11.BÖLÜM '' Aynadaki Yansıma ''

736 154 355
                                    


Kuzularım ponçiklerim 💜 nasılsınız ? Umarım iyisinizdir sıkı giyimin güneş gösterse de kendini yinede soğuk 🤗

Umarım Bölümümü begenirsiniz ben bile yazarken gerildim bazı yerlerinde sizinde yorumlarınızı almak benim için önemli iyi Akşamlar 😘

KEYİFLİ OKUMALAR 💞

Yağmur başlamasına aldırış etmeden koşuyordu Saraç. Arkama baktığımda kimse yoktu biranda durup.

'' Kimse gelmiyor koşmamıza gerek yok artık '' dedim nefes nefese Saraç'ı durdurup.

Nefesimi düzene sokmak için dizlerimin üzerine çöküp kapalı olan gökyüzüne kaldırdım başımı yağmurun her damlasını daha iyi hissediyordum artık. Ayaklarıma batan taşların acısı durunca kendini belli etti.

Saraç da benim gibi nefesini düzene sokmaya çalışıyordu ama hep gözü arkadaydı.

Elbisem sırılsıklam olmuştu ve çok üşüyordum. Olduğum yerde kollarımı bedenime sarmak istediğimde hala daha Saraç'ın elini tuttuğumu fark ettim o bunu fark etmemiş olmalıydı yoksa çoktan elini çekmişti.

Nefesimi sessizleştirip ellerimize baktım ellerinin içinde kaybolan küçücük ellerime doğrusu. Biranda beni kaldırıp hızla,

''geliyorlar koşmalıyız '' dedi.

Çöktüğüm yerden kalkıp zorla adım attım, ayaklarımın tabanları o kadar acıyordu ki artık adım atamıyordum.

Titreyen çeneme aldırmadan Saraç'a

'' artık yürüyemiyorum lütfen bir yol bul '' dedim elimi ondan çekip olduğum yerde durdum ve kollarımı bedenime sardım.

Saraç hızla üzerindeki deri montu çıkartarak bana giyindirdi.

'' Bak! Şimdi bunun sırası değil lütfen dayan bu adamları atlatalım '' dedi elimdeki o önemli çantayı alarak.

Az ilerde bir apartmanın önünde duran pizzacının motorunun farları vurunca gözlerimi kıstım.

Saraç hızla beni arkasından sürükleyip siparişini bırakan adama aldırış etmeden motora beni oturttu kucağıma çantayı koyup kendide binip motoru çalıştırdı.

Arkamızdan bağıran adama inat daha da hızlı sürmeye başladı.

Yağan yağmur yüzüme hızla çarpıyor ve rüzgâr nefesimi kesiyordu.

İliklerime kadar üşüyordum, üzerimdeki deri mont bile fayda sağlamıyordu bu hızda. Başım şimdiden ağarmaya başlamıştı bile. Bugün de bitecekti evet bir şey olmadan bitecekti buna eminim ya da böyle istiyorum.

İçimdeki korkuyu unutmak için derin bir nefes alıp yüzümü acıdan rüzgârdan kaçmak için başımı Saraç'ın sırtına yasladım.

'' Sare bana tutun '' dedi, Saraç'ın dediklerini çok az anlaya biliyordum ama gözlerimi açamıyordum. Biranda beni kucaklığında gözlerimi hafifçe açabildim,

'' ne yapıyorsun indir beni '' dedim sersem bir şekilde.

Saraç aldırış etmeden merdivenlerden çıkarıyordu bunu görmesem de hissedebiliyordum.

Bu yaptığına ses çıkarmadan kendimi onun kollarına bıraktım ve gözlerimi kapattım artık hareket edecek halim kalmamıştı.

.

.

.

.

Pencerenden içeriye sızan güneş gözlerimi açmama yardımcı oldu. Başımın ağrısı uyumama rağmen hiç geçmemişti.

SOĞUK NEVALEOnde histórias criam vida. Descubra agora