8.Bölüm

9.1K 654 220
                                    

Hepsinin gücünden daha büyük bir güç. Bu gücün ne olduğunu hayal bile edemiyordum. Boğazımı temizledim.
"Yani sizin ve Selim Bey'in gücünden de mi büyük bir güç?"
Defne Hanım eliyle alnını ovdu.
"Bilmiyorum. Gücünü keşfetmen uzun sürebilir."
Selim Bey Defne Hanım'ın yanına geldi.
"İyi misin?" Dedi ona bakarak. Onları ilk gördüğüm anda aralarındaki aşkı fark etmiştim. Oturanlardan biri el kaldırınca oraya baktım. Cadıydı sanırım. Defne Hanım söz verince konuşmaya başladı.
"Siz en güçlümüzün mavi gözlü adam olduğunu söylemiştiniz. Kız onların soyundam mı?"
Bu lafın üzerine herkes yanındakiyle konuşmaya başladı. Defne Hanım uğultuyu bağırarak bastırabildi.
"Kafanızda teoiler üretmeyin. Hem kızın gözleri mavi bile değil."
Cadı bana nefretle baktı.
"O zaman şu şekil değiştiren vampirlerden olmalı. Herkesin şekline girebiliyorlarmış."
Defne Hanımın sıktığı yumruğundan kıvılcım çıktı.
"Sus artık! Bir daha da ben sormadıkça konuşma."
Çok korkuyordum. Defne Hanım durumu anlayıp elimi tuttu.
"Korkma Derin. Gücün elbet açığa çıkacak. Dışarıda daha kolay açığa çıkacağını düşünüyorum."
Herkese hitaben konuşmaya başladı.
"Yarın izinlisiniz. Yanınızda korumalar olacak. Tehlike anında güçlerinizi kullanacaksınız."
Selim Bey ateşi izlemenin bittiğini söyledi ve dağıldık. Eylem koluma girdi.
"Çok korkuyorum," dediğimde güldü.
"İngiltere'de lorda tekme atarken hiç korkmuyordun ama."
Ben de güldüm.
"Bütün kızlara anlatmışsındır."
"Elbette. Hepsi bizimle zaman yolculuğu yapmak istiyor."
Kızlar etrafımızı sarıp başlarını salladılar. Gülüşerek yatakhaneye girdik. Yatağıma çıkıp kitabımı çıkardım. Kitabın arasından bir kağıt düştü. Kaşlarımı çatarak okumaya başladım.

'Berk'e güvenmekle hata yapıyorsun. Sana onun bir katil olduğunu söylesem muhtemelen bana inanmayacaksın ama gerçek bu. En ironik olan da Berk eski sevgilisini öldürmüş. Hâlâ onunla takılmak istersen karışamam. Ben sadece seni uyarmak istedim.'

Neydi bu? Bir nisan şakası mı? Oysaki aylardan aralıktı. Kim yazmış olabilirdi bunu? Melisa? O bizi Berk'le konuşurken hiç görmemişti. Sarp? Doğru ya bizi yan gözle izlemişti hep. Kesin oydu. Yarın bu iftiranın hesabını soracaktım ona.

Sabah Sarp'ı bulmaya gittim. Bahçede dolaşıyordu.
"Sarp!"
Bana dönüp gülümsedi. Elinde gül vardı. Yanıma gelip bana uzattı ama ileriye baktım.
"O notu sen mi yazdın?"
Yüzü ciddileşti. Gülün pembe yapraklarını okşadı. Öfkem gittikçe yükseliyordu.
"İnanmadın değil mi? Sana şu anda kanıt sunamam ama herkes onun nasıl bir şekilde geldiğini biliyor buraya. Her yeri kan içindeydi. Sevgilisini öldürmüş."
Gözlerimi devirdim.
"O an öyle söylemediği ne malum? Belki de ona saldıran birini öldürmüştür," dediğimde bana yaklaştı.
"Aylarca odasında yalnız kaldı. Defne Hanım tamamen iyileşene kadar bizimle kalmasını yasakladı. Sence müdafaa için öldürseydi böyle bir yasak koyar mıydı?"
Başım zonkluyordu. İnanmak istemiyordum. Kapıya yürüdüğüm anda Sarp'ın arkamdan gelen sesini duydum.
"Gerçekler acıdır."
Durdum ama ona dönmedim.
"Bunu Berk'in ağzından duyana kadar inanmayacağım."
Yürüyüp lavaboya girdim. Sırtımı soğuk fayanslara dayadım. Bu gerçek olabilir miydi? Hastayken beni kucağında taşıyan kişi katil miydi yani? Buz gibi suyu yüzüme çarpıp dışarı çıktım. Rüya pencerenin önünde kitap okuyordu. Yanına gidince başını kaldırıp bana baktı.
"Selam. Kafam karışık," dedim gergin bir sesle. Kitabın arasına ayraç koyup bana döndü.
"Herkesin bir miktar öyle. Konu ne?"
Rüya'nın şu cool hallerini seviyordum. Sanki hiçbir şey umrumda değil gibiydi.
"Sarp... Bana bir şey söyledi. Berk'le alakalı."
Rüya'nın dudağı alaycı bir şekilde kıvrıldı.
"Şu mesele. Ben de ne zaman dökülecek diye merak ediyordum. Berk sevgilisini öldürmüş?"
Başımı salladım. Rüya bordo ojeli tırnaklarına baktı.
"O konu muamma. Berk Defne Hanıma bir şeyler anlattı ama yüzeysel olarak. Kimse gerçeği bilmiyor."
Yutkundum. Gözüm Rüya'nın kitabına kaydı. Bayan Peregrine'in Tuhaf Çocukları. Bizimle ne kadar da uyumluydu.
"Sen ne düşünüyorsun? Sence Berk katil mi?" Dediğimde kızıl saçlarının bir tutamını arkaya attı.
"Belki katil,belki de kurban. Bunu ondan başkası bilemez. Hayal isterse aklını okur ama ona kalmış."
Tabi ya Hayal zihin okuyabiliyordu. Rüya'ya veda edip Hayal'i aramaya başladım. Koridorda yürüyordu. Yanına gidip ona baktım.
"Benden bir şey isteyeceksin."
Güldüm.
"Evet. Benim için çok önemli bir şey."
Kolundan tutup kenara çektim.
"Sarp Berk'e iftira atıyor olabilir. Göya Berk katilmiş. Berk'in zihnini okuyabilir misin benim için?"
Hayal derin bir nefes aldı.
"Bak Derin,zorda kalmadıkça zihin okumam doğru değil. Hele gizli gizli. Berk anlarsa çok kızar. Hiçbirimizle doğru düzgün konuşmuyor zaten. Defne Hanıma söylerse Melisa gibi güçlerim alınır."
Omuzlarım düştü. Yere bakmaya başladım.
"Derin? Yapamam. Beni anlıyor musun?"
Başımı usulca salladım. Hayal çenemden tutup yüzümü ona doğru kaldırdı.
"Özür dilerim. Unutma ki güçlerimiz zor zamanlar için var."
"Biliyorum. Yine de sağol."

Kıvılcımların DansıWhere stories live. Discover now