Sıfır Mantık (Gay)

Kalbimi açıyorum

"Ya manyak mısın bir git aaa!" Elimdeki şekeri savurup azarladım bağırarak. İllallah getirtmişti ve benim sinirlerim bozulmaya başlamıştı. Okuldan bu yana peşimde dolanıyordu. Hayır konuşsak hadi neyse diyeceğim konuşmuyorduk ta. Tek yaptığı peşimizden gelmekti.

"Ya Nur bırak gelsin işte. Gitmiyor baksana zorlama daha fazla." Suat'ın yüzüne bakıp üzgünce dudak büzdüm. Suatla birlikte takılma fırsatı bulmuşken bu gerizekalı herşeyi mahvediyordu.

"Ya Murat okulda yeterince vakit geçiriyoruz şuan başka biriyle takılıyorum anlamıyor musun? Sen Tolgayı falan arasana." Söyledim söylemesine ama sadece kafasını sağ sola sallamıştı. Kaşlarımı çatıp hırkamı düzelttim.

"Of ya." Suat'a mahçup gözlerimi yaparak bir dakika istedim ama onunda bu duruma sinirleneceği belliydi. Sonuçta Suatla arkadaşça bir buluşmaya çıkmıyorduk ve Murat'ın gelmesi onu da sinirlendirebilirdi.

"Sen gelsene bir benle." Hızla Muratın kolunu tutup onu ileriye çekiştirdim. İtiraz etmeden beni takip etti. İlerledikten sonra durup kolunu sıktım. "Ne yapmaya çalışıyorsun?" Azarladıktan sonra kaşlarımı kaldırdım ve yüzüne bakmaya başladım. O da tek kaşını kaldırıp bana baktı?

"Ne yapıyormuşum?" Sert sesine karşı daha çok kaş çatmak istesemde boşverip neefesimi bıraktım. Zaten bu havada makyajlı durmak zordu bu herif işleri daha zor yapıyordu.

"Randevu gibi bir şey yapıyorum şuan anlamıyor musun? Sen üçüncü kişi oluyorsun. Gitsene artık."

Hayır. " Şaşırarak ağzımı açıp gözlerimi pörtlettim. Şunu yaptığına bir bakın yahu!

"Murat!"

"Hiçbir yere gitmiyorum." Kesin bir şekilde söyledi. "Hiçbir yere." Bir şey söylemeden ona baktım. O da bana baktı. Okulda beraber takılıyorduk. Geziyorduk yemek falan yiyorduk tamam da hiçbir zaman ona onun arkadaşı olduğumu söylemedim. Zaten çok çoğuna Yiğit ben Tolga falan da oluyordu birlikte olduğumuzda. Ama onunla dışarı çıkacağımız kadar samimi değildik. Murat benim okul arkadaşımdı. Sadece okulda vakit geçirdiğim arkadaşım. Acaba kendisi mi takıntı haline getirmişti? Anlayamıyordum.

"Murat sen olunca sence aramızda bir romantizm olur mu Suatla? Lütfen git ya." Gözlerini bana dikip kıstı. Alay ediyor gibiydi.

"Beni ilgilendirmez."

"Yahu deli misin?! İstemiyorum diyorum işte seni anlasana!" Ben bağırınca duraksadığını farkettim bir an olsun. Gözleri, bakışları değişmişti. Oflayıp Suat'a döndüm. Şuanda cidden bu inatçı yüzünden onunla vakit geçirebileceğimi düşünmüyordum. İlerleyip boynuna sarıldım ve kulağına gelemeyeceğimi üzgün olduğumu söyledim. Yanağına bir öpücük kondurduktan sonra daha sonra buluşacağımızı söyledim. Anlayışla karşıladığı pek söylenemez ama sonuç olarak kavga olmamıştı. Tekrar sinirli halimi takınıp Muratın yanına ilerledim.

"Mutlu musun bak, gönderdim çocuğu." Gözlerini yere çevirip bir şey demedi. Gerçekten bugün bu meseleye bir açıklık getirmeliydim.
"Ah cidden senin gibi erkeklerden hiç hoşlanmıyorum. Senin gibi biriyle mümkün değil çıkmazdım." Ellerimi hırkamın cebine atıp çıkardığım peçeteyi dudaklarımda gezdirip rujumu sildikten sonra bir sakızı ağzıma attım. Cidden sakız insanın stresini harbi alıyordu.

"Nereden biliyorsun?" Soruyla berber sakız çiğnemeyi durdurup ona çevirdim gözlerimi.

"Benim gibi biriyle çıkmayacağını diyorum. Nasıl bu kadar emin oluyorsun?"

Bu herif neyden bahsediyordu Allah aşkına? İştajım hızla kaçtı o an ve sakızı paketine geri koydum.  "Ne diyorsun Murat ya? Saçmalama."