15.Bölüm:Kavga

6.5K 501 6
                                    


Genç kızı bir türlü uyku tutmamıştı.Halbuki o kafasını yastığa koyar koymaz uyuyanlardandı.Ama bu son yaşananlar onu iyice huzursuz yapmıştı ve ister istemez beynini meşgul ediyordu.Eylül'den mesaj bekliyordu ama daha gelmemişti.En sonunda kendisi mesaj atmaya karar vermişti.

Telefonunu alıp mesajı yazdıktan sonra beklemeye başladı.

Acaba suç kensindemiydi?Ona bu kadar ileri gitmesini gerektirecek bi hareketi mi olmuştu?Derin bi iç çekti.Ne kadar da zormuş bu ahir zamanda kendini haramdan hıfz etmek...

******************************

Burcu ve Sinem gittikten sonra Poyraz evine gitmiş diğerleri de odalarına dağılmışlardı.
Eylül kitap okuyarak günün yorgunluğunu atarken telefonunun titreşmesiyle dikkati kitaptan alıp gelen mesaja baktı.

"Kusura bakma Eylül.Çok merak ettim konuşabildinmi?"

Eylül'ün mesajı görmesiyle kafasına vurması bir olmuştu.Asıl önemli olan şeyi nasıl unutmuştu?Saate bakıp geç olmadığına karar verip Mert'in odasına doğru yürümeye başladı.
Odanın önüne gelmesiyle biraz duraksadı.Derin bir nefes alıp kapıyı tıkladı.
Biraz daha bekledikten sonra kapıyı Mert açmıştı.Eylül'ü görmesiyle yüzüne alayvari bir gülüş yerleştirmesi bir olmuştu.

"Oo Eylül hazretleri nasıl oldu da beni ziyarete geldiniz?"

Eylül gözlerini devirip konuşmaya başladı.

"Bırak gevezeliği de seninle önemli bir şey konuşmam lazım.Çardağa gidiyorum sende gel."

"Emriniz olur Eylül hazretleri hemen geliyorum"

Bu çocukla ne yapacaklarını gerçekten bilmiyordu.

*****************************

Havuzun başındaki şezlonga uzanmış gökyüzünü izliyordu.En çok da bunu seviyordu işte.Yıldızlar günden güne çoğalmaya başlamıştı.Bu da yazın habercisiydi.En sonunda gözleri dolunaya takıldı.İçinde anlamdıramadığı garip bir duygu vardı.Bundan hoşlanmamıştı.

Aklına bugün yaşadıkları gelmişti.Mezarlıkta olanlar gözünün önünden film şeridi gibi geçiyordu.Ama bu film şeridi bir yerde donmuştu.Nisa'nın hıçkırarak ağladığını hatırlayınca göğsü sıkışmıştı yine.O kadar masum duruyordu ki...
Eylül ve kendisini babasına anlatmasına şaşırmıştı kendisine göre böyle ufak şeyler konuşulmaya bile değmezdi ama o zaman Nisa'nın gerçekten Eylül'ü sevdiğini anlamıştı.Pişmalık duygusu içini kemiriyordu.Ona yaptıklarını hatırladı.Güvenmemişti ve o babasına bir abi olarak kendisini haklı göstermişti.Bu kız gerçekten kafasını kurcalıyordu.Düşünmek istemiyordu.Ama beyni ona oyunlar oynamaya devam ediyordu.Aklına bir bir onunla karşılaştığı zamanlar düşmeye başladı.Buna artık bir son vermeliydi.Odasına gidip derin bir uyku çekse çok iyi olacaktı.Şezlongtan kalkıp yürümeye başladı.Kapıya yaklaştıkca sesler duymaya başlamıştı.Ses net gelene kadar yürüdü.Duvara yaslanıp konuşmaları dinlemeye başladı.

"Bak anlamıyor musun yada ben anlatamıyorum.Kız seni istemiyor.Ona bir daha böyle hediyeler alma.Ya etrafında bir sürü kız var git onlardan bir tanesine."

Bu Eylül'dü.Konuştuğu kişiyi tahmin etmek zor değildi.

"Onun gibi yok sende bunu anlamıyorsun.Neden inanmıyorsunuz ben onu seviyorum ve niyetimde ciddi."

Kağan istemsizce ellerini sıkmıştı.Yüz hatları gerilmişti.Mezarlıktayken Nisa'ya gelen hediyenin sahibini çok merak etmişti ve şimdi öğrenmişti.

"Siz beraber olamazsınız.Çünkü o kız dinine bağlı ve eşininde öyle olmasını istiyor.Sen onun hayalindeki eş kriterlerine sahip değilsin."

SABIR "TAMAMLANDI" Dove le storie prendono vita. Scoprilo ora