4/ Gargamel Burun!

42.5K 1.5K 308
                                    

Multimedia: Gözde.

Kendimi odama atabildiğim anda derin bir oh çekiyorum. Bir an hiç gelemeyeceğim zannettiğim odama geldiğim de koliyi yere atıyorum ve kapıyı kapatıyorum. Saçlarımı bileğimdeki siyah tokayla salaş bir topuz yapıyorum ve hayali bir şekilde kollarımı sıvıyorum.

İç sesim her ne kadar, boku yedin Gözde götünü sıkman lazım senin bu dergileri bitirmek için, dese de umursamıyorum. Benim içimdeki çirkef Gözde dışarı çıkarsa bu dergiler bir saatte biter.

Tam koliyi açacekken telefonum çalıyor. Masama yürüyorum ve telefonumu elime alıyorum. Arayan Erdem.

Telefonu açıyorum. ‘’Efendim?’’

‘’Nasıl gidiyor bakalım kestane?’’

Yalan söylesem bile anlar. Direk doğruyu söylüyorum. ‘’Bok gibi.’’

Erdem’ in gülme sesini duyunca kendimi koltuğuma atıyorum ve klimayı açıyorum. Çok sıcak be! Azıcık serinleyeyim de sonra başlarım.

‘’Hayırdır? Anlat bakalım?’’

‘’Patronum bir stajyer avcısı. Stajyerleri ilk günden öldürmek için yaratılmış biri. Bana bütün eski dergileri temize geçirmem için talimat verdi. Avşirdeki asansör çalışmadığı için dördüncü kata kadar, ellerimde beş kiloluk bir koliyle yukarı çıktım. Şimdi, sadece iki gün içinde kırk sekiz tane dergiyi temize geçireceğim.’’

‘’Yaşlı herif manyak çıktı ha?’’

‘’Ne yaşlısı be? Senden benden genç megolomanyak! Delireceğim Erdem ya! Belki tanırsın, Arslan Cihangir çıktı patronum!’’

‘’Ahu Mürel’ in eski nişanlısı Arslan Cihangir mi?’’ Diye soruyor hemen.

‘’He evet o çırpı bacaklının eski nişanlısı. Ben olsam ben de atarım nişanı! Bu megolomanyakla evlenilir mi be!’’

‘’Valla kuzen, nişanı atan Ahu değildi. Nişanı Arslan attı. Manyak mısın kızım? Adam epey yakışıklı. Bir işe yara da adamı kendine aşık et.’’

‘’Nah!’’ diye bağırıyorum. ‘’Ölürüm de yapmam. Zaten ben bu dergide fazla kalamam. Arslan beni cephe almış. Yakında, ‘’Git şu camdan atla Göztepeli.’’ Demezse iyiyimdir!’’

‘’Göztepeli mi? Nereden biliyor o senin Göztepeli olduğunu?’’

Aferin Gözde! Kır sen potları kır kır! Arslan da kafanı kıracak senin!

‘’Ya ne bileyim, odama geldi odamda Göztepeli kupam varya hani… Onu gördü işte! Adam da koyu Karşıyaka’ lı çıktı! Sorma gitsin!’’

‘’O zaman ölmüşsün gömenin yok senin be güzelim. Neyse akşam gideceğimiz yerin adresini mesaj atarım sana ben.’’

‘’Yok Erdem gelemem ben. Şu dergileri iki gün içinde bitirmem lazım. Bitiremezsem kovar, kovarsa bu şirketi başına yıkarım onun!’’

‘’Olmaz bir şey! Eğleneceğiz işte birkaç saat. Hadi kapatıyorum.’’

‘’İyi be of! Tamam hadi görüşürüz.’’

Telefonu kapatıyorum ve arkama yaslanıyorum. Saate baktığım da beşe geldiğini görüyorum. Yediye kadar yapabildiğim kadar dergi halletsem, gece de eğlensem, geldiğim de tekrar başlasam, bir gün önceden götürüp Arslan’ ı göt edebilirim! Yaparım vallaha yaparım!

Kendime bir kahve söylüyorum ve ilk dergiyi açıyorum. Ya Allah Bismillah!

*

Genç adam kardeşinin hala daha gelmediğini görünce meraklanıyor. Yarım saat olmuştu ve hala daha ortalıkta yoktu. Telefonunu çıkarıp tekrar arayacakken sonunda kardeşinin geldiğini görüyor.

Büyük Patron (!)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin