Arkadaşım Ol

9.6K 657 188
                                    


Ellerimde hırka merdivenlere baktım dikkatle.Sessiz sakin aşağı indim. Hızlı hızlı Poyrazın uyuduğu yere yürümeye başladım. Gereksiz heyecana kapılıyordum ama çokta gereksiz sayılmazdı. Çünkü ondan nefret eden biri üzerine hırka örtse yada onu uyandırsa ne tepki veriridi acaba diye düşünmeden edemiyordum. Herif dengesizdi. Ve ben dengesiz insanlardan nefret ederdim. Düşünmekten farkedememiş olmalıydım ki ne vakit buraya ulaştığımı bilmiyorum ama tam karşımda Poyraz'ı buldum. Hala uyuyordu. Yanına parmak uçlarımda ilerlemeye başladım. Heriftenmi korkuyordum, yoksa onu uyandırmaktanmı bilmiyorum ama sessiz olmak gelmişti içimden. Ben üzerine hırkamı bırakırken de uyanmadı şükürler olsun ki. Bende onu uyandırmak yerine yanına oturdum. Niye diye sormayın bilmiyorum. Sadece yüzüne bakıyordum ve sessizliği hoşuma gitmişti. Çünkü bilirsiniz pek düzgün konuşmaz benimle kendisi.

Siyaha yakın kahve saçları, bembeyaz teni vardı. Gözleri biraz küçüktü ama kaşları ve uzun kirpikleri yüzünü hoş gösteriyordu. Kabul, herif yakışıklıydı. Onu biraz daha incelerken ellerine indi gözlerim. İki elinin arasında tuttuğu şeye baktım dikkatle. Kağıt gibi birşeydi. Merak etmiştim açıkcası ama almaya korkuyordum. Uyanabilirdi. Biraz daha yaklaşıp kafamı elindeki şeye yaklaştırdım. Kağıtmıydı yoksa başka birşeymiydi emin değilim ve ne zaman ellerimi nesneye atıp yavaşça çektiğimi bilmiyorum. Ama ben aldıktan sonra da uyanmamıştı. Bir kaç saniye acaba uyanacak mı diye yüzüne baktıktan sonra elimdekini incelemeye başladım. Şimdi yakından bakınca yara bandı gibi duruyordu. Biryeri mi yaralanmıştı acaba? Yada birine mi verecekti gibi düşünceler çoktan, boş şeylerden başka birşey düşünmeyen beynime hücum etmeye başlamıştı. Biraz daha inceledim elimdeki yara bandını. Malesef yara bandı olmasından başka birşey anlayamamıştım. Tam eline geri bırakmaya yeltenmiştim ki yükselen zil sesiyle olduğum yere çakıldım. Tam zamanını bulmuştu gerçekten. Telefonunu kapatmak istesemde cebindeydi muhtemelen. Oraya ulaşamazdım. Ben olduğum yerde uyanmamasını umut ederek dua ederken kırpraşmaya başladı. Gözlerini açmıştı ama beni görmedi. Görseydi yumruk atardı bence. Yani ben olsam öyle yapardım.

Kesilen sesle beraber benim de kalbimin işlevi bitmişti. Korkudan atmaktan, devre dışı kalmıştı. Bense ölmeyi bekliyordum. Kafasını yavaşça önüne çevirip elleriyle birşey yokladı ceplerinde. Ee yuh artık beni nasıl hala görmezdi? Ne arıyorsa ceplerinde bulamamıştı belli ki. Yoksa elimdekini mi arıyordu? Cesaret toplamaya çalışarak derin bir nefes aldım. Eğer bunu arıyorsa çok önemli olmalıydı. Beni farkedememişti çünkü. Biraz daha bekleyip, yerlere bakınan Poyraza seslendim ürkekçe.

"Bunu mu arıyorsun? "Sesim çok kısıktı ama ona rağmen korkuyla bana baktı. Küfür etmek üzere gibi görünmüştü gözüme. Ona uzattığım yarabandına baktı. Anında Kaşları çatılmıştı. Hızla elimden alıp kontrol etti. Sanırım oydu. Rahatlar zannettim ama daha çok öfkelenip bana bağırdı. "Neden sende?!" Ben hafif tırssamda doğruyu söylersem beni kesecekmiş gibi bakan kahvelere diktim gözlerimi.
"Yanına düşmüştü. "Ağlayacakmış gibi çıkan sesimle ilgilenemezdim şuan. Hayatım söz konusuydu. Bana biraz daha bakıp kaşlarını normal haline getirdi. Ben rahatlayacak zaman kolluyordum.

"Alman gerekmezdi." İşte, diyorum ya benim gerizekalılığım. Boşver.

"Üzgünüm. " dedim kafamı eğdim. Ama hareketlerini incelemeye çalışıyordum. Biraz hareket edip yanına baktı. 

"Hırka?" Siktir! Hırka! Ne diyecektim lan ben? Geçerken koymuş olmamın imkanı yoktu. Çünkü özellikle getirmiştim. Ve koymuş olmamın da bir imkanı yoktu. Neden koymuştum ki Allah aşkına?

"Seni uyandırmak için gelmiştim. Hırkayı da ben getirdim." Bütün açıksözlülüğümü kullanarak söylerken gözleri şaşkınlıkla aralandı. Zaten bende çok şaşırdım ne söylediğime.

Sıfır Mantık (Gay)Where stories live. Discover now