Siktir

11.1K 633 572
                                    

Medya Turgut.♡ Medyası açılmayanlar için;

"Bir haller var bunda." Çatalındaki domatesi ağzına götürmeden önce söylemişti abim. Annem abime dönerek kaş kaldırdı. Benden bahsediyorlardı ve ben yanı başlarındaydım.

"Ne halleriymiş o?" İmalı imalı bana doğru döndü. "Aklı başında olmayışı yeni bir şey değil ki." Güldü ve babama baktı. "Her zaman garip, değil mi Ahmet?" Babam anneme ve bana baktıktan sonra gülümseyip çayından yudumladı. Şu masada üzerime dönen konuşmadan bir anlam çıkaramayan sadece bendim sanırım.

"Ne yapmışım? " diye gözlerimi kırpıştıra kırpıştıra sordum. Hakikaten, ne yapmıştım ki?

"Ben bilemiyorum artık sana sormalı." Annemden kafamı çekip abime döndüm. Sorar gibi kafamı kaldırdım. Omuz silkip bir domates daha attı ağzına. "Ben hiç bilmiyorum." Göz kırpıp çayını içti. Ne oluyordu cidden?

"Ben okula gidiyorum." çatalımı bırakıp ayaklandığımda abimde benimle ayaklandı.
"Şu okulunu bir göreyim ben de." Kaşlarımı çatıp ona baktım.

"Sen o okuldan mezun olmadın mı? Neyini merak ediyorsun? Görmedin sanki hiç." Gülüp musluktan bir su doldurdu kendine. İlk yudumu aldıktan sonra genişçe, ama böyle en genişinden bir sırıtma verip omuz silkti. "Uzun süredir görmedim gelip bakacağım sadece."

Yenilgiyle omuzlarımı düşürüp kafamı salladım. Beni nasıl sinir edeceğini ve çileden çıkaracağını bir abim bir de Yiğit çok iyi biliyordu. Afiyet olsun dedim ve odama çıktım. Masamın üstündeki telefonumu elime alıp gelen bildirimleri açtım.

'Günaydın. ' 07.23 Poyrazla konuştuğumuz günden bu yana 2 gün geçmişti. Ve ben ne zaman konuşsak kendimi sırıtırken buluyordum.

'Günaydın. Az önce kahvaltıdan kalktım. Okula gideceğim birazdan.' 08.36 Telefonu cebime atıp çantama uzandığımda kapıdan bir tıklama geldi. Ki muhtemelen abimdi.

"Gelebilir miyim? " Çantamı sırtıma takıp kapıyı açtım. Kafasını öne uzatmış duvara yaslanmıştı.

"Bir şey mi oldu? " Önce yüzüme baktı sonra baştan aşağı süzdü beni. Gülümsemesi yerleşti yüzüne tekrar. Kesin bir bokluk çıkaracaktı.

"Bu halde mi gideceksin okula?" Tekrar beni süzdü. "Paspal paspal?" Kaşını kaldırmıştı bense yine çattım.

"Ne varmış halimde?" Harbiden ne vardı ki halimde. Normal okul kıyafetlerimleydim işte. Ne olabilirdi ki en fazla?

"Sorun da orada." Ben daha fırsat vermeden içeri girdi. Beni de kolumdan sürükledi. Çekiştirip yatağa oturttu. "Bir tipin yok, tipe ihtiyacın var." Üzerime geçirdiğim hırkamı aşağı indirip dolabıma yöneldi.

"Abi ne yapıyorsun? " Ne yapmaya çalıştığını anlayamadan birkaç parça kıyafeti yüzüme fırlattı. Kıyaferler yüzümden düşerken ben hiçbir şey yapmamayı tercih ettim. Onun işi belli olmazdı çünkü.

"Ne yaptığını söylesene ya, okula geç kalacağım." Son anda bana dönüp elinde, üstüme fırlattıklarından daha parlak renkte gri bir kapşonluyla beni kolumdan tutup ayağa kaldırdı. "Bunu giy. " Şaşkınca, elinde tutup bana doğru salladığı kıyafete bakıp ağzımı açtım.

"Hava kaç derece haberin var mı?" Yüzümü buruşturup ona döndüm. "Ben duşta terliyorum bu elindekiyle buharlaşırım." Haklıydım. Hemde çok haklıydım. Cool olmak yerine Hot olacaktım. Gerçek anlamlısından.

"Haklı olabilirsin. Ama bu uzun kollu okul kıyafetinle seni biryere göndermem. Dilenci gibisin. "

"Ya okulda herkes böyle giyiniyor. Ayrıca herkes böyle gözüküyor. " Beni soymaya çalışan ellerini itekleyip bağırdım dayanamayarak. "Abi noluyor ya?!" İrkilerek geri çeklip yüzüme baktı. Sonra gözlerini kaçırdı. Ben hala bir cevap beklerken o "Neyse ben aşağıda bekliyorum." Dedi. Başka hiçbir şey söylemeden odadan dışarı çıktı. Donup kalmıştım. Neden böyle bir şey yaptığını ve tepkisini sorguluyordum. Vazgeçip üstümdeki uzun kollu formayı çıkarıp kısa kollusunu giydim. Üstüme de Poyrazın hırkasını. Bilmediğim bir nedenden dolayı bu hırkayı giymeyi çok seviyordum. Çantamı tekrar sırtıma geçirip aşağı indim. Kapının önünde bekliyordu. Ayakkabılarımı giydikten sonra bana bakmayan suratına baktım uzun uzun.

Sıfır Mantık (Gay)Donde viven las historias. Descúbrelo ahora