34-DEĞİŞİM

89.9K 5.2K 1.8K
                                    

Barış yüzünü buruşturup bir adım geriye gitti. Ben şaşkınlıkla ona bakarken hep yaptığı gibi gülmesini ya da alayla bir şeyler söylemesini bekledim. Gözlerindeki soğuk ifade iki kat soğuklaşırken bu sıcak havada üşüdüğümü hissedecektim neredeyse.

Gözleri uykusuz kaldığını belli edercesine kızarmıştı. Göz altları morarmıştı ve kesinlikle iyi görünmüyordu. Hasta gibiydi sanki.

"Sen iyi misin?" diye sordum şüpheyle.

"Ne alaka?"

O kadar soğuk, duygusuz ve umursamaz söylemişti ki kelimeleri somut bir hal alıp canımı yaktı. Ne olmuştu Barış'a?

"İki buçuk gündür yoktun," dedim. "Ve şimdi de iyi görünmüyorsun."

Omuz silkti.

"Ee?"

İçimdeki öz güven uçup giderken kendimi çok rahatsız hissettim.

"Merak ettim," dedim kısık sesle.

"Bunun için mi geldin?" diye sordu.

Ne çok soru soruyordu böyle...

"Hayır," dedim elimdeki dergiyi hafif kaldırıp görmesini sağlayarak. "Şey."

Tam devam edecektim ki ilgisiz bakışlarını dergiden alıp bana çıkardı. Söyleyeceğim her kelime boğazımda takılı kalırken bir bardak soğuk su içme ihtiyacı duydum.

"Unut gitsin," dedim ve arkama dönüp kulübeme yürümeye başladım.

Arkamdan gelmesini bekledim. Kolumu ya da omzumu tutmasını, hatta çok nefret ettiğim bir hareket haline gelen bileğimi tutmasını. Seslense bile olurdu. Ama o hiçbirini yapmadı, kapıyı kapattı ve beni dolan gözlerimle baş başa bıraktı.

Kulübeye gidip bizimkilerin yanında mutlu rolü yapmak yerine hızla çitlere yöneldim. Attığım hızlı adımlarla aynı anda sallanan açık saçlarımı bileğimdeki tokayka topuz yaptım. Gerçekten gözlerim dolmuştu. İnsanlardan uzaklaşıp çitlere geldiğimde gözlerimi gökyüzüne diktim ve birkaç kere kırpıştırarak göz yaşlarımın geriye gitmesini sağladım. Tam mağaraya gitmek için çitleri geçiyordum ki, biri arkamdan seslendi.

"Melis!"

Bir an Barış olduğunu sanıp heyecan yapsamda bu ses ona ait değildi. Arkama döndüğümde Hakan'ın geldiğini gördüm. Sol elmacık kemiği morarmıştı. Dayak yemiş gibi duruyordu.

Ona tip tip baktım.

"Ne?"

Hiçte kibar olmayan tepkime şaşırarak yanıma geldi. Barış kadar duygularını içinde yaşayan bir insan olmadığını gözlerine bakınca bile anlamıştım.

"Barış sana kötü bir şey mi söyledi kapıda?" diye sordu.

"Kulübede miydin," diye mırıldandım daha çok kendi kendime konuşur gibi.

Kulübedeyse konuşmalarımızı duymuştu. Ve Kayalı birine rezil olmak istemezdim.

"Hayır," dedi. "Yemekhanden çıkıp kulübeye gelirken sizi kapıda gördüm. Barış'a ne konuştuğunuzu sordum ama söylemedi. Son günlerde sürekli yaptığı gibi benimle konuşmadı ve içmeye devam etti."

"Ve sende bana sormaya karar verdin öyle mi?"

Başını iki yana salladı.

"Aranızdaki diyaloğun iyi gitmediğini biliyorum. Eminim kafanda da soru işaretleri vardır ve bunları gidermek için geldim."

DÜŞMAN OKULLAR "YAZ KAMPINDA" Where stories live. Discover now