2

195K 5.1K 374
                                    

Bütün duyguları aynı anda hissediyordum. Büyük ihtimalle bir yanılgıydı çünkü hissedebildiğim şey sadece hiçlikti. Hiçbir duygunun tadına varamıyor, hiçbir korkuyla titreyemiyordum. İfadesizlik öyle bir yerleşmişti ki üzerime dilimdeki buruk tat dışında hiçbir şey kalmamıştı geriye. Her genç kızın hayattan belli başlı beklentileri vardır. Benimde vardı. Gerçekleşmesi için doğru zamanı beklediğim güzel planlarım vardı. Ben bu şekilde... Masumiyetimi kaybedecektim. Bu gece, bu güzel adam benden masumiyetimi çalacaktı. İstemiyordum. Karşı koyamıyordum.

"Bay Vincent," dedim çekingen bir tavırla. Kaçıp gitmek istiyordum buradan fakat parmaklarını parmaklarıma öyle bir kenetlemişti ki... Sanki kaçacağımı biliyormuş gibiydi. Kaçmamı istemediği belliydi fakat biraz fazla sıkıyordu.

"Dinliyorum, Andrea," dedi kadife gibi bir tonda. Sustuğunda kalp atışlarım yarıştaymış gibi kulaklarımda çınlamaya başladı, boğazıma kocaman bir düğüm atıldı.

Başımı sağa sola sallarken dudaklarım istemsiz kasıldı "Ben bunu yapmak istemiyorum," dedim başımı deli gibi sağa sola sallarken "Ben... İstemiyorum." dedim. Sessim kararlı olmaktan çok acınası çıkıyordu. Kendime ağlamamak için emirler verirken bakışlarımı yere indirdiğim.

"Şşş," diyerek ellerini omzuma koyduğunda geri çekmeye çalıştım fakat o benden güçlüydü. Beni kollarının arasına aldığında itmeye çalıştım fakat o gerçekten güçlüydü. Beni gerçekten sımsıkı kavramıştı "Düşündüğün şey için burada değilsin," diye fısıldadı. "Sakin ol." diye de ekledi. Belli belirsiz baş parmağının tenimi okşadığını hissettiğimde gerildim. Şefkatten başka bir şey hissettirmiyordu.

"Ben..."

"Sakin ol." diyerek beni kendine çekti. Göğsüne direnç uyguladığım ellerimi iki yanıma indirdim ve kendimi saldım. Kollarını etrafıma sardığı için vücudum vücuduna tamamen yaslanmıştı. Başımı omzuna bıraktım ve içimi çektim, kendine has kokusu ciğerlerime dolarken tek düşünebildiğim, hiçbir şeyi doğru anlamadığımdı. Belki de babam bana yanlış anlatmıştı. Yenilgiyle başımı on dakikadır tanıdığım yabancının omzuna bıraktım.

"Gel," diyerek kendini geri çekti ve odanın kapısını açtı. O an için beni kandırabileceğini düşünmedim, oysa düşünmem gerekirdi. On dakikadır tanıyordum ve babam burada ne için olduğumu sert bir vurguyla belirtmişti. Elini belime koyarak beni içeriye çekti ve arkamızdan kapıyı kapattı.

Açık renklerin hakim olduğu bir odaydı. Nevresim takımı soğuk bir mor ve pembe yamalı bir şeydi. Yatak ise büyük ve konforlu görünüyordu. Camın iki yanında boş kitaplıklar vardı. Yerlerde boydan boya krem halı. Çalışma masası odanın diğer ucundaydı, üzerinde bir bilgisayar ve üst üste dizilmiş birkaç kitap ve defter vardı. Odada iki kapı vardı ve yan yanaydı, birisinin giyinme odasına açıldığını askıdaki kıyafetlerden bariz bir şekilde anlayabiliyordum diğer kapı ise muhtemelen banyoya açılıyordur.

"İstersen biraz dinlen," dedi bakışlarımı ona çevirdiğimde devam etti: "Şimdilik sadece geometri için birkaç bilindik kaynak bulabildim, istersen çalışırsın. Eğer kafana takılan bir yer olursa sormaktan çekinme. Ben alt katta çalışma odamda olacağım. Keyfine bak,"

Başını hafifçe eğerek kibar bir şekilde salladı ve odadan çıktı. Kısa bir an için kendimi boşluğa düşmüş gibi hissetmiştim. Odadaydım. Bir yatak vardı. Odada yalnızdım. O beni yatağa atmamış, beni soymamıştı. Bunun beni daha fazla korkutması mı gerekiyordu emin değildim sadece beş dakika öncesi olduğundan daha fazla korkuyordum.

Sonunda kendime geldiğimde hızlıca toparlandım ve odayı bir kez daha süzdüm. Aynıydı. Ne yapmak istediğim belliydi, uyuyamayacak kadar dinçtim bu yüzden çalışma masasına geçip kitapları önüme aldım. Konular zihnimde kazılıydı, hızlıca içerikten buldum ve defteri açıp kalem kutusundan bir kalem alarak kendimi tamamen derse verdim. Sanki evimdeymiş gibi olmaya çalıştım. Sanki ders çalışmak için buraya gelmiş gibi.

Sıfır | Vincent Serisi 1Dove le storie prendono vita. Scoprilo ora