15. Terk etmek kolay

2.3K 129 77
                                    

Buz gibi bir ses yükseldi:
- Beni rahat bırak Bahar!

Bu ne demek oluyordu şimdi? Genç kadın bir an hareketsiz kaldı sonra geri yatağına girip uzandı. İçinden ağlamak gelsede gözyaşlarına direnip geçmesini bekledi. Banyoda suyun sesini duydu. Birkaç dakika sonra kapı açıldı. Genç kadın uyuyormuş gibi yaptı. Yavuz giyinip odadan çıktı. Bahar gözlerini açıp aralık duran kapıya baktı. Az sonra dışkapının sesini duydu. Yataktan fırlayıp merdivenlerden aşağıya indi. Aklı almıyordu! Ona hiçbir söylemeden nasıl çekip giderdi?

Yavuz günlerce kendini kaybetmiş gibi ortalıklarda dolandı. Hergün annesinin ve Mervenin mezarını ziyaret ediyordu. Ama bunlar ona kendini daha iyi hissettireceğine iç dünyasını büsbütün altüst ediyordu. Baharla bir ilişkiye başladıktan sonra annesini ve Merveyi istemeyerek geri plana atmıştı. Unutmak değilde, aklına gelmemişlerdi. Dozu giderek artan bir bağımlılık edinmişti, mutluluk sarhoşu olmuştu. Birkaç aydır tozpembe bir dünyada yaşıyordu. Dertten tasadan uzak, aşkla. Bahar onun yeniden doğuşu olmuştu. Mervenin resmi gün geçtikce renksiz, soluk bir hal alıp yok olmaya yüz tutarken, yerini Baharın sımsıcak güneş gibi parlayan çehresi almıştı.
Sanki eski sevgilisini topladığı eşyalarla birlikte rafa kaldırmış ve şimdi bunu fark edince bir arayışa girmişti. Acısı hala içinde dursada, bulduğunda hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktı. Birkere birşeyler yerinden oynayınca onu tekrar eski haline getirmek zordu. Merveyi her çağırdığında aklına Bahar geliyor, kendini onun hayaliyle dop dolu buluyordu. Gözlerinde kaybolmak ne kadar çekici ve kolaydı. Kuş tüyü yastıkta uyuyup dinlenmek gibi. Ya her an burnunda tütmesi? Gözleri onun özlemiyle ıslandı. ölen sevgilisinin toprağına yüz sürerken utanıyor, bir günah işlemiş gibi suçlu hissediyordu. Ağlayarak toprağın üstüne kapandı:
- Bana yardım et Merve! Ne yapacağımı bilmiyorum. Ona elimi uzattığımda sana yabancılaşacağım aklıma gelmemişti. Onu bu kadar çok seveceğimi bilmiyordum. Bana bir yol göster.

****

Neredeyse bir ay olmuştu. Yavuzdan ne bir ses nede bir seda geldi. Baharın eli kaç kez telefona gitti, ama her seferinde kendini aramamak için tuttu. Yavuz dönerse onu bu sefer asla affetmeyecekti. İnsan hiç mi merak etmez, aramaz sormazdı? Ona ne yapmıştı?
Hiçbir şey demeden çekip gitmesi bir yana, ondan haber alamamak en kötüsüydü. Ya başına birşey geldiyse? Meraktan çıldıracaktı. İki hafta önce Yavuzun eşyalarını bir valize koymuş genç adamın yaşadığı koruya kadar gitmişti. İçeri girmeden demir kapıda duran güvenliğe valizi vermişti:
- Muzaffer dedeye verirsiniz. Yavuz beyi hiç görüyor musunuz? Buraya uğruyor mu?
- Evet. Burda kalıyor.

Bunu duyunca içine su serpildi, demek ki iyiydi ve dedesiyle kalıyordu. Sevinci kursağında kaldı. Madem birşeyi yoktu neden gelip ona ne olduğunu anlatmıyordu? Burada kaldığını söylemeye lüzum bile görmemişti, resmen o yokmuş gibi davranıyordu:
- Yazıklar olsun!

Onu düşünmemek için işine dört elle sarıldı. Murat Bayraktarın teklifini kabul etmişti. Tasarladığı proje hayata geçene kadar çocuk yurdunda çalışmaya devam edecekti. Şimdi sık sık Murat beyle bir araya gelip özel kliniği konuşuyor, üstünde araştırmalar yapıyor, araç gereç için birlikte kolları sıvıyorlardı. Genç adam ne çok ilgileniyordu çocuklarla. Yurda yaptığı yardımı hemen hayata geçirdi. Bina tamir oldu, yenilendi. Herşeyle bizzat kendisi meşgul oldu. Zengin işadamları genelde bu tür işler için başkalarını devreye sokarlardı. Bu adam bambaşkaydı. Yinede Bahar mesafesini koruyordu, etrafındaki erkeklerden o kadar zarar görmüştü ki. Babası da Yavuz da zamanla farklı yüzlerini göstermişti ona. Birtek Savaş hala aynıydı. Onu nikah masasında terk etmesine rağmen ona karşı olan tavrını değiştirmemişti. Kırgınlığını belli etmeyerek arkadaş kalmalarını istemişti. Sık sık görüşmeselerde onun tarafından affedilip hala sevildiğini bilmek genç kadını rahatlatıyordu. Daha dün Savaş onu aramıştı:
- Görüşmeyeli çok oldu. Ne yaptın merak ediyorum. Bir çay içip biraz dertleşelim, ha ne dersin?

Kalbimde NE Arıyorsun?Where stories live. Discover now