10.Aşka yorgun

2.2K 129 94
                                    

Bazen sadece yorgun oluyor insan; Ne küs, ne yalnız, ne de aşık.
(Cemal Süreya)

*****

- Korkuyorum! Sanki seni sevdiğimi söylediğim an seni kendi kötü talihimin bir parçası yapacağım. Sana birşey olacak diye ödüm kopuyor... Aşkımı kalbimde tutuyorsam bu benim suçum. Ne kadar seviyorsam o kadar susuyorum.

Yavuz köpeğinin ona kendini sürtmesiyle duygularından sıyrılıp ayağa kalktı. Kapıya baktı, Bahar açık bıraktığına göre içeri girmesinde bir sakınca yoktu. Ondan önce ağaçtaki ipi çözdü, sabah oradan geçenler için garip bir görüntü verebilirdi. Şafak kulaklarını dikmiş ona bakıyordu:
- Hadi gel içeri girelim.

Kapıya yaklaşırken tereddüt etti. Böyle üstü başı çamur içinde evde Bahara iş çıkaracaktı. Üstündeki tişörtü ve ayakkabılarını çıkardı. Pantolonun parçalarını kıvırırken Baharı merdivenlerden aşağı inerken gördü. Genç kızın gözleri bir an onun kaslı vücudunda kaldı. Sonra başını çevirdi:
- Duşa girebilirsin, banyoya temiz havlu koydum.
- Tamam. Yanlız Şafak?
- Siz orda durun. Ben bir kova su getireyim. Kapının girişinde yıkar içeri alırız.

Kova su geldiğinde Yavuz köpeği yıkarken Bahar havluyla koşturdu. Sıra şimdi Yavuzun temizlenmesindeydi. Genç adamın paçalarından şırıl şırıl sular akıyordu. Böyle içeri girmek içine sinmeyerek üstündeki pantolunu aşağı sıyırdı. Bahar gözlerini belertti:
- Ne yapıyorsun?
- Soyunuyorum. Evin iyice batacak yoksa.
- Bari kapıyı kapasaydın. Gelip geçen biri olsa...

Genç kızın bu hali Yavuzu güldürdü. Gülümserken dişleri görünüyordu:
- Doğru, sanki böyle biraz... tahrik edici oldu. Utanıyorsan arkanı dönebilirsin.
- Utanmak mı? Ben hastanede günde kaç çıplak insan görüyordum biliyor musun? Her gördüğümden tahrik olsam...

Bunu derken gözünü Yavuzdan alamadı. Yüzüne ateş basmıştı. Genç adam bunun farkındaydı. Gözleri onun üzerindeydi:
- Kızarıyorsunuz doktor hanım. Her gördüğünden değil ama be...

Genç kızın yüzündeki sert ifade ve gözlerinde çakan şimşekler onu devam etmemesi için uyarıyordu. Yavuz Baharın onu bu halde dışarda bırakma olasılığından tırsarak sustu. Başını indirip için için güldü. Yapar mı yapardı. Üstünde sadece şortuyla yukarı çıkarken Bahar tişörtünü ve pantolonunu yerden aldı. Suya bastıktan sonra astı:
- Beni delirttiği yetmiyormuş gibi birde gece yarısı iş çıkardı başıma.

Ayakabılarını da sudan geçirdikten sonra hepsini oturma odasının bir kenarına kurumak için bıraktı. Yukarı çıkıp dolabına göz gezdirdi. Bulduğu en büyük pijama ve tişörtü çıkarıp banyo kapısının önüne bıraktı. Tekrar aşağı inip Şafaka baktı, koltuğun bir kenarına kıvrılmış uyuyordu. Yavuz
Banyodan çıktığında Baharın bıraktıklarına bakıp güldü. Belinde bir havluyla aşağı indi. Genç kız yerinden doğruldu:
- İnşallah altında birşey vardır.

Genç adam gülmemeye çabalayarak:
- Sence?

Islak şortunu banyoda bırakmıştı. Bahar ters bir cevap vermemek için kendini tuttu:
- Kapının önüne bıraktığım şeyleri niye giymedin?
- Senin kıyafetlerin. Onlar bana göre değildi.
- Karizmam çizilir diye korkuyorsan... Merak etme dünden beri gözümde daha fazla alçalamazsın.

Yavuz ona dik dik bakan genç kızın elini yakaladı:
- Beni yaralamak için özenle seçtiğin bu sözler... gerek yok. Ben buna değmem.

Bahar elini çekecekken genç adamın elinin üstündeki yaraları gördü. Yavaşça elini Yavuzun elinden aldı:
- Madem öyle beni neden rahat bırakmıyorsun? Olanlardan sonra bir daha karşıma çıkmazsın sanıyordum. Birde utanmadan kendini öldürme numarası yapıyorsun!
- Numara değildi, beni affetmem için canımı verirdim.
- Birisi için canını vermek senin için bu kadar kolay mı?
- Birisi değil, senin için.

Kalbimde NE Arıyorsun?Where stories live. Discover now