'' Ayy, anne, bu oldu mu? Yakıştı mı? '' Endişeden sırtımdan akan terle beraber yönelttiğim soru, annemin bana bakmasını sağlamıştı.
'' Olmuş olmuş. Hadi git giyin gelirler birazdan. ''
'' Ya anne, geçiştirme. Şöyle yandan bak, fazlalıklarım belli oluyor mu? '' Annem, doğradığı salatadan başını kaldırıp, gözlerini tekrardan üzerimde gezdirdi.
'' Ne fazlalığı kız delirtme beni! Zaten kuş kadar şeysin. Hem, babaannen ne der sence bu elbiseye canım kızım? '' Hay Allah! O tamamen aklımdan çıkmıştı ancak şu dar vakitte bir de onu düşünemezdim.
'' Fatma hanım torununu bu gün mazur görebilir bence. '' Diyerek odama fırladım. Daha saçımı bile yapmamıştım çünkü!
Giydiğim kalın askılı, dizimin biraz altında biten, günlük mor elbiseme her zaman uyan saç modelini yapacaktım.
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
( Tuğçe'nin Giydiği Elbise )
Salaş örgü yaptığım saçımla aynadan kendime bakarken, göz makyajımı tamamlamıştım. Batıkan'ın geleceğini öğrendiğimden beri elim ayağıma dolaşmış, sofrayı bile bir-kaç kez düştükten sonra anca hazırlayabilmiştim.
Annem paldır küldür odama girince, aniden sıçradım ve baş parmağımı damağıma bastırdım.
'' Hii! Ne yapıyorsun anne sultan! '' Annem ellerini belinde birleştirerek,
" Hadi in aşağıya, asansördelermiş, baban dedi. " Yüzüme akın eden sıcaklıkla, anneme kafamı salladım. Bir süre aynanın karşısında kendime telkinler verdikten sonra, yavaşça kapıyı aralayıp, aşağıya doğru baktım. Odamın direkt olarak kapıya bakması beni ilk kez rahatsız etmişti. Batıkan'ı, annemin elini öperken gördüğümde, kalbim teklemişti. Aklıma olur olmadık şeyler kurulduğunda, kafamı iki yana sallayarak kendime gelmeye çalıştım. Merdivenlerden düşmemeye özen göstererek inmeye başladım. Babetlerimin parke basamaklarda çıkardık ' takıdık tukuduk ' sesler, holdeki bütün bakışların bana dönmesini sağlamıştı. Yanaklarıma hücum eden sıcaklık kızarmamı sağlarken, merdivenlerin bitişinde kafamı yukarı kaldırabilmiştim. Batıkan'ın şaşkınlıktan kocaman olmuş gözleri üzerimi tararken, zar zor duyulan bir sesle,
" Hoşgeldiniz. " demiştim.
" Hoşbulduk kızım. Misafirimiz, Batıkan Ağabeyin. Bizim sanayiye yolu düşmüştü bir ara. "
