two

7.1K 501 451
                                    

(Y/N) ;

Okulun instagram sayfasından benim bölümümde olan ve aynı dersleri aldığım Natasha adındaki bir kızı bulmuştum ve tez ödevini öğrenmek için ona mesaj atmıştım.

@(Y/N): Selam Natasha rahatsız etmiyorum umarım.

@imnatasha: Yok, hayır rahatsız etmiyorsun (Y/N).

@ (Y/N): Şey... ben Bay Stark'ın verdiği tez ödevinden habersizdim de... beni biraz bilgilendirebilir misin?

@imnatasha: İstediğin bir konuda tez yazacakmışız. Bay Stark formalite icabı olduğunu söyledi ama yine de hepsini okuyup değerlendirecekmiş. Ve sonraki ders bunun için son gün.

@ (Y/N): Ah, teşekkürler. Okulda sana bir kahve ısmarlayacağım, unutturma Nat. İyi günler, sonra görüşürüz.

@imnatasha: Ahaha unutturmam. Görüşürüz.

Sonunda şu tez meselesini öğrendiğim için çok mutluydum. Artık kafam tamamen rahattı. Tez konusu serbest olduğu için yeni bir tez yazmayacaktım, öncekilerden birini verecektim. Bay Stark'ın da umursamayacağına emindim. Telefonu tam kapatmak üzereyken gelen bildirim ile gözlerimi büyültüp ekrana baktım.

@kingtonystark seni takip etmeye başladı.

"Siktir! Oha! Oha,oha,oha! To-Tony... S-Stark beni takip etti! To-Tony! Stark! Beni takip etti! Aman Tanrım! Aman Tanrım!"

Büyük bir çığlık attıktan sonra elimdeki telefonu koltuğa fırlatıp ayağa kalktım ve çılgınca dans etmeye başladım. Acayip çekici, milyoner, dahi, zeki Tony Stark beni takip etmişti. Evin içinde deli gibi bağırıp koşarken ayağım diğer ayağıma takıldı ve ben de yeri boyladım. Acıyla inleyerek doğrulduğumda yanağıma doğru süzülen sıcak sıvıyı hissettim. Korkuyla elimi kaşıma attığımda elime kan bulaştı.

"Sıçayım böyle işe!" diye bağırdığımda yeniden canım yanmıştı. Küfredip yerden kalktım ve kendimi banyoya attım. Dolaptan ilk yardım malzemelerini çıkarıp kaşıma pansuman yapmaya başladım. İşim bitince oraya yara bandı yapıştırdım ve banyodan çıktım.

"16 yaşında bir ergen gibi davranırsan olacağı budur işte!"

Asık suratımla koltuğa oturdum ve telefonu tekrar elime aldım. Aynı bildirimi görünce yine deli gibi çığlık atasım gelmişti ama kendimi tutmayı başardım. Ben de onu takip ettikten sonra instagramdan çıktım.

Gereksiz: Naber güzelim?

Mesaja kaşlarımı çatarak baktım. Baş belası Gabe yine beni rahatsız edecekti anlaşılan.

(Y/N): Siktir git.

Gereksiz: Bunu söylemen seni daha çok sevmeme neden oluyor haberin olsun.

(Y/N): Gabe, rahat bırak beni.

Gereksiz: Bırakamam. Seviyorum seni bebeğim. Neden sadece bana bir şans vermiyorsun?

(Y/N): Çünkü ben kendini beğenmiş piç kurularına asla şans vermem. Defol Gabe.

Gereksiz: Sinirlenince fazlasıyla çekici oluyorsun.

(Y/N): Seni polise verirken de acayip çekici olacağıma eminim. Bir daha beni rahatsız edersen kendini kelepçeyle parmaklıklar ardında bulursun.

Gereksiz: Ne demek istediğini pek anlayamadım. Senden gelen bir kelepçe kelimesini okuyunca her şey uçup gitti.

(Y/N): İğrenç herif. Siktir git ve benden uzak dur gerizekalı.

Numarasını engelledikten sonra sinirle telefonu fırlattım. Ondan bir türlü kurtulamıyordum, asla vazgeçmiyordu. Yılın başından beri bana takıktı. Saat bir hayli geç olunca kalkıp odama gittim ve yerime yattım. Kısa bir süre sonra da uykuya dalmışım.

******

"Günaydın kedicik."

Kafamı kaldırıp her zamanki kendinden emin sırıtışıyla bana bakan Bay Stark'a gülümsedim.

"Günaydın Bay Stark."

Yüzüme gelen saçları çekip kulağımın arkasına sıkıştırdığımda kaşlarını çatarak bana baktı. Ne olduğunu anlayamadan çenemden tutup yüzümü incelemeye başladı.

"Kaşına noldu senin?"

"Önemli bir şey değil. Yürürken takılıp düştüm."

"Emin misin?"

"Evet,Bay Stark." Elini çekip uzaklaştığında ben kalbimin atışını duymamış olmaması için dualar ediyordum.

"Bugün dersimiz yok, üzücü ha?"

"Yani... biraz."

"Hadi ama çekici fizikçini göremeyeceğin için mutsuz olmalısın."

"Bay Stark!" onu uyarırken kıpkırmızı olduğuma eminim. Bu halime kahkaha attıktan sonra kolumdan tutup beni bahçedeki masalardan birine çekti.

"Otur bakalım Bayan Sakar." Gözlerimi devirdikten sonra oturdum ve o da karşıma oturdu.

"Sakar değilim ben."

"Sakar değilsin? Pekala... geçen hafta kantinde tamı tamına beş bardak kahve döktün, sonra laboratuvarda iki beher(yanlış hatırlamıyorum inş) kırdın, yanlışlıkla bir çocuğa yumruk atıp gözünü morartın, düşüp kaşını yardın. Tabi, sakar değilsin."

Kendi kendine gülerken ben şaşkınca ona bakıyordum. Bütün bunları nereden biliyordu? Yoksa, yoksa beni mi takip ediyordu? Yani instagramdan takip ediyordu tabi de gerçek hayattan bahsediyorum. Bu arada kudurun millet Tony Stark beni takip ediyor.

"Siz bunları nereden biliyorsunuz?"

"Dikkatimi çekiyorsun (Y/N). Yaptıkların gözüme çarpıyor bazen."

Anladım dercesine başımı salladığımda saatine baktı ve ayaklandı.

"Şimdi gitmem lazım, kendine dikkat et ve sağlam kal lütfen."

"İyi dersler Bay Stark." Gözlerimi devirdiğimde gülüp bana doğru eğildi.

"Bu arada kaşını seni takip etmemin sevincini yaşarken patlattığını tahmin ediyorum. Benimle ilgili bu kadar heyecanlı olman çok hoşuma gidiyor."

Gözlerim irileşirken o çoktan uzaklaşmıştı. Bu adam beni öldürmeye çalışıyordu çünkü tüm bunların başka açıklaması olamazdı. Yeniden rezil olma hissiyle ofladım ve kafamı masaya gömdüm. Tony Lanet Stark beni bitiriyordu. 

The Physicist of my heart (Tony Stark × Reader)Where stories live. Discover now