50.Bölüm

4.8K 392 25
                                    

Yaşlı kadın avını bekleyen avcı gibi gözlerini kısıp iki genci izliyordu geldiklerinden beri.Gözleri eskisi kadar iyi görmese de yılların verdiği deneyimle yüreklerini çok net görebiliyordu.

"Ee hanım kızım var mı sevdiceğin, beklediğin?"

Beyza şaşkın gözlerini önce ponçik teyzeye hemen ardından da Poyraz'a çevirdi.İlaçlardan sohbet ederlerken konu ne ara Beyza'ya gelmişti?

"Yok teyzeciğim beklediğim kimse."

Huzursuzca yerinde kıpırdandı zira bir an önce bu konunun kapanmasını istiyordu.Lakin Ponçik teyzenin gözlerinden konunun kapanmayacağı ayan beyan belli oluyordu.

"Nasıl yok?Senin gibi güzel kızı kaçırmazlar.Vardır vardır da bize söylemiyorsundur?"

Ponçik teyzenin söyledikleriyle küçüldükçe küçüldü genç kız.Bu konulardan oldu olası çekinmişti birde Poyraz onu pür dikkat izlerken daha da gerilmişti.

"Yok teyzeciğim.Benim kimseye güvenim kalmadı.Artık sevgiler bile menfaat üzerine kurulmuş.Tabi buna sevgi denirse."

Poyraz sıkıntıyla iç çekmesine mani olamamıştı.Beyza'nın sözleriyle ona da güvenmediğini anlamıştı.Bu içini sızlatmıştı.

"Kızım bu gencecik yaşta ne yaşadın da kimseye güvenin kalmadı?Görende benim akranım sanır."

Yaşlı kadının sözleri kalbine anıların  hançerlerini saplamıştı.Bu acıya alışkındı..

"Annemin, babamın dayaklarıyla öldüğünü öğrendiğimden beri kimseye güvenmiyorum.Daha doğrusu güvenemiyorum.Doğru söylüyorsun teyze beden olarak yaşım küçük.Belki hayatımın çeyreğindeyim lakin ruh olarak senden bile yaşlı olabilirim."

Şu dili bir çözülse neler anlatırdı neler lakin dahasını anlatmaya gücü yetmemişti.
Genç kızın sözleri ortamda bomba etkisi yaparken,Poyraz bir hışımla yerinden kalkıp dışarı çıktı. Dolan gözlerine kimse şahit olsun istemiyordu.Elini yumruk yapıp duvara geçirdi.Ona kalsa sımsıkı sarılıp acılarına merhem olurdu.Beyza'yı tenha bir sokakta kaldırımda hareketsiz yatarken bulduğu zaman geldi gözlerinin önüne.Bu kadar acıya karşı dimdik durabilmişti.Bu kız ondan daha yürekliydi!Hala da sabrediyordu..

Yaşlı kadın kırdığı potun enkazı altında ezilirken, Beyza gözyaşını silip tebessüm etti yaşlı kadına.Kimseyi üzmek istemiyordu.Yanına oturup sıcak elini, kendi soğuk ellerinin arasına alıp sevgiyle bir öpücük kondurdu.

"Affet kızım.Bunak aklım düşünemedi."

"Estağfurullah teyzeciğim.Ben memnunum hayatımdan.Rabbim  sevdiği kuluna dert, sıkıntı verirmiş.Bunlar imtihandır ve İnşaAllah bu imtihanlar benim kurtuluş biletim olacak."

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Kulaklarında Beyza'nın hüzünlü sesi gözlerinde ise mahsun yüzü vardı.Bu sesi ve yüzü ne yaparsa yapsın yüreğinden silemeyeceğini biliyordu.Onun bakmaya kıyamadığına öz babası işkenceler etmişti.O gülen yüzünü soldurmuş,cıvıl cıvıl etrafına mutluluk saçan kızı derin bir mutsuzluğa hapsetmişti..Beyza duymasada söz verdi.Çıkaracaktı onu babasının hapsettiği mutsuzluktan..
Bir an aklına Beyza'nın buralardan çekip gideceği geldi.O gitmeden bir şekilde bu işi halletmeliydi.Ne kadar hastanenin terasında kaldığını bilmiyordu lakin içine işleyen soğuk hava bedenini uyuştururken zihnini sakinleştirmeyi başarmıştı.Yüzüne damlayan bir kaç tane yağmur damlasıyla başını gökyüzüne çevirdi.Gözleri yıldızları bulurken yağmur kokusunu derince içine çekti.Kalbinden diline dökülen duayı gökyüzüne fısıldadı.

"Allah'ım onun yüreğini benim yüreğime nasip et."

Yağmur iyice hızlanırken koşar adım içeriye girdi.Saatine baktığında bir saattir terasta olduğunu gördü ama bu bir saat, bir dakika gibi gelmişti ona.Zira aklındaki düşünceler zaman kavramını ortadan kaldırmıştı.Nihayet odaya girdiğinde ponçik teyzenin yatağında yattığını gördü ama Beyza yoktu.İstemsiz telaşlanırken yaşlı kadının yanına ilerledi.

SABIR "TAMAMLANDI" Where stories live. Discover now