12.Bölüm

7.9K 582 152
                                    

Bugün yılın son günüydü. Hastane odasında başlayan yıl okulda bitecekti. En azından burada olmaktan mutluydum. Gerçek arkadaşlar edinmiştim burada. Tabi bir de sevgili. Hâlâ inanamıyordum. Bir rüya olabilir miydi? Yok değildi. Berk'in kulağıma fısıldadıkları aklımdaydı. Güne uygun olsun diye kırmızı bir kazakla siyah pantolon giydim. Kazağımın üzerinde kardanadam vardı. Saçlarımı da maşa yaptım. Eylem yüzünde muzip bir gülümsemeyle bana bakıyordu. Tabi ya! Şu bizim noel planımız. Diğer kızlar da hazırlanınca bir çember oluşturduk. Eylem konuşmaya başladı.
"Sakın yanımdan uzaklaşıp kaybolmayın. Tarihe müdahele etmek yok. Zaman yolcusu olduğumuzu sakın belli etmeyin. Herhangi bir ipucu kesinlikle yok. İnsanların kafasını karıştırmayın. Anlaştık mı?"
Herkes kafasını salladı. Gözlerimizi kapattık. Açtığımda Venedikteydik. O kadar güzeldi ki. Hemen elbiseme baktım. Bu seferki mordu. İşlemeleri o kadar parlaktı ki güneş vurunca ay gibi parlıyorlardı. Başımda küçük bir şapka vardı. Merakla diğer kızlara baktım. Eylem'in elbisesi maviydi. Deniz'in yeşil. Sedef'in kırmızı. Rüya'nın siyah. Hayal'in pembe. Öykü'nün sarı. Üzerinde çiçek detayları vardı. Eylül'ün de turuncuydu. Hepsi hayranlıkla elbiselerine bakıyorlardı.
"Fazla havalıymış," diyen Rüya'ya baktım.
"Bence de. Eylem bu giysileri sen mi hayal ediyorsun?" Dedim meraklı bir sesle.
"Evet. Gittikçe geliştiriyorum. Hedefim ben olmadan gerçek dünyaya dönebilmeniz. O zaman çok güzel olacak. Bugün deneyelim bunu."
Ben de bugün gücümü denemeliydim. Belki işe yarardı. İkili gruplar halinde gondollara yürümeye başladık. Adam bu kadar kalabalık grubu görünce o kadar sevindi ki. Adeta gözleri parladı.
"Hoşgeldiniz sinyoritalar! En güzel gondollarım emrinize amade."
Gülümsedim. Şöyle centilmen erkek görmeyeli uzun zaman olmuştu. Bir gondol en fazla beş kişi aldığı için iki gondola bindik. Yanımda oturan Eylem'in kulağına fısıldadım.
"Hangi tarihteyiz?"
Yelpazesini dudağına örtüp cevap verdi.
"Aslında noele gitmemizi isterdim ama hava soğuk olacağı için Paskalya Bayramı'na denk getirdim. Yıllardan 1682."
On yedinci yüzyıl. Etrafı incelemeye başladım. Kanallar muhteşemdi. Elimi suya daldırmamak için zor tuttum kendimi. Rüya konuşmaya başladı.
"Yanımızda fotoğraf makinesi getirmek yasak mı?"
Dehşetle Eylem'e baktım. Sakin görünüyordu.
"Yanında varsa belli etmeden çekebilirsin."
Rüya da öyle yaptı. Hatta gondolu kullanan adamın arkası bize dönük olduğu için selfie bile çekildik. Önünden geçtiğimiz bir evin altında bindiği gondoldan serenat yapan birini gördüm. Üst penceredeki kız elinde gülle hayran hayran delikanlıya bakıyordu. Yanımda oturan Sedef konuşunca ona döndüm.
"Şu insanlara televizyondan,internetten bahsetsek ne derler acaba?"
Güldüm.
"Gülüp geçerler bence. İnanmazlar ki."
Eylem uyaran bir bakış atınca sustuk. Gondol durmuştu. Gondolcuya para verip indik. Bu elbiselerle yürümek te ne zordu canım. İkidebir ayağım takılıveriyordu taşlara. İleride gösteri yapan grubu izlemek için durduk. O anda biri omzuma dokundu. Aman ne güzel,işin yoksa bir de Venedikli çapkınlarla uğraş. Hışımla arkama dönünce gördüğüm kişiyle donakaldım. Berk'in tıpatıp aynısı karşımdaydı.
"Derin demek benden habersiz Venediklileri izlemeye geldin."
Hayal mi görüyordum? Yutkundum.
"Berk? Sen misin? Nasıl geldin buraya?"
Hâlâ sinirliydi.
"Eylem geçidi açık bırakmış. İyi ki de bırakmış. Yoksa senin burada olduğunu bilmeyecektim. Beğendin mi buradaki erkekleri?"
Koluna girip kalabalıktan uzaklaştırdım.
"Ne dediğinin farkında mısın sen? Buraya kızlarla eğlenmeye geldik. Erkeklere falan da baktığım yok."
Elini saçlarının arasından geçirdi ve karşıdaki erkeği gösterdi.
"O sana bakıyor ama. Gidip onun..."
Kollarını sıktım.
"Kavga çıkarma. Bir daha beni görmeyecek zaten. Hep birlikte izleyip dönelim."
Berk'in dudağı yukarı kıvrıldı.
"Belki de ben burada kalırım. Venedikli kızlar güzel olur diyorlardı."
Sinirlerim esmer bir kızın Berk'e bakıp göz kırpmasıyla kontrolden çıktı. İnanılmaz bir hızla koşup kızın boğazını sıkmaya başladım. Etrafımdaki çığlıkları zerre kadar umursamıyordum. Berk geri çekmeye çalıştıkça daha çok sıkıyordum kızın boynunu.
"Kuralı unuttun mu?"
Eylem'in sesiyle kendime geldim. Kızı öldürürsem tarihi değiştirmiş olacaktım. Ellerimi geri çektim. Başım fena halde beladaydı. Şimdiki zamanlarda polis olarak adlandırdığımız bir adam beni yakalamıştı.

Kıvılcımların DansıWhere stories live. Discover now