30.Bölüm:İnanmak

5.1K 400 5
                                    

Yaşamın sadece nefes alıp vermekten ibaret olmadığını çok iyi anlamıştı.Bir bataklık gibiydi hayat onun için.Ne kadar çırpınırsa çırpınsın kurtulmak yerine daha dibe batıyordu.Güneşi görüyordu lakin ona ulaşamıyordu.Sessizce ölümünü beklemekten başka bir çıkış yolu bulamıyordu...

Odanın önünde ne kadar zaman olduğunu bilmeden bekliyorlardı.Beyza neler olduğunu öğrendikten kısa bir zaman dilimden sonra hastanede bulmuştu kendini tabi ki Nisa ile.Ne kadar gelmemesinin onun için daha iyi olacağını söylediyse de dinlememişti genç kız.Vefa borcu vardı bir kere.Onu hiç yalnız bırakmayan bu iyi insanları nasıl yalnız bırakırdı?Tamam ilk başta Kağan ile pek iyi bir başlangıçları olmamıştı ama o ne kadar onu sevmese bile yardımını esirgememişti...

Bakışlarını daha yeni babaları olduğu adama ve gencecik karısına çevirmişti.Yaşlı olmasına karşı oldukça dinç gözüküyordu.Kağan'ın kime benzediğini anlamıştı şimdi.Başını ellerinin arasına almış yerdeki kare fayanslara bakıyordu.Sık sık sıkıntıyla nefes alıp veriyor ve ofluyordu.Ne kadar üzüldüğünü anlayabiliyordu yüz ifadesinden lakin aynı şeyi karısı için düşünmüyordu.Sanki günlük rutin bir işiymiş,ya da yapmak zorunda olduğu için yapılması gereken bir iş gibi gördüğünü düşünüyordu.Bu adam için nedense kötü hissetmiyordu.Sebebsiz bir güven veriyordu ona.Aralarının iyi olmadığını yani hiç iyi olmadığını biliyordu.Karısının aniden ona bakması ve 'ne bakıyorsun'dermiş gibi bakış yollamasıyla bakışlarını bu sefer Eylül'e çevirmişti.Onu ilk kez bu kadar korkmuş ve yıkılmış görüyordu.Sanki dokunsan ağlayacaktı ama bir o kadar da güçlü duruyordu.Oturduğu sandalyeden kalkıp bir kaç sandalye yanında oturan Eylül'ün yanına gidip boş sandalyelerden birine oturdu.Ne kadar kendisi de kötü olsa onun önceliği her zaman sevdikleriydi.Soğuk ellerini tuttu 'ben senin yanındayım' dercesine.Eylül Nisa'ya bakamıyordu.Çünkü biliyordu ki ağlardı ve o ağlamak istemiyordu.Abisi görse bu halini ne de çok kızardı ona.Keşke dedi içinden keşke uyansa da bana yine kızsa.Gözleri yanmaya başlamış ve dolmuştu çoktan.Kimsenin yüzüne bakmasa bile onun düşünceleri onu ağlatmaya yeminli gibiydi.Diğer elinin tutulmasıyla yine bakmamıştı biliyordu ki diğer kardeşi gelip tutmuştu elini.Artık kendini tutamıyordu.Yaşları gözlerinden bir bir düşerken iki genç kız üzüntüyle birbirlerine bakıyorlardı.

"Biliyormusunuz kurşunlar üzerimize yağarken o kendini bana kalkan yaptı.Yine beni korumak için.Ben zaten onun omuzlarına hep yük oldum.Nereye gitsem peşime geliyor diye kızardım ona.Ama hiç düşünmedim.Sonuçta onunda bir hayatı vardı.Hem iş hem ben arasında mekik dokuyordu.Hatta bazen önemli toplantılarını bile benim için ertelerdi.Şimdi bakıyorumda benim için yaptıkları kendi hayatından fedakarlıklarıydı...Ama ben onun prensesiydim.Beni bırakıp gitmesin..." 

Bu kız niye böyle konuşuyordu?Zaten ağlamaya proglamlanmış gözleri vardı şimdi yine muslukları açılmıştı işte.Dindir dindirebilirsen.Nisa gözlerini silip arkadaşının çenesinden tutup yüzünü kendisine çevirdi.Gözleri kızarmış ve şişmişti ağlamaktan.Elleriyle göz yaşlarını baş parmağıyla silip tebessüm etti. 

"Emin ol Allah'ın izniyle seni yalnız bırakmayacak.Yine seni bıktırıncaya kadar sıkacak.Yine gelip prensesim deyip sarılacak sıkıca.Sen yeter ki dua et ve Allah'a güven."

Genç kız kollarını dolamıştı kardeşine.Başını güvendiği omuza koymuş göz yaşlarının süzülmesine izin veriyordu.Hıçkırıkları duyulmasın diye dudaklarını ısırmaktan dudakları parçalanmış ve kanamıştı.Ama umurunda değildi genç kızın.Bu kollarda ömür boyu kalabilirdi.

Nisa kollarının arasında bir kuş gibi titreyen kardeşine daha bir sıkı sarılıp kalbinin ferahlaması için dualar okuyordu.

Beyza artık bu manzaralar görmekten yorulmuştu.Fark etmişti de sadece yer değiştiriyorlardı.Buna sebep olan insan müsveddesi ise elini kolunu sallayarak dışarıda geziyordu!Sinirle ayağa kalktı.En iyisi kantine gidip su almalıydı.Yanan gönülleri belki söndürmeye yetmezdi lakin en azından yatıştırırdı.Hem komiser bozuntusundan göz hapsinden kurtulurdu böylece.Kendisi izlenmekten bıkmıştı ama o izlemekten bıkmamıştı.

SABIR "TAMAMLANDI" Onde histórias criam vida. Descubra agora