"Yeter be bıktım! Ulan yirmi bir yaşında mıyız on bir yaşında mıyız? Gelen geçen çocuk muamelesi yapıyor be! Okulu bırakacağım ama hazır iş buldum bir yerlerim de yemiyor. Kapana kısıldım be!"
Ben her tarafa çemkirirken Esra Sinan ve Müge bana gözlerini kısarak bakıyorlar. Sinan, mimarlık bölümünden en yakın arkadaşlarımdan biri. Müge de edebiyat bölümünden. İkisiyle de dört senenin başında tanışmıştık.
"Fazla abartmıyor musun Gözde?"
Gözlerim sinirle kocaman açılırken Esra' ya bakıyorum.
"Esra. İki gün okula gelmedim diye kadın bundan sonra dersime girme, vizeler de ben seni göreceğim diye tehdit ediyor. Daha iki ay var. Ne bok yiyeceğim ben?"
Yaa, olay da böyle işte.
Sabah erken kalkıp okula geldim. Amfiye girecekken bölüm hocası önüme çıktı. İki gün boyunca dersi asmışım, bunu yapmaya hakkım yokmuş. Bir daha dersime girme vizelerde görüşürüz dedi.
"Canım sıkma canını." diyor Müge. "Olmazsa yine konuşursun, hatta biz de geliriz."
Ona sadece oflayarak bakıyorum.
"Ayarlarız bir şeyler." deyip göz kırpıyor Sinan. "Olmazsa iki ay boyunca sizin sınıftan bir kızla flört ederim. O da sana notları verir. Hallederiz."
Gözlerimi deviriyorum. "Olmaz öyle Sinan. Ben kendi emeğimle bir şeyler yapmak istiyorum."
"İyi de hoca derse almayacağını söyledi." Diye atlıyor Esra. "Bak sen eve git. Biraz dinlen bolca düşün."
Başka yapacak bir şey yok zaten. Oflayarak kahvemi içiyorum. Sonra da kalkıyorum.
"Ben sizi ararım sonra." diyorum. "Hadi görüşürüz."
Çantamı alıyorum ve kafeden çıkıyorum. Bir taksi çevirip biniyorum.
"Nereye gidiyoruz abla?" diye soruyor taksici.
"Eve." diyorum sessizce.
"Ben senin evini nereden bileyim abla?"
Gözlerimi devirmemek için kendimi tutuyorum.
"Kırık kalpler durağını biliyor musun?" diye soruyorum. Azıcık kafa bulayım da keyfim yerine gelsin.
"Yok abla ya, karşıda mı o?" Kahkaha atmamak için kendimi zor tutuyorum.
"Hayat acılı kahve gibi be abi..." diyorum ve iç çekiyorum.
"Abla alkol falan mı var sende? Hastaneye falan gidelim mi?"
"Yok be abi, iyiyim ben. Göztepe Sahili' ne sür."
"Tamam abla."
Taksi hareket ediyor. Bende arkama yaslanıp dışarıyı izlemeye başlıyorum.
***
Genç adam sabah erken saatte kalmasına bir anlam veremiyor. Sıkıntıyla gözlerini ovuşturuyor. Eksi kattaki odasının tavanını birkaç saniye izledikten sonra yatağından çıkıyor.
"Abii!"
Genç adam birden sırıtmaya başlıyor. Dün gece Ada' nın zoruyla ailesinin evinde kalmak zorunda kalmıştı.
"Gel, gel. Uyandım." diye sesleniyor genç adam boğuk bir sesle. Odasındaki kişisel banyosuna gidip elini yüzünü yıkıyor.
"Günaydın abilerin en yakışıklısı." diyor ve abisine sarılıyor genç kız. "Babamlar seni kahvaltıya bekliyor. Dedem de geldi."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Büyük Patron (!)
Humor*TAMAMLANDI* Bir genç kız hayal edin. Yirmi bir yaşında, hayatının baharında bir genç kız. Şimdi o kıza biraz farklı özellikler yükleyin. Diğer kızlardan biraz daha deli, biraz daha değişik, biraz daha farklı. Biraz daha çılgın! İşte kızımız; Gözd...
