29.Bölüm:İstek

5.1K 397 2
                                    


Sığınırsın alemlerin Rabbine herkes seni sustu sanır...


Sabahın ışıklarını yüzünde hissettiğinde yüzünü buruşturdu.Huzursuzca gözlerini aralayıp etrafına bakınmaya başladı.Gördüğü manzarayla tebessüm etti genç kız.İçinden Elhamdülillah diye geçirdi.Beyza koltukta annesi ise Beyza'nın yatağına kıvrılmış uyuyorlardı.Demek ki bütün gece onu beklemişlerdi.Nasıl ödeyecekti onların hakkını bilemiyordu.Gözünden süzülen yaşını silip ayağa kalktı.Artık ağlamayacaktı onları üzmek istemiyordu.Onlar için iyi olmalıydı.Mutfağa geçip demliği ocağa koydu.Güzel bir kahvaltı için kollarını sıvadı.Onlara çok güzel bir masa hazırlayacaktı.

Aradan geçen bir saatin ardından masa hazırdı.Masaya son kez baktığında gülümseyerek odasının kapısını yavaşça açıp içeriye süzüldü.Önce annesini uyandırmalıydı zira Beyza'nın uykusunun ne kadar ağır olduğunu biliyordu.Annesinin yanına gidip yanağına uzun bir öpücük bıraktı.Saadet hanım yavaşça gözlerini açıp karşısında ona gülümseyerek bakan kızını görünce şaşırmıştı.Yattığı yerden doğrulup kızına baktı uyku mahmurluğuyla.Nisa diğer yanağını da öpünce yaşlı kadın dolu gözleriyle sıkıca sarılmıştı kızına.En sonunda eski haline geri dönmüştü.Yine o güzel yüzü gülüyordu ya ölsede gam yemezdi artık.Saçlarını kokladı kızının.Ne de güzel gül kokuyordu.Cennet kokusuydu bu.Başından öptü yavrusunu.

"Özür dilerim annem.Seni çok üzdüğümü biliyorum ama merak etme telafi edeceğim inşAllah."

Saadet hanım kızından ayrılıp saçlarını okşadı.

"Sen yine bana gülerek baktın ya kızım telafi etmene gerek kalmadı."

Genç kız mutlulukla takrar annesine sarıldı.Zaten şu yalan dünyada ne kadar ömürleri kalmıştı ki.Doya doya sarılmalıydı annesine.En sonunda ayrıldıklarında Nisa annesin elinden tutup ayağa kaldırdı.

"Sultanım sen şimdi elini yüzünü yıka bende uyuyan güzelimizi uyandırayım."

Saadet hanım başını sallayıp odadan ayrıldıktan sonra Nisa munzurca gülümseyerek Beyza'nın yanına çömeldi.Hep yapmak istediği ama yapamadığı şeyi yapmak istiyordu.Bir yerde okumuştu insan uykudayken ne sorarsan cevaplarmış.Şimdi bu tezi deneyecekti.

"Beyza çok çirkinsin biliyor musun?"

Sessizce söylediği cümleyle Beyza yüzünü buruşturmuştu.

"Sensin çirkin.Ben çok güzelim bi kere."

Nisa kıkırdamasını eliyle kapatıp konuşmasına devam etti.

"Peki Nisa'yı seviyormusun?"

Buruşan yüzü tebessüm etmişti.

"Çoook seviyorum."

Beyza yavaşça gözlerini aralayıp şaşkın bakışlarla ona bakan Nisa'ya bakarak konuşmaya devam etti.Beyza'nın uykusu ağırdı ama şimdi fısıltıyla konuşmasına rağmen uyanmıştı.

"Hatta bir kardeşim olsaydı ancak  bu kadar sevebilirdim heralde."

Nisa artık ağlamayacaktı kendine öyle söz vermişti lakin bu pek mümkün olmuyordu onun için.Üstelik kardeşininde gözlerinden yaşlar süzülürken.

"Gerçekten mi?"

Titreyen sesiyle sormuştu sorusunu.Sahi o kadar çok mu seviyordu?

"Tabi ki gerçek."

Hem ağlayıp hemde gülümsüyordu genç kız.Hiç beklemeden kollarının arasına almıştı can parçasını.Beyza da sarmalamıştı arkadaşını.Bir kaç dakikanın ardından ayrılmışlardı.Her ikiside hem burnunu çekiyor hemde gözyaşlarını siliyorlardı.Beyza gözlerini kısıp yalandan kızgın bir ifadeyle konuşmaya başladı.

SABIR "TAMAMLANDI" Where stories live. Discover now