42.bölüm +180000

17.1K 938 1.1K
                                    


Keyifli okurcuklar...

Can konağın önüne geldiğin de gençlerin hala eğlendiğini gördü. Gençler gelin arabasını gördüklerin de arabanım etrafını sararak,"ağamızla oynamadan şurdan şuraya gitmeyiz?"diyerek çalan davulu daha coşkulu çalısmaya başladılar.

Can, arabadan inerek ilerledi gençler bir anda etrafını sararak Can'ı ortalarına aldılar.

İçlerinden birinin ıslık çalarak başlattığı şarkıya diğerleride coşku ile eşlik etmeye başladı;" eli elime
Değdi de hem ben Yandım hem kendi eli elime değdi de hem ben yandım hem kendi bize kimse karışamaz ağamız çok efendi bize kimse karışamaz ağamız çok efendi ağamız çok ağamız çok efendi !"diyerek tokmağa vurup hemde Can'ı ortalarından çıkartmıyorlardı.

Sağdıç devreye girerek cebinden çıkarttığı dolaları gençlerin üzerlerine savurdu. Can da cebinden çıkarttığı banknotları davulcunun davuluna bıraktı.

Ama bu şarkı bir an önce bitmeliydi. Can'ın da ahuzarı vardı....

Kürşat,Murat ,Hasan ve Rıza da gençlerin arasına girip Can ile birlikte halay çekmeye başlayınca Dilay ve Cemre Pekmez'i arabadan indirerek konağa odasına götürdüler.

Rıza'nın karısı Elif, Ferhat'ın karısı Sevgi ,Yaren,Yeliz ,Zeynep,Cemre hep birlikte konağa girdiler Dilay, Sevgi'yi kenara çekerek "adettendir gelinle yenge konuşur sen konuşmak ister misin?"diye sordu.

Sevgi,Dilay'a tuhaf bir ifade ile bakarak,"ay böyle şeyler mi kaldı abla ya onlar zaten biliyordur!"dedi.

Dilay olsun biz yine de üstümüze düşeni yapalım dedi.

"Siz ne yaparsanız yapım valla ben karışmam bana çok banal geliyor,"

"İyi zaman Cemre konuşsun!"

" hah tam ona göre bu işler,zaten hiç anlamıyorum O Amerika'yı bırakıp nasıl geldide bir ağa ile evlendi!"diyerek önden önden yürüdü.

Başı tutmuştu yine iyi bir kadındı ama Ferhat'ın ailesini hep dar görüşlü bulur işlerine pek fazla karışmamak için de bahaneler bulurdu. Kocasını çok seviyor olması,herşeyi kabul etmesine sebepti ama biliyordu ki buralar da Ne kadar az şey görürse duyarsa kendisi için o kadar iyiydi...

Dilay,Cemre'nin yanına giderek ,"pekmez ile konuşmak sana kaldı biliyorsundur adettendir yanına bir uğra."dedi.

Cemre,"yaren de sen de gayet yapabilirsiniz bu işi!"

Dilay, yeliz'i ve Elif'i göz hizasından işaret ederek,"senin yapmanı istediğim için önce Sevgi'ye sordum yenge yapmazsa görümce yapmalı,"

" tamam o zaman benden de çok şey bekleme yani!"diyerek kıkırdadı kendisinde çok güzel anıları yoktu.

"Sana güvenim tam!"derken Cemre'yi iteklemeye başlamıştı bile...

Pekmez, kendi emeği ile döşenmiş odaya baktı. Çok güzel olmuştu. Yatağın etrafından sarkan uzun tüller yerleri süpürüyordu. Ahşap işlemeli dolap kapıları yatağın karşısında bir tablo gibi duruyordu. İki küçük pencerenin üzerinden yerlere kadar sarkan ince tüllerin yanında kalın bordo perdeler odaya renk katıyordu. Odayı incelemeye devam eden Pekmez,kapı açılınca Can'ın geldiğini düşünerek hemen ayağa kalktı duvağının altından baktığın da gelen Cemre ablasını görerek bir an nefes aldı.

CAN AĞA bir deli rüzgâr ...(bitti!)Where stories live. Discover now