thirty one

2K 190 89
                                    


Eee bu bölüm elde olmayan sebeplerden dolayı yarım kaldı arkadaşlarım sajsjdsjf Biraz Tony'siz bir bölüm oldu bu nedenle :( Ama tatlı, eğlenceli bir bölüm. Yorum yapıın, sizi seviyorum.

BENİ TAKİP EDERSENİZ SEVİNİRİM ŞEKERLER. 

Y/N;

"Jules?"

"I-ıh."

"Cassandra?"

"Hayıır."

"Bertha?"

"Tanrı Aşkına! Büyükanne olarak doğurmayacağım bu çocuğu, Steve. Bertha da ne sikim?"

"Diline di-"

"Dikkat et evet, evet anladık. Erdemli Rogers(!) Natasha ileyken sen de diline dikkat et!"

Steve şok içinde bana bakarken elimdeki dergiyi koltuğa fırlatıp ayaklandım. Hamileliğim ilerlemişti ve hormonlar beni yavaş yavaş ele geçiriyordu. Huysuz ve asabi birine dönüşmüştüm. Cinsiyetini öğrendiğimizden beri iki ay geçmişti ve bebeğim beş buçuk aylık olmuştu. Ve karnımın şekli değişmişti. Biraz büyüdü, biraz. Tabi bu iki ayda değişen tek şey karnım değildi. Tony kendini kahramancılık işine çok kaptırmıştı ve Demir Adam olarak herkesin yardımına koşuyordu. Onu keşfeden SHIELD adında bir örgüt, aslında kuruluş ama örgüt demek istiyorum çünkü o korsan kılıklı herif bir örgüt lideri gibi, hayatımıza girmişti. Tony bir nevi onlarla çalışıyordu. Steve hala aynıydı. Küfür etmeyen, iyilik meleği, saf ve tapılası güzellikte bir herif. Natasha'nın bir takım gizemli işleri olduğu ortaya çıkmıştı ve aile meselesi deyip bir aylığına Rusya'ya gitmişti. Ve daha dönmemişti. Haftada bir kere görüntülü konuşuyorduk ama yetmiyordu. Onu özlemiştim. Wanda ve Bucky bir iki kez ayrılmış olsalar da tekrar bir araya gelmişlerdi. Stephen ise... Stephen ortadan kaybolmuştu. Son bir yer denemek istiyorum deyip tedavi amaçlı hiç birimizin bilmediği bir yere gitmişti. Tabi bunu haber verme zahmetinde bulunmadan yapmıştı. Ben onu sürekli arayarak ve mail atarak darladığım için sadece bana söylemişti. Pat diye gidince de tabi Bella kahrolmuştu. Yemekten sonra bir daha bir araya gelmemişlerdi ve Stephen ortadan kaybolmuştu. Onun için zor bir durumdu tabi. Tekrar kendi evine döndü ve hayatına yeni bir şeyler katmaya çalışıyor. Onu son gördüğümde resim kursuna katılmıştı. Umarım bir oda dolusu Stephen resmi yapmaz...

"Tatlı ister misin? Senin için sipariş verebilirim."

"Of, hayır Steve. Ben sevgilimi istiyorum sadece! Ve biraz da eğlenmek. Seni dikti başıma sıkıntıdan öleceğim birazdan."

Yüzü düştüğünde biraz üzülmüştüm. Steve çok tatlı bir insandı ve çok iyi bir arkadaşımdı ama çok sıkıcıydı. Fazla tedirgin, korumacı ve pinpirikliydi. Koltuktan kalkarken bile bana dikkatli olmamı söylüyordu.

"Ben sıkıcı değilim."

"Kanıtla."

Kollarımı göğsümde birleştirdim ve gözlerimi kısarak ona bakmaya başladım. "Pekala, ne yapmak istiyorsun?"

"Alışverişe çıkmak istiyorum."

"Kabul, gidelim. Ve lütfen kemerini tak çünkü eğlence trenimiz kalkıyor, çuf çuu-"

"Steveee."

***

Alışveriş merkezine geldiğimizde etrafta sıfır beden kızları görmem sinirimi bozmuştu. Hepsi fit vücutlarıyla manken gibi yürüyordu. Kafamı eğip karnıma baktım.

"Dua et seni seviyorum, küçük hanım. Yoksa beni bu hale soktuğun için fena bozuşurduk."

"Kiminle konuşuyorsun sen?"

The Physicist of my heart (Tony Stark × Reader)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin