12.Alev Alev

4.3K 131 73
                                    

Yavuz Baharı kucağına alıp kaldırırken genç kız hareketsiz kalmış, başını genç adamın omzuna yaslamıştı. Kalbi heyecandan duracak gibiydi. Yavuzun gözleri yüzündeydi ama o utancından kirpiklerini kaldırıp bakamıyordu. Yavuz Baharı merdivenlerden yukarı taşırken kirpiklerine dikkat kesildi. Gelin duvağı gibi onun tarafından açılmayı bekliyorlardı. Genç kızın balerin zarafeti ve esnekliğinde olan vucudunu yatağa bıraktı.
Üstündeki tişörtünü ve pantolunu çıkardıktan sonra Bahara doğru eğilip gözlerinden öptü. Perde açıldı ve bir çift büyüleyici kara gözün sihrine kapıldı. Onu içine çeken dipsiz kuyular, mavi sularıyla dolmayı bekliyordu. Çölde kavrulmuşcasına suya susamış dudaklar birbirine doğru çekildi ve yavaş yavaş mesafeyi kapattı. Küçük bir dokunuş ve tadarak, acele etmeden birbirini sardı. Kalp atışları gibi onların hareketleride hızlanıyordu. Genç adamın elleri aradığını bulmuş gibi baharın saçlarından ensesine oradan omuzlarından kollarına kadar onu okşuyordu. Dudaklarını son bir öpüşmeyle genç kızın dudaklarından aldı ve düşlerini kurduğu yere boynuna doğru kaydı. Kokusu sarhoş ediciydi. Kulağına muzik gibi gelen minik inlemeleri kışkırtıcıydı. Boynunu öpüp emerken bir vampir gibi dişleme arzusu içindeydi ama bunu başka bir yer için saklıyordu, kursağında yarım kalmış bir hevesi vardı. Kendini tutarak dilini aşağılara, genç kızın gerdanında doğru kaydırdı. Oraya minik öpücükler kondururken Baharın kısık kısık çıkan nefesini duyuyordu. Devam etmek için önünde engel vardı: gömleğin düğmeleri. İçinden gömleği yırtıp açmak gelsede yavaş yavaş çözmek daha heyecanlıydı, her düğmede serbest kalan yerleri öpe öpe. Tamamen açıldığında göbeğine doğru baktı: orayada sıra gelecekti. Şimdi odak noktası sütyenden taşan göğüsleriydi. Dilinin ulaşımını kısıtlayan gömleği çekip attı, artık kolları da onun çalışma alanıydı. Dudakları ve elleri kollarından göğüslerine geçiş yaptı. Belini sarıp sırtına ulaştı ve sütyeninin kopçalarını buldu. Bu sefer sakin kalamadı. Çekip kopardıktan sonra sütyeni üstünden aldı. Bahar utanarak kollarıyla orayı kapatırken o bir kilidi çözer gibi genç kızın kollarını yana aldı. Kızın serbest kalan göğüslerine baktı: ucunda esmer krema bulunun iki beyaz pasta. Gülümseyerek dudaklarını oraya sürttü. Sonra dilini üzerinde gezdirdi. Küçük ısırıklarla elden geçirdi ve meme uclarını sırayla ağzının içine alıp emdi. Baharın inlemele sesleri yükseldi. Genç kızın vucudu şoka tutulmuş gibi sarsılıyordu. Göbeğine kayan başı tutup yüzüne doğru çekti ve Yavuzun gözlerinin içine baktı. Genç adam Bahar konuşmasa bile onun kalbinin sesini duymuş gibiydi:
- Korkmadan söyle. Bu sefer aşkın karşılıksız değil.

Genç kız aşktan buğulanmış gözlerle kendinden geçmişcesine sayıkladı:
- Seni seviyorum!

Yavuz çekicilikten öldüren büyüleyici bir ses tonuyla fısıldadı:
- Bende seni seviyorum. Çok seviyorum.

Dudaklarına yumuldu. Hiç sonu gelmesin istiyordu. Bahar nefessiz kalınca dudaklarını ayırdı ve ona sarıldı:
- Çok seviyorum, anlatamayacağım kadar çok.

Saçını okşuyor, elini boynunda gezdiriyordu. Yavuz başını kaldığı yere indirdi, Baharın göbeğine. Dilini etrafında tavaf edip belinden sırtına doğru tırmandı. Dudaklarının değmediği hiçbir yer kalmasın istiyordu, Baharı diliyle mühürlüyordu. Bu güzellik onundu, onu hiç çekinmeden sevmek hakkıydı. Aylarca kendine koyduğu yasağın acısını şimdi çıkarıyordu. Bu ten, bu koku herşeye değmişti. Daha cennet bahçesine girmeden, meyvelerini tatmadan o zevki alıyordu. Ama daha fazla dayanamıyordu. Dudaklarını sırtından çekip genç kızı sırt üstü yatırdı. Göğüslerinden başlayarak öpüp okşayarak aşağılara doğru indi ve kızın altındaki ipek çamaşıra dokundu. Nazikce bacaklarından sıyırıp kenara attı. İşte çennetin kapısı. Başını oraya indirirken Bahar kafasını kaldırdı ve itirazla salladı:
- Bana daha fazla işkence etme.

Kalbimde NE Arıyorsun?Where stories live. Discover now