16

134K 3.7K 125
                                    

Okula dönmek daha sancılı olmuştu, genelde benim gibi okula gitmek için hevesli olan birisi için sabah zor kalkmak bile sancılı bir girişim sayılabilirdi. Brandon'dan ayrılmak istemiyordum, onunla bütün günümü hiç sıkılmadan geçirebilirdim.

Okula döndüğümde masanın üzerine birikmiş toz gibi oluyordu mutluluk, sadece kirli bir görüntü. April, Bella ve ben ayrı bir köşede takılırken Effy ve Joseph'in ayrı bir köşede olması, birbirimize bakıp da görmüyormuş gibi davranmak biraz acıtıyordu.

"Bu kadar yeter," diye homurdandım.

Bella gözlerini telefondan kaldırıp bana dikti "Sakın onunla konuşayım deme," diye tısladı.

"Ne yapmamı bekliyorsun, Bella. Düşman gibi geziyoruz okulun içinde, daha ne yapalım? Daha ne kadar ileri gidelim?"

"Umurumda değil," diye homurdandı ve gözlerini telefona indirdi "Benden özür dileyecek,"

"Özür dilerim, sizin aranızın bozulmasına ben sebep oldum, tamam mı? Defalarca özür dilerim,"

"Sen değil, Joseph. Sana yakıştırdığı kalıp hiç hoş değildi. Hem senden hem de benden özür dileyecek. Ayaklarımıza kapanarak."

Ona yüzümü buruşturup masadan kalktım, masadan kalkmış olmamı pek umursuyor gibi görünmüyordu. Azimli adımlarla kantinin diğer tarafına doğru yürüdüm ve yanındaki alt sınıflardan bir kızla konuşan Joseph'e yaklaştım.

"Bölmüyorum, değil mi?" dedim varlığımı belli eden bir sesle

Joseph başını kaldırdı "Hayır," dedi ve kıza döndü "Bebek, bize biraz müsaade et," dedi. Kız tatlı bir ifadeyle gülümseyerek başını salladı ve Joseph'in yanağını öperek sandalyesinden kalktı. Giderken bana attığı bakışlar hiç de dost canlısı değildi.

Kızın kalktığı sandalyeye oturdum ve Joseph'e döndüm "Özür dilerim," dedim tok bir sesle.

"Ne için?" diye sordu.

Başımı sağa sola beşik gibi sallarken "Şu durum için... Bella ile aranızı açtığım için," diye mırıldandım ve havada saçma sapan salladığım ellerimi bacağımın arasına sıkıştırdım.

"Senin suçun değil, kızıl. Biz sadece tartıştık ve bu kez biraz serttik birbirimize karşı,"

"Ve?" diye homurdandım

"Bitti. İnceldiği yerden koptu,"

Genizden gelen bir kıkırtıyla güldüm "Sence ben bunu ne kadar yedim? Aranızdaki her şey bitseydi sen Micah'a saldırmazdın,"

Omuz silkti "Okulun önünde yiyişiyorlardı,"

"Bu bir bahane mi?"

"Hadi ama, insanlar birbirlerine baktı diye kavga çıkarabiliyor. O da benim eski sevgilimi öpmek üzereydi ve bende buna sinirlendim ve saldırdım,"

Ona düz düz bakmayı sürdürdüm. Joseph ve inadı. Bella ve inadı. İkisi de aynıydı, birbirlerine nasıl tahammül edebildikleri hakkında en ufak bir fikrim yoktu. Belki de benim gibi bu inatçılık huyunu görmezden geliyorlardı.

"Hala Vincent ile beraber misin?" diye sordu uzun süreli bir sessizliğin ardından.

"Bu beraberlik kelimesiyle ne kastettiğine bağlı. Evet, onunla aynı evde yaşıyorum. Hayır, onunla yatmıyorum." dedim sesimi mümkün olduğunca alçak tutmaya çalışarak.

"Hala?"

Kaşlarımı çattım "Ne demek 'hala'?"

Yerinde kıpırdandı ve dirseklerini masanın üzerine dayayarak bana doğru eğildi "Bay Eaton sizi, daha doğrusu Brandon'ı şikayet etmiş."

Sıfır | Vincent Serisi 1Nơi câu chuyện tồn tại. Hãy khám phá bây giờ