KAFESTEKİ MELODİ

606 180 11
                                    

Arat'ın anlattığı öykü Lavinia'nın aklına takılmıştı. Çok güzel bir aşk öyküsüydü ama tek taraflıydı diye geçirdi aklından. Daha sonra aklına gelen şeyle yüzünde bir gülümseme belirdi. Arat öyküyü anlatırken Lavinia'dan Mısra diye bahsetmişti. Çok güzel bir mısra. Bu hikayeden bu kadar etkilenmesinin sebebi aslında Arat'ın büyüleyici anlatma şekliydi. Sanki aşık şair kendisiymiş gibi anlatmıştı öyküyü.

"Bu denli uzaklara dalmanın sebebi ne? Derin düşünceler boğar insanı."

Arat'ın seslenmesiyle daldığı derin düşüncelerin yüzeyine çıkıp derin bir nefes aldı. Ardından Arat'la göz göze gelip omzunu silkti.

"Bende duyduğumda çok etkilenmiştim. Babam anlatırdı. Ama öykü yarım kalırdı hep. Sonunu anlatmazdı. Nedenini merak etsemde soramadım hiç. Ama sonra anladım ki annemi özlediğinden eksik bırakıyormuş bu öyküyü. Onların sonu gibi mutsuz bitsin istememiş."

Lavinia gözlerini Arat'tın hüznün içinde gezinen gözlerine dikti. Babasını bu denli yıkacak ne olmuştu? diye düşündü gözlerini Arat'ın rengini yeni fark ettiği gözlerinden ayırmadan. Dışarı yansıttığı gibi gözleride karanlığın en koyu tonuydu diye düşündü. Gecenin en zifiri saatleri gibi. Sanki içindeki karanlığı yok etse gözlerindeki hiç kaybolmayacakmış gibi. O Karanlık Gözlü Adamdı dedi içinde kalbi tekleyen kuş. Kulak verdi o küçük kuşun uğultularına gözlerini Arat'ın karanlığından ayırmadan. Sonra yüzünde oluşan hüznün üstüne ufak bir tebessüm ederek işaret parmağıyla Arat'ın gözlerini işaret etti. Arat kaşlarını havalandırıp soru sorarcasına Lavia'ya baktı.

"Ne demek istediğini anlamıyorum."

Lavinia önemsiz dercesine omuz silktiğinde Arat merakına yenik düşüp hızla ayağa kalktı.

"Bekle. "

İki dakikalık bir bekleyişin ardından Arat salonun kapısandan elinde kalem ve küçük bir not defteriyle içeri girip Lavinia'nın karşısına oturdu.

"Hadi yaz bakalım. İlk kez benimle iletişime geçiyorsun sonuçta. Ne dediğini merak ettim. "

Lavinia şaşkınlığını gizlemeden Arat'ın elindekilere bakıp gülümsedi. O da ilk kez Lavinia'nın düşüncelerini merak etmişti. Ardından yüzündeki gülümsemeyi yok edip kalem ve not defterini alarak bir şeyler yazmaya başladı. Defteri Arat'a verdiğinde düşüncelerini merak etmişti. Bu kez merak eden taraf o'ydu. Yazılanları okuduktan sonra Arat'ın yüzündeki merak samimi bir gülümsemeye dönüşmüştü. Okuduğu yazı kısa da olsa kalbindeki sesi yoklamaya yetmişti. Defterde "Gözlerindeki karanlık gibi hüznünde yok olacak. Ve senin hikayen mutlu sonla bitecek. " yazıyordu. Arat gözlerini defterden ayırıp Lavinia'nın merakla bakan gözlerine dikti.

"Umarım Lavinia. Umarım mutlu sonla biter."

Ona ilk kez ismiyle seslenmişti. Lavinia'nın içindeki kuş sanki bir yerlerden o tiz ıslığını gönderip kalbinin derinliklerini iğnelemiş gibiydi. Tuhaf bir şekilde hoşuna gitmişti aslında. Ölümle kıvamını bulmuş bu ismi onun sesinden sevmişti az da olsa. Uzun süre gözlerini ayırmadan büyülü bir an gibi sessizce izlemişlerdi birbirlerini. Ardından gözlerini ilk kaçıran Lavinia olmuştu. Arat gözlerini Lavinia'nın kızaran yanaklarına çevirip tebessüm etti tuhaf mimik ve hareketlerini gördükçe yüzündeki gülümsemesi istemsiz bir şekilde ortaya çıkyordu.

"Gel benimle. "

Aniden aklına gelen bir fikirle Arat birden ayaklanıp Lavinia'nın elinden tutarak salondan çıkıtı ve merdivenlere doğru ilerledi. Lavina Arat'ın aniden çekiştirmesiyle ilk başta dengesini kaybedip afallasa da daha sonra dengesini sağlayıp Arat'ın onu yönlendirmesine izin verdi. Merdivenlerden çıkarken gözleri Arat'ın tuttuğu eline kaydı. Elinden tutması içindeki küçük kuşun ıslık sesini güzel bir melodiye çevirmişti sanki. Uzaklardan duyuluyor gibiydi bu melodi. Arat'ın duymamasını yeğleyip kendi de duymamazlıktan gelmeye çalıştı düzensiz notaların oluşturduğu bu melodiyi.

İŞARET DİLİNDE AŞKWhere stories live. Discover now