1

233K 4.5K 532
                                    

Gözyaşlarım yanaklarımdan sicim gibi akarken tek gayem yerdeki kanı silmekmiş gibi sertçe mermeri ovalıyordum. Birkaç gün önce bana attığı tokat yüzünden kendime gelmem uzun sürmüştü. Aynı evde yaşadığım adam, baba demeye dilimin varmadığı herif, eve sarhoş gelmişti. Evet, sıklıkla içiyordu fakat eve nadiren sarhoş gelirdi. Sarhoş geldiğinde ise ne olduğunu anlamadan kendimi harabe gibi bulurdum. Ondan kurtulmaya çalışmadım değil, her seferinde beni yakalayıp eve sürükledi. Bağırdı. Bağırdı. Bağırdı. Kaçışımın ardından oluşan patlama bu değildi, esas patlama bundan birkaç gün sonra ya da o günün gecesinde oluyor. İçiyor. Daha ayakta duramayacak bir halde eve geliyor, bana baygın baygın bakarak neden kaçtığımı soruyor. Ondan kurtulmak istediğimi söylersem darbelerinin acısını hissediyorum. Ona yalan söylersem darbeleri daha sert olduğu için bayılıyor ve acısını hissedemiyordum.

Hıçkırığımı bastırmak için derin bir nefes aldığımda kaburgalarım arasına sıkışan ciğerlerim acıdı. Son darbesi kuvvetli olmuştu dün akşam, haykırışlarım ilk defa onu durdurmaya yetmişti. Ne olduysa bir şekilde yalvarışlarımı duymuş ve geri çekilmişti. O zamandan beridir de ses seda çıkmıyordu kendisinden. Eve gelmemişti, pek sık uğramaz ama dayak seremonisinden sonra kısa da olsa uğrar, biraz para alır ve çeker giderdi.

Elimdeki bezi kovaya atıp bir süre öylece dizlerimin üzerinde oturur konumda kaldım. Başım felaket derecede ağrıyordu ve yarın girmem gereken bir Geometri sınavı vardı. Süklüm püklüm oturduğum yerden kalkıp kovayı yerden aldım ve banyoya götürdüm. Biraz karnımı doyurup, ağrı kesici alırdım, geçerdi. Olmadı biraz uyku, bir bardak kahve işi çözmeye yeter de artardı bile.

Kendime bir tabak makarna yapıp birazını John'a -babama- ayırıp fırına koydum. Ona sinir olduğum, hatta nefret ettiğim doğru ancak zıtlaşıp daha da dayak yemenin bir anlamı yoktu. Bir ağrı kesici yutup bir bardak suyla odama girdim.

Aslında John'a bu kadar bağımlı değildim, en azından kendi paramı kazanabiliyordum. Damon's Hangout hayatımın fırsatıydı da denilebilir. İçki dükkanı olması ayrı bir şey tabii, elbette ancak Damon hayatımda tanıdığım en babacan insandı. Beni kendi kızı gibi sahiplenmiş, gülümsemeyi ve mücadele etmeyi öğretmişti. Benim gibi annesini tanıyamamış, babası tarafında ezilen bir kız için fazlasıyla iyi bir destekçiydi.

Mavi battaniye örtülü yatağımın üzerine yatıp yastığı battaniyenin altından çıkardım ve kollarımın arasına alarak sıkıca sarıldım. Masamın üzerinde, Geometri kitaplarımın hemen üzerinde bana bakan biricik anneme sarılıyormuş gibi düşündüm.

Masanın üzerindeki fotoğrafa uzandım. Annem, ben ve babam kumsalda, birbirimize sarılmış, birkaç hafta sonra gelecek ani ölümden habersiz kameraya gülümsüyorduk. O gün tilki gibi anılarımı sakladığım ormanın karanlığından sinsice süzülmeye çalışırken onlara sırtımı döndüm ve gözlerimi kapattım. Hatırlamak istemiyordum. İçimde ezilen tüm iyi hisleri çöpe atmak istiyordum. Daha on altı yaşımda, yetmişin yorgunluğuyla bu yatağa kıvrılmak ağırıma gidiyordu. On altımı doyasıya yaşayamıyordum. Gençliğim, hatta çocukluğum elimden kayıp giderken ben bu mavi battaniyenin üzerine kıvrılmış öylece izliyordum.

Kısa bir an uykuya dalar gibi oldum. Kapının ufacık sesi bir anda yatağımdan sıçrayarak uyanmama sebep olmuştu. Gözlerim otomatikman saate kaydı, sadece bir saat uyuyabilmiştim. Çekingen adımlarla odamın kapısına yöneldim. Kapıyı açıp başımı dışarıya uzatıp görebildiğim alandan hole baktım. Babam yatak odasına girmiş üzerindeki tişörtü çıkarıyordu. Tişörtü başından kolayca sıyırdığında sendelemedi. Bunun anlamı ayık olduğuydu. Derin bir nefes alıp hole çıktım.

Kendine dolaptan bir tişört çıkardı ve başını bana çevirdi. Sert ifadesi yüzüne kazınmıştı sanki, bir an olsun yumuşayıp gevşemiyordu. Onu gülümseyerek gördüğümü hatırlamıyorum. Bir o fotoğraf vardı gerçekten gülümsediği, mutlu olduğunu/olabildiğini kanıtlayan, başka da bir şey yoktu. Sadece formdan düşmüş, zayıflamış kaslı vücudu ve güçlü darbeleri vardı.

Sıfır | Vincent Serisi 1Wo Geschichten leben. Entdecke jetzt