27.Bölüm:Ölüm Fermanı

5.6K 400 4
                                    


Hayat çok garipti.Bir gün yüzüne gülüyor.Bir günde en ağır sillesisini yüzüne yapıştırıveriyordu.Bir savaştı yaşamak.Peki kazanan  her zaman hayat mıydı?Niye kimse yaşadığı hayattan zevk almıyordu?Belki de acı sandığımız yaşanmışlıkların ardında gizlenen hayrı göremediğimizdendi.Aslında bir durup etrafımıza bakınsak ve düşünsek yaşadıklarımızın sonunda mutlaka ya hayır çıkıyordur yada çıkacaktır.Ne yaşarsan yaşa bu savaşta yenilsen bile tekrar ayağa kalmak ve yoluna devam etmek zorundasın...

Nisa'da düşmüştü yere.Ne kadar kalkmaya çalışsada hep bir darbe yiyordu.Daha kalkabilecek gücü kendinde hissedemiyordu.Yorulmuştu.Hiç bilmedeiği görmediği şeyler yaşıyordu şu aciz bedeni.Oysaki o kendi halinde yaşayan bir kızdı.Ne de çok özlemişti o monoton hayatını.Şükrünü bilememişti belli ki.Kendisis farkına varamasa da şanslıydı.Düşsede onu yerden kaldıracak bir ailesi vardı.Hemde canı pahasına...

Şimdi öyle yapıyorlardı.Yine düştüğü yerden kaldırmışlardı.Beyza ağlamaktan yorulup kendini uykuya teslim eden kardeşine baktı şefkatle.Eve geldiklerinde kendini odaya kitlemiş hıçkıra hıçkıra ağlıyordu.Kağan kapıyı kırıp içeri ne olur ne olmaz diye sadece Beyza,Eylül ve Saadet hanım girmişti.Kardeşini o halde görünce hemen gidip sarılmıştı sıkı sıkıya.'Ben senin yanındayım korkma'demişti.Nisa'da ona sarılık ağlamasına devam etmişti.Şimdi ise mışıl mışıl uyuordu.Elini avucuna aldı.Gözünden bir damla daha firar ederken fısıldadı 'Merak etme bu beladan da kurtulacaksın Allah'ın izniyle.Seni çok seviyorum canım kardeşim.'Elini yatağın kenarına bırakıp usulca kalktı.Odanın kapısı kırıkta olsa yarı ayaktaydı.Kırık kapıyı yavaşça örtüp salona geçti.Herkes sanki Beyza'yı bekliyormuşçasına yüzlerini ona dönüp konuşmasını bekliyorlardı.Saadet annesinin yanına geçip gözyaşlarını sildi tebessümle.Bu yaşlı kadıncağızın da dayanacak yüreği kalmamıştı.Ona da bir şey olmasından korkuyordu genç kız.

"Annecim ağlama artık.Nisa iyi mışıl mışıl uyuyor."

Saadet hanım titrek bir nefes aldı.Astım hastası olduğu için fazla etkileniyordu bedeni bu durumdan.

"Ah be kızım nasıl ağlamayayım?Görmüyor musun gözümüzün önünde eriyip gidiyor.Ne yemek yiyor ne de bizimle konuşuyor."

Yaşlı gözlerini küçücük koltuğa sığmaya çalışan kaslı bedenlere ve tekli koltukta oturan Eylül'e çevirdi.Onlar olmasaydı belki de..

"Allah sizden razı olsun yavrularım.Hep bizim yanımızda oldunuz.Siz olmasaydınız.."

Yaşlı kadın cümlesini tamamlayamamıştı.Çünkü tamamlamaya dili varmamıştı.Kağan karşısında ağlayan kadını görünce bir hüzün çökmüştü içine.Nedense onu bir anne gibi görüyordu.Annesinden sonra kimseye böyle bir hissetmemişti ve şimdi böyle hissetmesine şaşırmıştı.

"Hiç öyle bir şey olur mu?Lütfen böyle şeyler düşünmeyin.Biz onun arkadaşlarıyız.Tabi ki de yanında olacağız."

Saadet hanım Eylül'e minnetle baktı.Çok güzel bir kızdı.İçinden maşAllah çekti.

"Ben çayları getireyim."

Beyza mutfağa gitmişti.Ne kadar istemediklerini söyleselerde Saadet hanım bir çay içmeden bırakmayacağını kesin bir dille söylemişti.Bu kadar iyiliğe çay neydi ki? 

Beyza bardakları hazırlayıp kurabiyeleri de tabaklara koydu.Nisa'nın en sevdiği kurabiyelerdi.Belki yer diye almışlardı ama boşunaydı.Hüzünle bir iç çekti.

"Artık yardım edecek misin?"

Poyraz'ın sesini duymasıyla korkuyla arkasına döndü eli kalbinde kaşlarını çattı.

SABIR "TAMAMLANDI" Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin