28.Bölüm

4.7K 392 15
                                    

Vampir bir an bocaladı. Sarp ve Sıla da öyle. Eylem ve Rüya yanıma geldiler.
"Sen? Bu nasıl olur? Derin'in aynısısın," diyen Eylem'e baktım.
"Gerçek Derin benim. Uzun hikaye bir ara anlatırım. O sizi günlerdir kandırıyordu. Kişileri taklit eden bir vampir o."
Kızlar vampire baktı.
"Zaten anlamıştım onun sahte olduğunu," dedi Rüya. Sesimizi duyanlar dışarı çıkıyordu. Eylül, Sedef ve Deniz'in dışarı çıktığını gördüm. Vampir ilk şaşkınlığını üzerinden atınca bağırmaya başladı.
"Asıl vampir o! Yakalayın çabuk! Benim görüntümü taklit etmiş. Defne Hanım, Selim Bey!"
Defne Hanım ve Selim Bey yanımıza geldiler. Bir vampire bir de bana bakıyorlardı. Defne Hanım konuşmaya başladı.
"İkiniz yanyana geçin."
Vampir yanıma gelip durdu. Nasıl göründüğümü bilmiyordum ama kızların bakışlarından perişan göründüğüm belliydi. Defne Hanım ikimizi de inceledi. Ne yani test filan mı yapacaktı? Peri tozunu kullanmalıydım. Benim gerçek Derin olduğuma inanmazlarsa Sarp ve Sıla'nın hain olduğuna da inanmazlardı. Cebimdeki peri tozu kutusunu araladım. Aklımdan geçirmem gerekiyordu. Vampir görüntümü taklit ettiğini itiraf etsin. Bu işin içinde mavi gözlü adamın olduğunu da.

Vampire meydan okuyan gözlerle baktım. Birden vücudundan bir titreşim yayıldı. Sarı bir ışık belirdi ve vampirin gerçek görüntüsü belirdi. Birkaç kişinin hayret ifadeleri kullandığını gördüm.
"Bizi kandırmış!" Diyen Sıla'ya acıyarak baktım. Birazdan bütün foyaları ortaya çıkacaktı. Vampir ayarladığım gibi konuşmaya başladı.
"Ben bir vampirim. Mavi gözlü adamın yanında kalıyorum. Gücüm birinin görüntüsünü ve sesini birebir taklit etmek. Mavi gözlü adamın isteğiyle buraya geldim. Görevim Derin'in yerine geçip arkadaşlarıyla arasını bozmaktı. Aslında mavi gözlü adam Derin'in kölesi olmasını istiyordu ama Sıla Derin'i bir odaya kilitleyip öldürmek istedi."
Konuşması bitince dehşete kapıldı. Ağzını kapatmaya çalıştı ama olan olmuştu artık. Sıla yine masum kız numaralarına yatmaya başladı.
"Yalan söylüyor. Ben bir şey yapmadım," dediğinde cebimden papatyayı çıkardım. Öykü ne yapacağımı anladığı için başını iki yana salladı. Beni vazgeçiremezdi. Kararımı çoktan vermiştim. Defne Hanım ve Selim Beye döndüm.
"Bu papatyayı okulun bahçesine yerleştirdim. Sarp'tan şüpheleniyordum ve şüphelerimde haklı çıktım. Sıla ve Sarp mavi gözlü adamın casusları. Bu papatyadaki konuşmalar da kanıt."
Papatyanın yapraklarına dokundum. İstediğim gibi ses artık zihinlere değil etrafa yayılıyordu. Sıla ve Sarp'ın seslerinin belli olduğu son konuşmaları etrafa yayıldı. Bitince Defne Hanım ve Selim Bey Sarp'a ve Sıla'ya döndüler.
"Size güvenmiştik. Sıla neyse de sen nasıl yaptın Sarp?" Dedi Defne Hanım. Sarp yere bakıyordu. Selim Bey konuşmadan elini havaya kaldırdı. Sarp, Sıla ve vampir yok oldular. Boğazımı temizledim.
"Cezam ne? Okuldan mı kovulacağım?"
Kızlar hüzünlü gözlerle bana bakıyorlardı. Defne Hanım gelip saçlarımı okşadı.
"Casusları ortaya çıkardın. Buna ceza değil ödül verilir," dediğinde öfkemi kontrol etmek için derin bir nefes aldım.
"Aynısını başkası yapsa okuldan kovulurdu değil mi? Niye beni diğerlerinden üstün tutuyorsunuz?"
Birbirlerine baktılar. Güldüm.
"Neden olacak? Mavi gözlü adam neden benim peşimdeyse o yüzden. Sizin kızınız olduğum için."
"Bu doğru mu?" Dedi Eylem. Başımı salladım. Defne Hanım elimi tutmak istedi ama geri çekildim. Onlarla başbaşa bu konuyu konuşmak istiyordum. Başım döner gibi olunca sendeledim. Kızlar yanıma koştu.
"Beni yukarı götürün," diye fısıldadım. Eylem ve Rüya koluma girdiler ama yürüyecek halim yoktu. Rüya kapıdan çıkan Arda'ya seslendi.
"Derin'i kucağına alır mısın? Hiç hali yok."
Arda gelip beni kucağına aldı. Yatakhaneye kadar girip beni yatağıma yatırdı. Son kalan enerjimle teşekkürler diye mırıldandım. Gözlerim kapalıydı ve çok geçmeden uykuya daldım.

Uyandığımda karanlık olmuştu. Başımı kaldırıp etrafa baktım. Hayal aynada giydiği siyah tişörte bakıyordu. Bakışlarım yansımasıyla buluşunca bana döndü.
"Derin uyandı!" Diye bağırınca gülümsedim. Kızlar gelip yatağıma oturdular. Hepsine tek tek baktım. Neyi beklediklerini biliyordum. Derin bir nefes alıp anlatmaya başladım.
"Sıla beni en üst kattaki bir odaya kilitledi. Sonra Sarp geldi yanımıza. Aslında görevleri beni mavi gözlü adama ulaştırmakmış ama Sıla beni öldürmek istedi. Ellerinden çıkan dumanlar beni boğuyordu. Defne Hanım ve Selim Beyin ailem olduğunu söyledi. Sonra tam bayılmak üzereyken biri beni kucakladı," durup ağlama hissinin geçmesini bekledim. "Berk gelip beni kurtardı sanmıştım. O kadar sevinmiştim ki benden vazgeçmediği için. Uzun süre baygın kalmışım. Kendime geldiğimde yanımda beni öldürmek isteyen vampir vardı. Mavi gözlü adam da geldi ara sıra. Bize karşı savaş başlatacakmış. Bizim peşimizde olma nedeni de köleleştirip yanında savaşmamızı sağlamakmış."
"Daha doğrusu neden seninle uğraştığı belli oldu. Defne Hanım ve Selim Bey vampiri öldürmüşlerdi ya," diyen Deniz'e baktım.
"Vampirleri kullanıyor. Onlara ne vaat ettiğini öğrenemedim ama mutlaka bir şeyler demiştir. Mavi ışık olayını hatırlayın. Kişi kötü olup istediklerini yapmaya başlıyor. Sonra da köle olmuş oluyor ve gücünü kendi isteğiyle yönetemiyor. Bu aşamadan sonra o kişinin gücü mavi gözlü adama geçiyor bence."
Kısa bir sessizlik oldu. Hepsi beni onayladılar. Mavi gözlü adamla ilgili güzel bir nokta yakalamıştım. Geri kalan kısmı anlatırken gözyaşlarımı tutamadım. Özellikle perinin öldüğü yerde birkaç kişi daha ağladı.

Kıvılcımların DansıNơi câu chuyện tồn tại. Hãy khám phá bây giờ