1.BÖLÜM '' Sokak Lambası ''

3.7K 576 2.8K
                                    


MERHABA! İlk hikayem ile karşınızdayım... Bu yola yeni adım attım umarım güzel yerlere geliriz birlikte.

Kitabıma zaman ayırıp okuyacağınız için teşekkür ederim.

KEYİFLİ OKUMALAR!


Gözlerimi her sabah olduğu gibi bu sabah da alarmın sesiyle araladım. Kısık gözlerimle çalar saatin nerede olduğuna bakındım. Yatağımın dibindeki küçük sehpanın üzerinde olduğunu görünce sinsice sırıtıp küçük bir hareketle demek yalan olurdu. Biran önce sussun diye tekme atıp duvarla buluşturdum onu.

Sonunda susmuştu.

Her ne kadar onu ortadan kaldırmak için sert davransam da inat etmiş gibi bütün işkencelerimden sağlam çıkıyordu. Genelde böyle susturuyordum onu eğer sehpanın üzerindeyse oda alışmıştı, ondan kırılmıyordu galiba.

Pencereden vuran güneş ışınlarıyla gözlerimi daha fazla yumdum. Elimle yüzüme gölge yapıp pencereden dışarı baktım. Bugün hava yine güzeldi.

Kollarımı yukarı doğru kaldırıp yatakta esnedim ama ağzımın açılması yüzümün tamamını kaplamıştı. Ağzıma sinek girmesinden korkup anında kapattım. Daha fazla geç kalmamak için yataktan kalktım ve yüzümü yıkamak için banyoya gittim.

Evde hiç ses yoktu normalde annem bu saatte ayakta olurdu acaba çıkmış mıdır? Deyip yatak odasına baktım annem halen daha uyuyordu sessiz davranıp odama gidecekken sabah sabah karnımdan gök gürültü sağanak yağışlı bir gürleme duyunca olduğum yerde durdum buna hiç şaşırmamıştım çünkü akşam gelir gelmez uyumuştum ve aç yatmıştım üşendiğim için kalkıp bir şey hazırlamamıştım.

Karnımdaki gürleme tekrar ben burada açım dermişçesine guruldayınca sesli olarak " karnında ki hayvan canlandı kaç Sare!" dedim gülümseyerek.

Sırıtarak mutfağa girdim masaya baktığım da zeytin peynir reçel ve ekmek vardı ocakta ki çayın altını yakınca sandalyeye oturup ısınmasını bekledim masaya tekrar bakıp ne bekliyordun Sare bir kuş sütü eksik bir masa mı kendi kendime hareket çekip "nah!" dedim annem ve benim başımda böyle bir baba varken çok beklersin o masayı.

Annem ve ben çalışmasak aç kalırdık. Yine de bu halimize şükrediyordum. Çünkü gün boyu aç olan, yiyecek bir şeyleri olmadığı için sokakta dilenen çöpten yemek toplayanlar vardı. bu halimize de şükür.

Suyun taşma sesini duyunca kalkıp çay koydum ve yemeye başladım. Zeytini masadan uzaklaştırıp tabii ki de sevmiyordum o siyahiyi ne yapayım bütün cinsini hemde önceden yiyordum ama bir ara ağzıma yumuşak ezik ve tadı güzel olmayan gelince vazgeçmiştim yemekten. O gün bugündür yemiyorum. Yemesem de kendimden bir şey eksilmezdi ya. Karnım doyunca masadan kalktım.

Odama gidip üstüme siyah askılı giyip altıma dar bir kot pantolon giyindim saçlarımı arkadan örüp çantamı alıp on beş dakika içinde evden çıktım.

Makyaj yapmayı pek sevmediğim için aynanın karşına bu sebeple uğramıyorum bile diyecektim ama beceremediğimi itiraf etsem iyi olur galiba.

.

.

.

Yolda ilerlerken bizden az ileri de oturan Hayriye teyzeyi gördüm. Yine bir şeyler yapıyordu bahçesinde, her sabah kesinlikle onun ile az bir sohbetimiz oluyordu.

SOĞUK NEVALEWhere stories live. Discover now