26. Bölüm

379 17 8
                                    

Uzun zamandır yoktum, biri demiş öldü. Şimdi yazsınlar Senoş geri döndü ayol! Sjdgagshhajdjaj

Multimedia: Rosanne Cash - September When It Comes ( Severek dinlediğim bir şarkıdır, sizin de dinlemenizi istedim :))

Paragraf arası yorumlarınızı bekliyorum bakın haa

İstek öneri ve şikayetlerinizi pencerenizden baktığınızda gördüğünüz ilk yıldıza fısıldayın ❤️🎆

İyi okumalar 👍

-----*****-----

Batıkan'la geçirdiğim o mükemmel günün üzerinden geçen bir hafta sonunda hala aşk sarhoşuydum.

Aklımın bu beş karış havadaki halleri çevremdeki insanları şüphelendirirken ben bu durumu pek umursamıyordum. Şimdi ise kalemimin tepe kısmı ağzımda önümdeki matematik sorularıyla cebelleşiyordum.

Testin başına oturduğumdan bu yana beynimde dört dönen ' Alarko kombi, gerçek kombi gerçek konfor!' dizeleri ( Yazardan not: Hayır Alarko kombiden sponsorluk almadık skkfkdk) soru çözmem sanki çok mümkünmüş gibi bir de kafamı karıştırıyordu.

Birden gelen yılmışlık hissi ile sandalyemin arkalığına yaslandım.

'' Eh! Yeter be! Alarko diye diye bir hal oldum. Başka müziğe geçiyorum. Tarçının arkadaşları Gülçin, Nurçin ve Yalçın'ı ister misin tanımayı... ''

Sandalyemi tekerlekleri üzerinde döndürerek kendime bir eğlence bulmuşken odamın kapısı açıldı. Abimin sesini duyduğumda dönmeyi bıraktım.

'' Tuğçe şarj aletimi gördün mü? Hem sen ne yapıyorsun kızım böyle? Duyan da test çözüyor sanır şu bak. ''

Bakışlarımı abime odaklamaya çalışsam da fır fır dönmem yüzünden başım dönmüştü.

'' Ay kafam döndü abi! Ne bileyim ben senin şarj aletinin yerini ya! Nereye koyduysan oradadır. ''

'' İnsanın neresi boşsa orası döner bu bir, ikincisi de sana ihtiyacım yok benim kendi şarj aletimi kendim bulurum. Haspam! '' Dediğine karşılık arkasını dönüp giderken bağırdım.

'' Ay yıldım! Y-I-L-D-I-M! '' Oflayarak önüme döndüğümde test kitabımla karşılaşıp tekrar küçük çaplı bir kriz geçirdim ve kim bilir kaç saattir oturduğum sandalyeme zamk gibi yapışmış olan ardımı zorlukla kaldırarak gardolabımın karşısına dikildim.

Biraz kafa dağıtmak için alışveriş yapmak istemiştim ve Berfin'e bunu belirten bir mesaj atarak dolabımdan vazgeçilmez kot ve tişört kombinimi çıkardım. Giyinip hafif de makyajımı yaptıktan sonra telefonumu kontrol ettim ve Berfin'den gelen onay mesajının ardından buluşacağımız yeri de mesaj attım.

Evden çıkmadan anneme haber verdim ve ayakkabılarımı giyip otobüs durağına doğru yola koyuldum.

Bineceğim otobüsü beklerken omzuma birinin dokunması ile irkildim ve arkamı döndüm. Rastladığım kişi tamemen beklemediğim birisiydi.

'' Ege! Ne işin var senin burada? '' Ege bizim yaklaşık 5 sene öncesine kadar kapı komşumuzdu ancak onlar taşındıktan sonra fazla sık görüşememiştik. Şimdi de onu burada görünce doğal olarak şaşırmıştım.

'' Ne işim mi var? İstemiyorsan gideyim ben komşu kızı! '' dedikleri ile kendi dediklerimin farkına vardığımda yüzüme çoktan mahcubiyet ifadesi yerleşmişti bile.

'' Komşu oğlu, hiç istemez olur muyum Allah aşkına! Gel bir sarılayım sana bakayım. Ne kadar özlemişim! '' Birbirimize sarıldıktan sonra ayak üstü konuştuk ve onun otobüsü gelince ayrılmak zorunda kaldık. Ege iyi çocuktu, ne uzun ne de kısa bir zaman diliminde birbirimizi tanımıştık. Onun binamızdan taşınması ve sonraki senelerde üniversiteyi kazanması ile neredeyse hiç görüşememiştik. Bu şekilde karşılaşmamız bir yandan da iyi olmuştu, onu evimize davet etmiştim ve numaralarımızı birbirimize vermiştik.

~MÜZİĞİM KADAR ÇOK~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin