HAPSOLAN ÇIRPINIŞLAR

922 264 23
                                    

Ne zaman kendi parmakların boynuna gidip seni boğmayı ister ki? Bazen yaşamak öylesine zor gelir ki kanatların yorgun düşer artık. Çırpınışların son bulma noktasına gelip ruhunu almak ister. Son umut kırıntıların da tükenir. Nefes almak zorlaşır o anda. Sonra gözlerini gökyüzüne dikersin özgürce uçmanın hayalini kuran ruhun, bedeninle cebelleşir. Ruhun, bedeni öldürüp galip gelince bedenin yavaş yavaş nefessiz kalmayı bekler. Onca yıl yaşadığı mahkûm hayatı onun bir katil olması için en büyük neden olur. O artık kilitli kalan bedenin içinde sıkışıp kalmış bir ruh değildir.

******

Arat Sevda'nın söylediği oda numarasını işitmesiyle hızla kapısında 17 numara yazan odaya doğru ilerledi.  Kapıyı açıp içeri girdiğinde adamın kızın kolundan sıkı bir şekilde tutup ona zorla sahip olmaya çalıştığını gördü. Kız ise sessizce akıttığı göz yaşlarıyla çırpınarak adamı engellemeye çalışıyordu. Kızın bu halini gördüğü an kan beynine sıçramıştı. Fakat tam zamanında yetiştiği için az da olsa içi rahatlamıştı. Adam Arat'ı fark ettiğinde kızgın bir surat ifadesiyle Arat'a baktı. Ardından Arat öfkesinden aldığı güçle adamın iki yakasından tutup sert bir kafa attı. Adam bunu beklemediği için yatağa tutunmaya çalışırken dengesini kaybedip yere düştü. Daha sonra adam burnuna aldığı sert darbenin acısıyla inlemeye başladı. Arat adamın boşluğundan faydalanıp sert yumruklarını adamın o iğrenç suratına geçirdi. Adamı öldürmeden bırakmaya hiç niyeti yoktu. Adamın yüzü tanınmayacak bir hale geldiğinde Sevda dayanamayıp araya girdi.

"Arat yeter! Adamı öldüreceksin. "

Arat öfkesinden Sevda'nın söylediklerini duymayıp adamı öldürene kadar yumruklamaya devam etti. Sevda gözlerini Arat'tan ayırıp kıza çevirdi. Kızın korkudan bayılmış olduğunu fark etti. Korkarak hızla kızın yanına doğru ilerledi. Kızın yanına vardığında sert olmayacak şekilde kızın yüzüne vurmaya başladı. Fakat kız tepki vermeyince birden panikleyip Arat'a seslendi:

"Arat bırak artık şu adamı. Kız bayılmış. "

Arat göz ucuyla kıza baktığında adamı bırakarak hızla kıza doğru ilerledi. Ne yapması gerektiğini bilmiyordu. Kızın bu cılız vücudu ona annesini hatırlatmıştı. Annesi de bu şekilde yerde yatıyordu. Arat o zaman şimdi olduğu gibi donup kalmış bir şekilde sadece annesine bakıyordu. Daha sonra Sevda Arat'ın bu halini fark edip omzuna dokunmasıyla birden irkildi. Arat kızı kucağına alarak Sevda'ya seslendi:

"Adamlardan birine söyle şu pisliği burdan alıp götürsün. "

Sevda kafasını onaylar anlamda sallayıp adamlardan birine haber vermek için odadan ayrıldı.

Arat gözlerini odadan çıkan Sevda'dan ayırıp kucağındaki kızın solgun yüzüne çevirdi. Daha sonra onu kucaklayıp odadan çıkarak koridorda ilerlemeye başladı. Koridorun başında bulunan siyah ve gösterişli kapının önüde kızı sarsmadan durup bacağından destek alarak kapıyı açtı. İçeri girip ardından kapıyı kapattıktan sonra odasında bulunan diğer kapıya ilerledi ve onu da aynı şekilde açarak arkasından kapattı. Oda Arat'ın huzur bulduğu bir odaydı. Çünkü eşyalarıyla her bir köşesi ona annesini hatırlatıyordu.

Odanın ortasında bulunan yatağa doğru ilerleyip kızı yavaş hareketlerle yatağa bıraktı. Elbisesi fazlasıyla kısa olduğu için yatağın ucundaki pikeyi alarak üzerini örttü. Ardından kıza son kez bakıp arkasına döndü ve iki elini başının arkasında birleştirerek tavana dikti gözlerini. Daha sonra bunların hepsinin birer tesadüf olup olmadığını düşünerek derin bir iç çekti.

Yaptığı işten nefret ediyordu. Fakat annesinin ölümünden sonra yaşadığı travma onu bu hale getirmişti. Kötü ve bencil bir adama dönüşmüştü. Ama bu kez farklıydı. Bu zamana kadar yaptığı bencillik ve kötülüklerin yerini merhamet ve adını koyamadığı bazı duygular almıştı. Belki de yanlış düşünüyordu. Sadece geçmişte yaşadığı o igrenç olayı tekrar yaşamış gibi hissettiği için öyle sanıyordu. Kafası fazlasıyla karışmıştı.

Arkasını döndüğünde kız hâlâ uyuyordu. Yanına yaklaşıp kızın yüzünü istemeden incelemeye başladı. Çok küçük ve masum bir yüzü olduğunu düşündü. Arat kızın yüzünü kendi eliyle karşılaştırsa ancak o kadar büyük olabileceğini aklından geçirerek çarpık ve içten bir şekilde gülümsedi. Ardından bunun çok saçma olduğunu fark edip yüzündeki gülümsemeyi herkesten saklamak istermişçesine gibi bir anda yok etti. Odadan çıkmak için kapıya doğru ilerlerken durdu ve son kez kıza dönüp baktı. Kızın yavaş yavaş kendine gelmeye başlıyordu.

İŞARET DİLİNDE AŞKWhere stories live. Discover now