1/ Özel Bölüm

12.9K 473 132
                                    

"Emniyet kemerlerinizi takın lütfen, inişe geçiyoruz."

Aralarda dolaşan hostes herkesi uyarırken, bu uyarıyı dikkate alarak kemerini bağlamak için ellerini hareket ettirdi genç kız. Kemerini bulup, ötekini takmaya çalıştı ama bir türlü beceremedi. Sinirlenmeye başlamıştı, küfür etmemek için kendini zor tutuyordu. Uçakta bir sürü Türk yolcu olduğu için Türkçe küfür etmek de istemiyordu. Böyle bir terbiyesizlik yapmak istemezdi.

Bu yüzden Fransızca bir şekilde küfür etti. Buradaki kimsenin Fransızca bildiğini düşünmüyordu. Ya da düşünüyor olabilirdi? Bunu şu an tartışacak durumda değildi.

Fransızca da güzel bir dildi. Kendisi Fransızca, İngilizce, Rusça, Almanca ve İspanyolca biliyordu. Yirmi dört senelik ömrünü sürekli dil öğrenmeye adamıştı. Yürüyen bir sözlük olma yolunda hızla ilerliyordu.

Kendisini iyice kaptırmış, Türkçe'den kopup tamamen Fransızca konuşmaya geçmiş bir anda, yan tarafında gazete okuyan adam, bakışlarını genç kıza çevirdi. Kızın Fransızca konuştuğunu anlamıştı.

Kelimeleri o kadar hızlı ve sinirli söylüyordu ki... Kendisinin saf kan bir Türk olduğunu tek bakışta anlamıştı. Fransız aksanına sahip değildi ve hemen önünde Türkçe bir dergi açıktı.

Kızın söylediklerini duyduğunda ise suratında alaycı bir ifade oluştu. Kızı hiç bozmadan, Fransızca bir şekilde karşılık verdi.

"Yardım etmemi ister misiniz?"

Genç kız, birinin ona seslendiğini duydu. Hemde nasıl bir şekilde! Gerçek bir Fransız aksanıydı sanki... Basını hızla kaldırdı. Yan tarafında oturan, gerçekten de Fransızlara benzeyen genç adamı görünce gözleri irice açıldı.

"Aman Allah'ım! Fransız mısınız?"

Bu cümleyi Türkçe söylemişti. Suratı kızarma başlarken, ellerini pes ederek kemerden çekti. Şu an bu uçak düşse, umurunda değildi.

Zaten uçaklardan da nefret ediyordu! Ama çıktığı Avrupa Turu yüzünden bir senede neredeyse uçaklarda yatıp kalkmıştı.

"Sayılır." Diye yanıtladı genç adam. "Babam Fransız, annem de Türkiye'de doğup büyüyen ama sonra Fransa'ya taşınan bir Türk."

Genç kız başını salladı. Vay canına...

Genç adam konunun kemerden saptığını ve hostesin bu tarafa doğru geldiğini görünce "Kemer?" Diyerek hatırlattı.

"Ah, evet." Diyerek güldü kız. "Şey, bu gıcık şey, bana bir türlü izin vermiyor..."

Genç adam kendi kemerini çözerek, yan tarafa doğru eğildi. Kızın bacaklarının yanındaki kemerlerin bağlarını aldı. Parmakları istemsiz bir şekilde kızın bacağına temas etti.

Genç kız gözlerini irice açarak bu çok yakın temasla birlikte nefesini tutarak başını başka bir yere çevirmeye çalıştı. Bir yandan da ayıp olmasın diyerek çok fazla hareket etmemeye de çalışıyordu.

Genç adamın hızlı ve pratik elleri kemeri kolayca taktı ve tekrar yerine döndü. Yüzünde samimi bir gülümseme oluştu.

"İşte oldu."

"Çok teşekkür ederim... Siz olmasaydınız sanırım uçakta bir o yana bir bu yana savrulacaktım."

Genç kızın gülerek kurduğu cümleye genç adam gülümsedi. İkisi de yeniden önlerine döndüler.

Genç kız yeniden eline dergisini alıp okumaya devam etti. Bu sırada genç adam da gazetesini okumaya döndü.

Uçak iniş yapmaya geçtiği sırada hızla sarsılmaya başladı. Genç kızın elindeki dergi fırlayıp, genç adamın kucağına doğru uçtuğunda yeniden genç kızın gözleri irice açıldı.

Büyük Patron (!)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin