twenty four

2.2K 210 157
                                    


Yazarınız biraz batırdı gibi sjsjsj bakalım toplayacaz inşallah. Bol bol yorum yapmayı ve beğenmeyi unutmayın. Ve diğer hikayelerime bakmayı da. Cap fanı, Spidey fanı size göre de süper hikayelerim var. Neyse, iyi okumalar. Sizi seviyoruum.

Y/N;

"Gidin işinize bakın. Ben iyiyim." Elimdeki patatesi soyarken kapıda beni izleyen ikili ile konuşuyordum. İki gün önce yaşadığım olaydan beri bir an için bile yanımdan ayrılmamışlardı. Sanırım depresyona girip kendimi öldüreceğimden falan şüpheleniyorlardı. Depresyona falan girmemiştim. Tony Stark bebeği istemediğini itiraf etmişti ve ilişkimiz bitmişti. Ona ihtiyacım yoktu. İhtiyacımız yoktu.

"İyi olmadığını biliyorum. Bana yalan söyleyemezsin."

Sinirli bir şekilde Natasha'ya döndüğümde Steve yalnız kalmamız için salona gitti.

"Sikik herifin teki bebeğimi istemiyor ve beni terk etti diye kendime acı çektirecek değilim. Bebeğimi taşıyorum Natasha. Tony yüzünden onu incitemem."

Gözlerini benden kaçırdığında ağlamaya başladığımı fark etmiştim. Ağlamak istemiyordum. Onun için tek bir gözyaşı bile dökmek istemiyordum. Elimle yanaklarımı sildikten sonra işime geri döndüm.

"O zaman sana yardım edeyim. Güzel bir akşam yemeğinden sonra seni yalnız bırakırız."

"Bebek bakıcılığı için olmadığına inansam kalın derdim ama endişelendiğiniz için kalmanızı istemiyorum. Çorba senin işin, Romanoff."

Hafifçe güldüğünde ben de tebessüm etmeye çalıştım. İkimizde işimizi yaparken iri bir vücut gelip benimkine yapıştı. "Yalnız değilsin. Asla da olmayacaksın." Steve'in omzumdaki elini sıktım. "Tabi ki yalnız değilim. Bu bebek de öyle. Onu her şeyden koruyacak bir amcası ve neredeyse iki annesi var."

Natasha da gelip bize sarıldığında biraz olsun güçlü hissetmiştim. Yine de yeterli değildi. Tony yokken hep eksik olacağını biliyordum. Ben de, bebek de...

"Ee sen çorbayı, sen tavuğu yapıyorsan bana da salata kalıyor."

"Sebzeleri iyi yıka Stevie!"

***

Güzel,Tony tarafından terk edildikten sonra ne kadar güzel olabilirse,bir akşam yemeğinden sonra etrafı toplayıp onları postalamıştım. Koltuğa oturduğum an elimi karnıma yerleştirmiştim.

"Sana düzgün bir baba seçemediğim için özür dilerim. İyi bir yalancı olduğunu unutmuşum."

O gecenin sabahında karşılaşmıştık ama tek bir kelime bile etmemiştik. Hatırladığını biliyordum. Her şeyi hatırlıyordu. Sarhoş saçmalaması değildi, gerçek düşünceleriydi. Natasha onu çok sert bir şekilde kovmuştu. Zaten son görüşüm de o andı. Daha sonra bana ulaşmaya çalışmamıştı, konuşmayı denememişti. Kaçmıştı. Ve buna hiç şaşırmamıştım.

"Ne yapacağımı pek bilmiyorum. İyi bir anne olabilir miyim onu da bilmiyorum. Ama senin için her şeyi yapabileceğime emin olabilirsin. Seninle... her şeye yeniden başlayacağız."

Şimdilik pek kesin bir planım yoktu ama burada kalacağımı düşünmüyordum. En kısa zamanda kimselere duyurmadan buradan gidip yeni bir hayat kuracaktım. Eskiye dair hiçbir şeyi yanıma almayarak, yepyeni bir hayata atılacaktım.

***

Tony;

Kaçıncı olduğunu bilmediğim bardağı tekrar kafama diktiğimde neredeyse karaciğerimin mahvoluşunu hissedebilmiştim. İki gündür yapabildiğim tek şey içmekti. O gece orada söylediklerimden ve onları bırakışımdan beri tek yapabildiğim içmekti.

The Physicist of my heart (Tony Stark × Reader)Where stories live. Discover now