18.Bölüm:Hastalık

6.4K 503 3
                                    

Adının zikredilmesiyle gözlerini açmak istedi lakin göz kapaklarının üstünde sanki binlerce kilo ağırlıklık vardı.Omuzlarından sarsılmaya başlanmasıyla zar zorda olsa gözlerini açabilmişti.

"Abi..Abi ne oldu sana?"

Dün gece geldiğinde iyiydi.Ama şuan kafasını kaldıracak hali yoktu.Başı ağrıyor bir yandan da bedeni zangır zangır titriyordu.

Eylül abisinin alnına elini koymasıyla çekmesi bir olmuştu.

"Hii sen yanıyorsun abi.Hemen doktor çağırayım."

Kağan doktorun gelmesini istemiyordu.Ama sesini çıkaracak gücüde kendinde bulamıyordu.

"Tamam doktor on dakikaya burda olacakmış.Ben Makbule ablaya diyeyimde sana çorba yapsın hemen gelirim."

Koşarak odadan çıkan Eylül'e göz ucuyla baktıktan sonra gözlerini tavana dikti.Dünki yağmurun acısı şimdi çıkmıştı.

Bir iki dakika sonra Eylül elinde tepsiyle odaya girmişti.Burnuna dolan keskin sirke kokusuyla yüzünü buruşturdu.Hiç sevmezdi sirkeyi.Annesi gelmişti aklına yine.Oda hastalanınca ilk iş sirkeli su yapardı.Artık annesine bir kini yoktu.Nisa'nın sözleri onu kendine getirmişti.

Eylül suyun içindeki bezi sıkıp genç adamın alnına koydu.
Üzerindeki pikeyi çektiğinde genç adam pikeyi tekrar üstüne örtmüştü.Eylül gözlerini devirip abisinin sıkıca tutunduğu pikeyi bir hışımda çekip yere atmıştı.

"Eylül üşüyorum."

"Kusura bakma abicim üşümen lazım zaten.Hatta üstündeki tişörtü de çıkaralım."

Eylül tam tişörtü çıkarıcaktı ki içeriye Poyraz girmişti.Arkadaşının bu halini görünce şaşırmıştı.Zira o kolay kolay hastalanmazdı.

"Geçmiş olsun.Neredesin kaç gündür?Heryerde seni aradık"

Eylül hızlı bir hareketle Kağan'nın tişörtünü de çıkarmıştı.Kağan atabildiği en kötü bakışlarla Eylül'e bakıyordu.Ama Eylül'ün umrunda bile değildi.Sonuçta herşey abisinin iyiliği içindi.

"Boşuna ağzını yorma Poyraz abi.Eve dün gece geldi.Ağzından tek bir kelime bile alamadım.Geldiğinde üstü sırılsıklamdı.Birde elleri sarılı."

Poyraz şimdilik onu yormak istemediğinden üzerine gitmemişti lakin eninde sonunda öğrenecekti elbet.
Kapının açılmasıyla bütün gözler gelen doktora çevrilmişti.Elindeki çantasını yere bırakıp steteskopunu çıkardı.
Kısa bir muayeneden sonra reçetesini çıkarıp bir yandan yazıyor bir yandan da meraklı gözlerle bakan Eylül'e açıklama yapıyordu.

"Merak etmeyin soğuk algınlığı.Şimdi yazdığım bu ilaçları kullansın.Bol bol su içip bol bol da meyve yerse iki güne ayaklanır.Geçmiş olsun."

Doktor reçeteyi uzattıktan sonra gitmişti.

"Ben ilaçları alıp geleyim hemen bari."

Poyraz reçeteyi alıp hızla evden ayrılmıştı.

Eylül mutfağa gidip Makbule hanımın hazırladığı tavuk çorbasını alıp tekrar gelmişti.Yatağın kenarına oturup tepsiyi kenara bıraktı.

"Hadi abi doğrulda şu çorbanı içireyim sana."

Kağan kızarmış gözlerini çorbaya çevirdi.Kokusu bile midesini bulandırırken nasıl o çorbayı içecekti?

"Canım istemiyor."

Eylül gözlerini devirip tepsiyi önüne aldı.

"Abi doktorun dediğini duydun hadi iç şu çorbayı."

SABIR "TAMAMLANDI" Where stories live. Discover now