56-GİZLİ ŞEYLER

55.7K 2.8K 1.1K
                                    

Merhaba...

Artık benim bölüm yazamama nedenlerimle ilgili açıklamalarımdan bıktığınızı biliyorum. Ben de sizlere söyleyebileceğim kadarını açıklamaktan bıktım çünkü asıl nedenler söyleyemeyeceğim şeyler. Neyse, bu bayağı karışık bir mesele ve açıklamaya çalışacak olursam bölüme vakit kalmaz.

İki tarafta bu meselelerden sıkıldığı için fazla uzatmıyorum. Aylarca bölüm atmadığım için bana kızmakta sonuna kadar haklısınız (benim kendimce sebeplerim olsa bile). Bu yüzden bana kızsa da saygı çerçevesinde hareket etmeye devam eden herkese teşekkür ediyor, yeni bölümü kitabı hala sevip takip eden sizlere sunuyorum.

Multimedia: Shawn Mendes&Hailee Steinfeld - Stitches
Barış ve Melis'in söylediği şarkı. Açmanız gereken yer bölüm içinde yazıyor.

İyi okumalar!

"Tabii hocam," dedim gülümsemeye çalışarak.

Önümüzde durmuş nutuk çeken Kaya Koleji Müdüresine her bakışımda aklıma bizim müdürle ormanın derinliklerinde uygunsuz konumdaki halleri geliyordu. Barış'a bakınca o da bana baktı ve sırıttı. Bu onun da aynı şeyi hatırladığını anlamama yetmişti. Gözlerimi hızla müdüreye çevirdim. Aklıma yine görüntüler gelince bu sefer tavana bakmaya başladım.

Barış'ın gülüşünü duyunca yanağımın içini ısırarak gülmemeye çalıştım. İki insanın öpüşmesi garip bir olay değildi. Ama bu kişiler okulların disiplin timsali, sert ve duygusuz gibi duran ve yataktan bile düzgünce ütülenmiş gömlek, etek, kumaş pantolonla çıkmış görünümlü müdürleri olunca...

Gözlerimi kırpıştırarak düşüncelerimi aklımdan kovdum ve müdürenin konuşmasına odaklandım.

"Bugün güzelce uyuyun ve dinlenin. Yarışmaya yorgun bir şekilde gitmek istemezsiniz değil mi?"

Espri yapmış gibi gülümseyerek bize bakınca Kaan devam etmesi için güldü. Fazlasıyla yapmacık bir gülüş olsa da bu müdüreye yetti ve konuşmasına devam etti.

"Kahvaltıdan sonra hazırlanmak için bir saatiniz olacak. Yeterli bir süre olduğunu düşünüyorum."

Müdüre bunu biraz sorar gibi söyleyince bizim kel müdürümüz devreye girdi.

"Yetecektir. Düğüne değil yarışmaya gidiyorlar."

Gözlerimi devirip bizimkilere baktım. Kaan elini 'salak işte' der gibi salladı. Tekrar önüme dönünce kamp müdürüyle göz göze geldim. Kaanla aramızdaki sessiz diyaloğu görmüş gibi ayıplayıcı bakışlar atıyordu.

Derin bir nefes alıp bu anın bitmesini beklemeye başladım.

Birkaç gün boyunca her gün stüdyoya gelip prova yapmıştık. Özellikle cumartesi ve pazar ağırlıklı olarak çalışmıştık ve şimdi, pazar gününün son provasına müdürler de gelmişti. Şarkıyı gün geçtikçe daha da güzel söylüyorduk ve kendimi diğer gruplarla yarışmak için hazır hissediyordum.

Günler geçtikçe daha iyi olan tek şey, şarkıyla uyumumuz değildi. Bizim çocuklar provaların hepsini izlemek için gelmişlerdi. Elçin ve Hakan da çoğunda bulunmuştu ve arada Kaya ya da Yıldız Koleji'nden birkaç öğrenci de izlemeye geliyordu. İlk günler birbiriyle hiç konuşmayan iki taraf önce birbirlerinin esprilerine gülmekle başlamış, her gün aynı ortamda bulundukları için zamanla beraber espri bile yapmaya başlamıştı. Birbirlerini sevdiklerini falan yoktu ama en azından bizim çocuklar artık Barış'ın bir sapık olduğunu düşünmüyor hatta söylemeselerde arkadaş grubunu eğlenceli buluyorlardı. Kimse bunu itiraf edemese de, Barışlarla bir araya geldiğimizde iki güzel arkadaş grubu birleşiyor ve efsane bir ortam oluşuyordu.

DÜŞMAN OKULLAR "YAZ KAMPINDA" Where stories live. Discover now