Sıfır | Vincent Serisi 1

32

Rüyadan sonra asırlar gibi gelen bir sürenin ardından gözlerimi sıcacık ve yumuşacık ir yatakta açtım. Etraf karanlıktı. Midemin taklasıyla elimi ağzıma kapatıp derin bir nefes aldım. Banyoda bayılmıştım, daha sert, soğuk ve yatak olmayan bir yerde uyanmam gerekmiyor muydu? İrkilerek yatağımdan kalkıp etrafa bakındım.

"Korkmana gerek yok," dedi

Güldüm, midem tekrar takla attı. Açtım bu yüzden oluyordu bunlar, kusmaya çalışsam midemden hiçbir şey çıkmazdı "Birkaç saat öncesinde korkmam gerektiğini söyleyen sen değil miydin?" diye homurdandım. "Dengesizsin," diye de ekledim.

"En azından bir şeylerin farkındasın," dedi.

Bu benim hatamdı.

Yatağın diğer ucuna otururken "Sana bir hikaye anlatacağım," dedi. Karanlığa alışan gözlerim nerede olduğunu görebiliyor ancak yüz ifadelerini kestiremiyordu.

İç geçirerek ellerimi yorganın üzerinde birleştim ve dinlediğimi belli etmek adına sessizliğimi korudum.

"Pan ve Echo'nun hikayesi... Neden böyle olduğumu anlayacaksın. Eminim."

"Dinliyorum," dedim mümkün olduğunca kibar bir sesle.

"Echo, Zeus'un perilerinden biridir. Bir gün dağın eteklerinde şarkı sözlerken Pan onu duyar. Büyüsüne kapılır. Peşinde düşer." Gülümsediğinde çıkan o kısa sesi duydum, kendi kendiyle alay ediyor gibiydi "Pan'ın, Echo'ya olan aşkı gün geçtikçe büyür. Gün geçtikçe alevlenir. Gün geçtikçe daha tutkulu bir hal alır. Ama bir de Mabut vardır. Echo'nun ahengini ve güzelliğini ister ancak bir türlü ona erişemez. Gün geçtikçe Mabut'un hırsı ve kıskançlığı artar. Günün birinde hile ile çobanlara yolunu şaşırtır ve Echo'nun ölmesine sebep olur. Echo'nun bedeni dört bir yana savrulur. Echo... Nerede bir ses varsa orada 'Buradayım' der Echo. Müzik hafızasını kaybetmediği için kulağına hangi ses çarpıyorsa onu tekrarlar."

Peki Micah bu hikayede hangi taraftaydı, Mabut muydu yoksa Pan mıydı?

Ayağa kalktı ve kapının yanındaki düğmelere ulaşıp ışığı açtı. Kamaşan gözlerim ışığa alışana kadar yatakta bana biraz daha yakın oturmuştu "Mabut'un kim olduğunu öğrenmek ister misin?" diye sordu.

Başımı hafifçe aşağı yukarı salladım.

Yüzüme düşen birkaç tutamı kulağımın arkasına attı ve bana yaklaştı "Mabut'un beden bulmuş hali Brandon." dedi.

Yüzümdeki şok ifadesini silemiyordum. Brandon, Micah'a ne yapmıştı? Nasıl böyle... Bu anlamsızdı. Brandon kötü olamazdı.

"Hayallerinin prensi olmadığı için üzgünüm. Brandon bu, sahip olduğu kadınları yok eder."

Yok ettiği kadın kimdi?

"Ama şimdi Mabut benim," dedi ve ensemdeki eliyle beni kendine çekerek dudaklarını dudaklarıma örttü.

Şok dalgası vücudumda yankılanırken yutkundum ve onu itmeye çalıştım ancak göründüğünden daha güçlüydü. Bileklerimi arkamda birleştirerek hareket etmemi tamamen engelledi.

Karşılık vereceğim tüm yolları tıkamıştı, bacaklarımın üzerinde oturuyor, ellerimi ve boynumu tutarak beni kendine mahkum ediyordu. En son çare olarak dudağını ısırdığımda doğruldu ve suratıma okkalı bir tokat savurarak yatağın diğer tarafına savrulmama sebep oldu.

Eli pantolonumun düğmesini çözmeye çalışırken çığlık atıyor, yardım dileniyor, çırpınıyor ve ağlıyordum. Kaçamıyordum. Sonu geciktirebiliyordum ancak yine de kaçamıyordum. Saçlarımı kavrayarak başımı kendine doğru çekti.