31.Bölüm

4.8K 409 1
                                    

Derin bir nefes aldı.Son günlerde en çok yaptığı şeydi heralde.Sonra uykusuzluğun vermiş olduğu yorgunlukla gözlerini ellerinde tuttuğu kurumuş yaprağa çevirdi.Ne kadar zamandır bu ömrü bitmiş yaprakla oynadığını bilmiyordu.Bildiği tek şey bu üzülmeleri ağlamaları hepsi boştu lakin elinde değildi işte.En son olanlar onu çok yıpratmıştı.Yine susup sabretmekten başka bir çare göremiyordu.Son bir kaç saat içinde olanları düşündü.Sinem'in onu kollarından tutup sarsması,bağırması,Beyza'nın kendini kaybedip Sinem'in saçlarını yolması...Gerisini bilmiyordu çünkü kendini bu kargaşadan ancak kaçarak kurtarabilmişti.Burada ne kadar oturduğunu da bilmiyordu ve üşümeye başlamıştı.Uyuşan ayaklarına komut vererek ayağa kalktı ve saklandığı yerden çıkıp hastanenin girişine geldi.Bedeninin bir beden tarafından sarmalanmasıyla durakladı.

"Neredesin sen?!Ne kadar merak ettim hiç beni düşünmüyor musun?!"

Beyza hararetle konuşuyor bir yandan da sıkıca Nisa'ya sarılıyordu.Ne de çok merak etmişti kardeşini.O kargaşada kaybolmuştu ortalıktan.En sonunda ayrılıp yüzünü incelemeye başladı.Gözlerdeki ağlamanın verdiği kızarıklık ve herşeyi gizlemeye çalışan ufak bir tebessüm...Tam da tahmin ettiği gibiydi.

"Özür dilerim.Biraz sessizliğe ihtiyacım vardı."

Nisa cümlesini bitirip tekrar yoluna devam etti.Beyza'da Nisa'nın koluna girip hızına ayak uydurdu.

"Anladım.Tamam kızmıyorum ama bir daha telefonu kapatma."

Nisa sadece başını sallamakla yetindi.Kısa bir sessizlik olmuştu aralarında.Beyza Nisa'nın Kağan'ı sormasını bekliyordu.Nisa ise Beyza'nın Kağan'ın nasıl olduğunu söylemesini.

"Sormayacak mısın?"

Beyza durup sorgulayıcı bakışlarla Nisa'ya bakıyordu.Genç kız bakışlarını Beyza'nın gözlerinden başka heryerde geziyordu.Soracaktı tabi ama bunu onun söylemesi daha çok işine geliyordu.

"Soracaktım ama senin söyleyeceğini biliyordum."

"Söyleyeyim bari.Uyandı ve durumu çok iyi."

Nisa içinden Elhamdülillah çekti sessizce.Onun yüzünden kimseye birşey olmasını istemiyordu.

"Bir de şey.."

Genç kız muzurca ona sırıtan kardeşine bakıyordu boş bakışlarla.Yok yok vardı bu bakışlarda bir şey.

"Ney çatlatmada söyle artık."

"Tamam söylüyorum.Hemen azarla zaten.Neyse Kağan seninle görüşmek istiyor."

Nisa'nın kızgın bakışlarının yerini şaşkınlık almıştı.Anlayamıyordu neden onunla görüşmek istiyordu ki?Onunla görüşmeyeceğini bilmeliydi.

"Neden?"

"İnsan evleneceği kızla görüşmek istemez mi?"

Bu kız ne dediğini bilmiyordu.Çünkü bilseydi demezdi.

"Saçmalama ne evlenmesinden bahsediyorsun?"

"Bak sana söylemeye pek vaktimiz olmadı.Seninle evlenmek isteyen Kağan'dı."

Genç kız alışkanlık yaptığı derin nefeslerinden birini daha çekti içine.Gözlerini kapatıp bütün bu olanların rüya olmasını diledi.

"Beyza lütfen bana şaka yaptığını söyle."

Beyza genç kızın yüzündeki saf hüznü görünce yüzündeki muzur gülüşü silip ciddi bir ifadeye büründü. 

"Sana eşek şakası yapmayı çok isterdim.Hatta seni uykudan uyandırıp bütün bu olanların kabus olduğunu.Ama değil Nisa.Hepsi gerçek ve sen güçlü olmalısın.Annen için.Benim için en önemlisi ise kendin için.Zaten evlenmeyi kabul etmiştin.Ha Kağan ha başka biri ne fark eder?Sonuçta bir oyun bu.O pis sapık yakalanınca hepsi geçecek.Biz kız başımıza koruyamıyoruz seni.Belki o korur."

Genç kız Beyza'nın sözlerindeki gerçeklikle kalbinde ince bir sızı hissetti en derinden.O hiç böyle hayal etmemişti ki.Evleneceği adam onu cennete götürecek,ona Allah'ı hatırlatacaktı.Eksiklerini tamamlayacaktı.İmanın yarısı olacaktı...Şimdi kendisini bir çıkmaz yoldaymış gibi hissediyordu.En kötüsü de bu yolun geri dönüşü yoktu.Kağan'ı tanımıyordu ama biliyordu ki ibadetlerini yapmıyordu.Dinden bir haber insandı.En çokta bu yakıyordu canını.

"Tamam zaten başka çarem yok.İnatlaşmam ancak bize zarar veriyor.Gidelim madem görüşmek istiyor görüşelim."

İki genç kız yürümeye devam etmişlerdi.Kafalarında bir sürü soru vardı cevapları olmayanından.

"Af Allah'ım şu adamı boğazlayasım geliyor ya.Bir de sırıtmıyor mu?"

Nisa şaşkınca yanında sinir krizi geçiren Beyza'ya baktı.Bakışlarını takip ettiğinde bulduğu simayla anlamıştı kime sinirlendiğini.Aslında kötü biri değildi lakin Beyza'yla çok uğraşıyordu.Gözlerinden kaçmıyordu tabi ki.

"Ne yaptı ki?"

"Ne yapacak ne güzel Sinem'i dövüyordum kızı aldı elimden.Hayır yani sen niye karışıyorsun ki?Sanane değil mi ama yani.Ayrıca illa ki bir şey yapmasına gerek yok varlığı yetiyor sinirlerimi zıplatmaya."

Nisa Beyza'ya gözlerini devirmişti.Bu kız sinirlenince saçmalıyordu.

"Beyza onun komiser olduğunu biliyorsun değil mi?Onun işi kavgaları ayırmak."

Beyza Poyraz'ın yanlarına gelmesiyle susmak zorunda kalmıştı.

"Nisa hanım sonunda çıktınız ortaya.Her yerde sizi arıyorduk.İyisiniz değil mi?"

"Sağ olun iyiyim."

Poyraz kafasını sallayıp suratını asıp yere bakan Beyza'ya çevirdi bakışlarını.Şaşırtmıştı bugün genç kız onu.Sinem'in saçına yapışınca ayırmıştı bu sinirinin sebebini buna bağlamıştı.Zaten hep sinirliydi ya neyse.

"Bence de iyi olun yanınızda sizi koruyacak dövüş sanatları uzmanı var."

Beyza Poyraz'a hiç tepki vermiyordu.Sinirini ona belli etmeyecekti.Nisa arada ki gergin havayla daha bir bunalmıştı.En iyisi buradan hemen ayrılmalarıydı.

"Şey kusura bakmayın bizim yukarı çıkmamız gerekiyor.Eylül yalnız kalmasın."

Nisa Beyza'nın koluna girip hızlıca yürümeye başladı.

"Yok bu benim elimde kalacak Nisa ya.İki günde sinir hastası etti beni.Şimdi arkaya dönüp baksan pis pis sırıtıyordur."

"Yok canım abartma"

"Tamam bak o zaman."

Nisa etrafa bakıyormuş gibi yapıp arkasına döndü ve Beyza'nın haklı olduğunu anladı.Bu adamın Beyza ile ne derdi vardı?Bunu sonra düşünecekti çünkü şimdi müstakbel eşiyle görüşmesi vardı... 



Selamün Aleyküm arkadaşlar.Biliyorum bölüm baya geç geldi ama gerçekten çok meşguldum.Bu bölüm biraz kısa oldu ama bir daha ki bölüm İnşAllah uzun ve heyecanlı olacak.Allah'a emanet olun.Görüşmek üzere...

SABIR "TAMAMLANDI" Where stories live. Discover now