Cıvık Cıvık

10.8K 652 385
                                    

"Oha abi burası çok güzel." Yiğit geldiğimizden beri burasının ne kadar güzel olduğuyla ilgili bilmem kaçıncı cümlesini kuruyordu. Gerçi bizde en az onun kadar hayran kalmıştık bu manzaraya. Gözlerimizin alışık olmadığı yeşillikler içinde kaybolmuştuk sanki. Muhteşem bir yerdi.

 Muhteşem bir yerdi

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

"Tamam çocuklar.Az aşağıda bir klübe var. Oraya gideceğiz. Burası zaten Turistik bir yer olduğundan güzelliğine alışın." Bize demesine rağmen Rehber hocamızda çekemiyordu gözlerini ağaçlardan. Hevesle koşuşturanı mı ararsınız, birbirine su atanını mı?

"Hocam şimdi tam olarak nereye gidiyoruz? Yani gölden uzakmı?" Samet diye bildiğim çocuk düşüncelerimize tercüman olmuştu. Çünkü yemyeşil dağların arasındaki bu güzel gölden uzaklaşmak istemiyordu kimse.

"Hayır göle çok yakın. Biraz ileride sadece. Gidince görüceksiniz zaten."

"Bak kanka sana birşey diyimmi? Alıcaksın bunlardan birini atıcaksın göl kenarına." Diyerek az ötemizde şort giymiş kızları gösterdi patavatsız arkadaşım Yiğit. Ağzının suyu akıyordu şerefsizin. Kafasına vurdum birtane. Şaşırarak bana döndü. "Ne var ya ne dedim sanki?"

"Abazalık yapma." Azarladım. Kafasını sallayıp omuzlarını silkti.

"Banane abi. Güzel kıza yavşarlar bu net." Göt kafalının beyni de göt gibi işliyordu herhalde. Annesi babası buna neden bakıyorlardı anlamıyorum.

"Yavşak olan sen oluyon bu durumda." Söylediğimi komik bulmuş olacak ki keyifle gülümsesi yalandan asık suratı. "Aynen." Dedi kıkırdamasını bastırmaya çalışıyor gibiydi. "Yavşağım." Dediği şeye gülmeye başladı. Bazen gerçekten de dünyaya gülmek için gönderildiğini düşünüyordum. O, o şekilde gülmeye devam ediyordu. Bende yanımdaki Turgut'a döndüm. Bizimle Muhabbete girmiyordu uzun süredir.

"Ne oldu lan hayırdır? " düşmüş yüzüne çevirdim kafamı iyice. "Ne bu surat."

"Ne suratı. " diye Yiğitte döndü. Muratsa...neyse onu boşverin.

"Yok birşey ya öylesine birden modum düştü." İnandımmı? Hayır. Çünkü Turgut öyle birden bire modunu düşürecek çocuk değildi. Kesin birşey olmuştu. Birşey olmuş olmalıydı. Elimi omzuma atarak yaklaştırdım kendime. Bir 'yeğen' edasıyla sırtını sıvazladım. Zavallımın morali yerlerdeydi.

"Anlat kardeş. Biz bugünler için varız."

"Boşver abi ya." Gözlerimi kısıp sarstım hafif omzundan.

"Anlat hadi anlat." Kararsızlıkla kalktı karşları önce sonra nefesini çekti. Ne anlatacağını daha çok merak etmeye başlamıştım açıkcası.

"Çağatay." Diye fısıldadı. Anında kaşlarım çatılmıştı. O şerefsizin adını duymak bile sinirlenmeme yetiyorken Turgutla ne olduğunu sorguladım.

"Ne yaptı o şerefsiz?" Yiğitte benden farklı değildi. Turgut bize bakmayı sürdürdü bir süre. Konuşmuyordu. "Söylesene Turgut." Yiğit Turgutun omzunu sarstı.

Sıfır Mantık (Gay)Where stories live. Discover now