almıştı.

STEPCHILD/Üvey Evlat [ChanBaek ]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin