27. "Gerçek" Aşk

1.6K 96 21
                                    

Murat şirketteki ofisinde ısmarladığı şeyleri paketten çıkarıp inceliyordu. Kapı çalınca elindekileri kartonun içine bırakıp masasının altına itti:
- Gir!

Savaş güle oynaya içeri girdi:
- Elini hiç kirletmeden bu mesele de hal oldu.

Murat onu anlamazdan gelerek:
- Hangi mesele?
- Tufan Aral canım.
- Yakalanmadığına göre bitmiş sayılmaz.
- Kırmızı bültenle arıyorlar, bugün yarın o iş tamam. Biraz sevinsene!
- Neye? Adil Karasu hala dışarda serbest dolaşıyor.

Savaş onun suçsuz olduğundan bahsedecekti ama üstünde dolaşan sinirli bakışlardan korkuyordu. Canına susamamıştı daha. Masadaki karta göz attı: Sevim Aksel - Doğum uzmanı.

Okuduğu anda Murat önünden çekip
yerdeki karton kutunun içine attı. Savaş başını eğip masanın altını yokladı:
- Ne var orda?
- Hiç, öyle birşeyler sipariş etmiştim.

Ama süpheli halleri genç adamın gözünden kaçmadı. Elini kutuya atıp gelişi güzel birşeyi aldı. Bir kitaptı. Kendine doğru çevirip kapağını okudu "Evde doğum hakkın..."

Murat elinden çekerek sinirlendi:
- Sen artık fazla oldun! Dışarı çık!

Savaşın ağzı açık kalmıştı:
- Bu ne için?
- Sana ne! Çık!

Şavaş kapıya giderken odanın boşluğu dikkatini çekti:
- Ofisi mi boşaltıyorsun?
- Evet, yurt dışına çıkmaya karar verdim. Şimdi müsade ette toparlanayım.

Genç adam kapıyı açmak için elini tokmağa atarken Murat arkasında belirdi. Elini omzuna koydu:
- Burda gördüklerini kimseye söylemeni tembih etmeme gerek yok sanırım.
- Sen yine birşeyler çeviriyorsun.
- Olabilir, seni bağlamaz.

Elini boynuna attı:
- Değil mi kardeşim.

Savaş yutkundu:
- Evet.

Onu bırakınca derin bir nefes aldı. Savaş odadan çıkar çıkmaz Murat kutunun içindeki kartı alıp üstündeki telefon numarasını aradı:
- Merhaba ben Murat Bayraktar. Bugün için bir randevu almam mümkün mü acaba?

*****

Yavuz, Bahar ve Yaprakla birlikte rehabilitasyon merkezinden çıkıyordu. Arabaya girip oturduklarında Yaprak birden çığlık attı:
- Bebeğim! Bebeğim yok!

Baharla aynı yaşta olmasına rağmen beş yaşındaki bir çocuktan farksızdı. Bazı ağresif halleri ara sıra nüksetmese uslu bir kız denebilirdi.
Yavuz direksiyona vurdu:
- İçerde unuttuk!

Bahar başına arkada oturan kızkardeşine çevirdi:
- Birşey olmaz Yaprakcım. Bir daha ki gelişimizde alırız.

Ama Yaprak'ın inadı tutmuştu yine:
- Olmaz! Bebeğimi isterim!

Kapıyı açıp arabadan fırladı. Yavuz onu zor tutabildi:
- Bak Bahar araba da yanlız kaldı. Ben sana yenisini alırım.
- Zeloşu isterim!

Adını Şehnaz sultanla birlikte takmıştı. Yatarken bile oyuncak bebeği yanından ayırmıyordu. Yaprak ağlamaya başladı. Bahar arabadan inmişti:
- Yavuz! Hadi siz gidin alın. Ben arabada beklerim.

Genç adam etrafına baktı. Haftalar geçmesine rağmen Bahar için hala tedirgindi:
- Emin misin?
- Tabi, ne olacak?

Yavuz karısının karnı burnunda olmasa ona sende gel diyecekti. Ama onu yormak istemiyordu:
- Tamam. Hemen geliyoruz. Yada... sen Baharın yanında dur Yaprakcım, ben alır gelirim.

Genç kız ayaklarını yere vurup ellerini çırptı:
- Bende! Bende geleceğim Yavuz!

Genç adam pes ederek nefesini bıraktı:
- Tamam sende gel! Hadi çabuk!

Kalbimde NE Arıyorsun?Where stories live. Discover now