19.BÖLÜM ''Aşk Gömleği ''

547 81 138
                                    

KEYİFLİ OKUMALAR🍀

Arabanın camından dışarıya baktığımda yıkık dökük bir depo görüyordum. Bir otele ya da restorana gelmemiştik. Telefonum kapanınca çaresiz bir şekilde tekrardan pantolonumun cebine sıkıştırdım. İçimdeki korku yüzünden dudaklarımı yemeye başladım.

Terlemiş avuç içimi dizlerime silerek Aziz pisliğine sordum gözlerimi o yıkık dökük yerden çekmeden,

'' burası mı sizin mekânınız '' dedim sessizce yutkunarak,

''evet senin için burası '' dedi pis bir şekilde gülerek.

Hızla arabanın kapısını açıp çıkacakken Aziz pisliği kolumdan tutup beni içeriye çekti.

Yüzüme düşen saçlarımı geriye doğru atıp,

'' kimsin sen ya? Bırak beni! '' diye bağırdım dediğime aldırış etmeden kendi tarafındaki kapıyı açıp beni oraya doğru çekti ve arabadan indirdi.

Elinden kurtarmak için olduğum yerde tepinip kollarımı savuruyordum. Biranda beni kendine çekip sırtımı göğsüne yasladı kulağıma doğru eğilip '' yaramazlık yapmazsan daha iyi anlaşabiliriz güzelim ''dedi.

Gözlerimi kapatıp derin bir nefes aldım, korktuğum için nefes almayı unutuyordum ara ara. Onun duyabileceği bir tınıyla '' bırak beni pis herif '' diye bildim sadece, daha fazla tutamadığım gözyaşım yanağımdan aşağıya hızla indi.

Aklımdan geçen bir şeye ilk defa inanmak istiyordum.

'' Saraç lütfen beni bulup bu adamın elinden kurtarsın '' içimden bu inandığım şeye yalvarırcasına lütfenler yağdırıyordum.

'' Saracı istiyorum '' dedim kısık bir sesle,

dediğimi anlamamış gibi '' birşey mi dedin?!'' diye bağırıp derin bir nefes aldı ve beni depoya doğru sürüklemeye başladı.

Olanca gücüm ile çığlık attım,

''imdat! Kimse yok mu?! ''

Aziz, gülerek beni durdurdu ve başıyla etrafı gösterdi '' baksana ne kadar sessiz ve ıssız bir yer sence burada biri seni duyar mı? '' dedi dediğine aldırış etmeden sıktığı bilereklerimi kurtarmak istedikçe daha fazla sıkıştırdı.

Ellerime kan gitmediğini hissedebiliyordum, yavaşta karıncalanmaya ve uyuşmaya dönmüşlerdi.

Aziz, '' dur ben söyleyeyim istediğin kadar bağır kimsecik duymaz seni bizden başka '' dedi yanındaki adamını işaret ederek.

'' kimsin sen? Kim oluyorsun da beni buraya getiriyorsun! '' diye bağırdım, etrafa bakınca gerçekten ıssız bir yerdi.

'' Saraç beni bulabilecek miydi bu ıssız yerde? Nerden bilebilirdi ki ama Azizin böyle bir deposu olduğunu nerden bilecekti beni bir depoya getirdiğini. Bana ne yapacağını bile bilmiyordum '' kendime sorduğum bu sorulara içimdeki koza olmuş tırtıl cevaplar gibi kalbim hızlı atmaya başladı.

Bunun korkudan mı yoksa bana bir işaret olduğunu mu belli ediyordu anlamamıştım.

Aziz adamına işaret edip kocaman demir kapıyı açtırdı. Deponun içinde iki sandalye vardı bir sandalyeye beni ittirdi oturmam için,

'' Bırak be beni! Sen kim oluyorsun bulacaklar beni burada ve seni yaşatmayacaklar! buna eminim '' diye bağırdım karşımdaki sandalyeye oturmuş bu söylediklerime gülüyordu Aziz.

Yerimden kalkmamam için iri kollu dev gibi duran koruması omuzlarımdan tutuyordu beni '' yapılacak bir şey var mı Aziz Bey '' dedi kendi gibi kaba bir ses tonuyla,

SOĞUK NEVALEWhere stories live. Discover now