33

105K 2.7K 318
                                    

Brandon katil.

Brandon katil.

Brandon katil. Brandon katil.

Brandon katil.

Brandon katil.

Brandon katil.

BRANDON KATİL.

BRANDON KATİL.

BRANDON KATİL.

BRANDON KATİL. BRANDON KATİL.

Yelkovana diktiğim bakışlarımı indirerek gözlerimi tekrar yatağa indirdim. Evet, o katildi ve ben onun kollarındaydım. Onun kollarında olmak, bana hissettirdikleri paha biçilemezdi. Nasıl oluyordu da bu kadar sakin kalabiliyordum? Burayı, onun yanını terk etmem gerekiyordu.

Neden gitmek istemiyordum?

Onun yanında her şeye rağmen kendimi güvende hissediyordum. Micah'ı öldürmesine rağmen onun yanında güvendeymişim gibiydi. Bu körü körüne bağlanmaktı, ne etikti ne de doğruydu.

Kirpikleri uykuda olduğundan daha hızlı hareketlerle tenime sürtündüğünde uyandığını anladım. Kalbim hiç olmadığı kadar hızlı çarpıyordu, nasıl davranmam gerektiğini kestiremiyordum. İyi mi davranmalı mıydım, kötü mü?

Duygularımı hissedemiyordum.

Kalbimin üzerine dudaklarını bastırdı, ağır ağır, her santimi teker teker öperek dudaklarıma ulaştığında uzun uzun ona baktım. Benim güzel yüzlü katilim, seni mahveden benim.

Öpücüğüne karşılık vermemiştim.

Bana kaşlarını çatmasına müsaade etmeden yataktan kalktım ve banyoya girdim. Kısa ve sıcak bir duşun ardından polarlı pijamalarımı giyerek telefonumu ve yarıda bıraktığım kitabı alıp oturma odasına indim.

Manganın son cildiydi, tüm konsatrasyonumu vererek okumaya başladım. Birkaç sayfa çevirmiştim ki Tamara yanımda belirdi "Efendim, kahvaltı hazır." dedi.

"Teşekkürler, katılmayacağım," dedim.

Hafifçe başını eğdi "Kahvenizi getirmemi ister misiniz?" diye sordu.

"Evet, lütfen." dedim.

Birkaç dakika sonra önüme kahvemi koydu ve bir arzum olup olmadığını sordu, kibarca reddettim. Tamara daha salondan çıkmadan Brandon geldi. Tavrımdan ödün vermeden kahvemde bir yudum adım ve mangaya geri döndüm. Gözümün ucuyla bile ona bakmamak için çırpınıyordum.

Konuşmaları okuyup da anlamadığımı fark ettiğimde kitabı kapattım, gözlerimi ona diktiğimde dün akşama nazaran naif bakışlarla beni ödüllendirdi. Bu canımı daha fazla yakıyordu, ben... Benim kalbimi bin parçaya ayırıp üstünde resmen tepiniyordu.

Bana biraz daha sokulup yanağımı okşamak için elini uzattığında elini sertçe iterek "Bana sakın dokunma," dedim. Sesimin oktavına dikkat etmemiştim ancak koridorda yankılanmıştı.

Echo...

Ayakladığımda bileğimi kavrayıp beni kendine çekti, hiçbir şey olmamış gibi kucağına düştüm. Beni oturduğum yere sabitlerken "Benden kaçma," dedi sinirli bir tonda.

Sıfır | Vincent Serisi 1Donde viven las historias. Descúbrelo ahora