28.BÖLÜM '' Karanlık Gerçek ''

341 40 64
                                    

MERHABA! Nasılsınız? Yazmaya dün başladım ve yetişmeyeceğini düşündüm ama sabahlayıp size yeni bölümü yetiştirdim yoncalarım. ( kalp kalp kalp ) yorumlarını ve oylarınızı bekliyorum. Sizi seviyorum!

KEYİFLİ OKUMALAR

Önceki bölümden son sahne:

'' Eğer benden gizlediğin bir yaran varsa, bana söyle bende senin yaralarını sarabileyim ki sende benim yaralarıma kusurlarıma sarılırken utanma '' dedim.

Kolunu belime sarıp saçlarımı koklayarak öptü '' sen benim kusursuz kızımsın'' dedi ve kulağıma fısıltıyla '' Sare '' dedi ve ona döndüm yüzümüz o kadar yakındı ki sıcak nefesini dudaklarımda hissediyordum.

Elimi kavrayıp göğsünün üzerine koydu.

Alnımı alnına bastırdı.

Nefesi gittikçe hızlanıyordu.

'' Annem öldü '' dedi kekeleyerek.

Bu cümlesiyle kalakaldım yüzümü ondan uzaklaştırıp gözlerine baktım ve yanağından aşağıya inen gözyaşını başparmağımla sildim.

'' Sarılırsam geçer mi? '' dedim titreyen sesimle.

'' Geç... ''

Cümlesini bitirmeden sarıldım ona. Bitirmesine izin verseydim '' geçmez '' diyecekti biliyorum. Bir kere daha acizliğini bana göstermişti. Onu böyle görmeye dayanamıyordum.

'' Her şey güzel olacak hissiyatım '' deyip boynuna küçük bir buse kondurdum.

YİRMİ SEKİZİNCİ BÖLÜM '' Karanlık Gerçek ''

Aslında bizi biz yapan karanlıklarımız, geçmişimizde ki acılarımız. Kim bilebilir ki şu insanın şu yangını var yüreğinde. Oysa ne güzel saklamıştı kendi yaralarını benden. Soğuk, kasvetli ruhunda yaşayan bir yara. Belki bilmediğim daha niceleri.

Can çekişen ruhlarımız, farklı acılarla yanıyordu...

Gözyaşının gittiği yerden gitmek istedi parmak uçlarım. Bir umut daha ağlamasın diye.

Karanlığa hâkim olan adam " günaydın. "

Gözlerimi yine, uyurken masumlaşan yüzüne açtım. Sanırım benim en güzel sabahlarım Sarelle ile değil Saraç'la başlıyordu.

Bu düşüncem kıkırdamama sebep oldu.

Onu uyandırmamak için nefes bile almıyordum. Bir müddet izledim tekrar hafızama kazımak için suratını.

Onca olay yaşadın neden gitmedin ondan Sare? Dedim kendi kendime.

Gidemedim...

Acılarımı dibine kadar görüp, iyileştirmeye çalışan adamı nasıl bırakıp gideyim. Yapamazdım. Hem de onun bu kadar büyük acısı varken.

Saraç kımıldamaya başlayınca hızla gözlerimi kapattım. Hareket bile etmemiştim oysaki. Elini belime atıp beni hafifçe kendine çekti.

Gözlerim açık olsaydı çoktan irileşmişlerdi. Ama yinede şaşkınlığım had safhadaydı.

Yavaşça gözümün birini açıp uyandı mı diye kontrol ettim, tek gözlü canavar gibi.

Uyanmamıştı. Her ne kadar rahatlamış gibi dışarı derinden nefes vermek istesem de kendimi tuttum.

Bu yakınlık canımı alacaktı, kalbim yerinden çıkacakmış gibi hızlı atıyordu.

Alnına düşen saçlarını, işaret parmağımla korkarak hafifçe ittirdim.

SOĞUK NEVALEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin