39. Bölüm

948 85 5
                                    


Bileğini açıp bana doğru uzattı. Yüzünden de kan çekilmiş, yanakları, dudakları kül gibi olmuştu. Ne yapacağımı şaşırmıştım. Onun sevmediği şey kendisine karşı gelinmesiydi. Böyle bir direnmeyle onu öfkelendirip üzmekten korkuyordum, ama ona boyun eğmek de olanaksızdı. Sonunda, insanların büsbütün umarsız kaldıkları zaman yaptıkları şeyi yaptım: İnsandan daha yüce bir varlığa sığındım. Elimde olmadan, "Tanrım! Bana yardım et!" sözleri dudaklarımdan döküldü.

Birden, "Ne aptalım ben!" diye bağırdı. "Evli değilim, deyip duruyorum da bunun açıklamasını yapamıyorum ona. Yukarıdaki kadının kişiliği, aramızda kıyılan cehennem nikâhı konusunda hiçbir fikri, bilgisi olmadığını unutuyorum... Benim bütün bildiklerimi öğrenince Jane de bana hak verecektir. Eminim buna. Ver elini elime, Janet. Yakınımda olduğunu hem görmek, hem de hissetmek istiyorum. Şimdi sana işin iç yüzünü birkaç kelimeyle anlatacağım. Beni dinleyecek misin?"

"Elbet, efendim. İsterseniz saatlerce."

"Ben yalnızca dakikalarını rica ediyorum, Jane. Sen benim, babamın büyük oğlu olmadığımı hiç duydun mu? Bir ağabeyim vardı benim... Bunu biliyor musun?"

"Bir keresinde Mrs. Fairfax öyle bir şey söylemişti, efendim."

"Babamın paragöz, pinti bir adam olduğunu da duymuş muydun?"

"Kulağıma bu yollu bir şeyler çalınmıştı, efendim."

"İşte Jane, bu durumda babam mülkünü bir bütün olarak tutmak hırsı güdüyordu. Mirasını bölüp bana hakça bir pay ayırmak düşüncesi onu deli ediyordu. Her şeyinin ağabeyim Rowland'a kalmasına karar vermişti. Öte yandan, küçük oğlunun parasız gezmesine de dayanamıyordu. Öyleyse ben de paralı bir evlilik yapmalıydım. Böylece, babam bana bir zengin kızı arayıp duruyordu. Jamaikalı bir çiftlik sahibi, aynı zamanda tüccar olan Mr. Mason, onun eskiden dostuydu. Babam Mason'ın bir kızıyla bir oğlu olduğunu, kızına otuz bin sterlin vereceğini haber almış. Bu ona yetti de arttı bile. Liseyi bitirdiğimde beni oraya gönderdiler. Babam onun zenginliğinden hiç söz etmedi. Yalnız, Mason'ların kızının güzellik yönünden Spanish Town'un kraliçesi olduğunu söyledi ki bu da yalan değildi. Bertha, Blanche Ingram tipinde, olağanüstü güzel bir kızdı. Uzun boylu, esmer; şahane. Köklü bir soydan geldiğim için ailesi bana dört elle sarıldı. O da beni elde etmek istiyordu. Onu bana, nefis giysiler içinde, balolarda, şölenlerde gösteriyorlardı. Baş başa kaldığımız, karşılıklı konuştuğumuz hemen hiç olmadı. Bertha beni pohpohluyor, bütün güzelliğini, bütün hünerlerini gözümün önüne seriyordu. Çevresindeki bütün erkekler sanki ona hayrandılar da beni kıskanıyorlardı. Gözlerim kamaşmış, kanım tutuşmuştu... Toy, deneyimsiz, ham bir delikanlı olduğum için ben de onu sevdiğimi sandım! Hısım akrabası beni körüklüyordu; onun peşindeki hayranlar beni büsbütün kışkırtıyordu; güzelliği beni büyülüyordu. Daha ne olduğunu anlayamadan, nikâh kıyılmıştı bile!

Ah, Jane, bu yaptığımı düşündüğüm zaman kendi kendime saygım kalmıyor, bir utanç azabı içinde kıvranıyorum. Onu hiçbir zaman sevmedim, saymadım... Hatta tanımadım bile! İyi bir insan mı, değil mi, farkında bile değildim. Erdem, iyilik, açık yüreklilik, incelik, zekâ gibi şeylerin varlığını görmemiştim onda... Aramamıştım ki! Ahmaklar gibi, salaklar gibi gözüm kapalı evlenmiştim onunla. Oysa hiç evlenmeden de... Ama, kimin karşısında konuştuğumu unutuyorum.

Evlendiğim kızın annesini hiç görmemiştim. Onu ölmüş biliyordum. Balayımızın sonunda yanlışımı anladım: Kayınvalidem ölmüş falan değil, zırdeliymiş; bir tımarhanede kapalıymış. Bertha'nın bir de erkek kardeşi vardı ki iyice ahmağın, budalanın biriydi. Ağabeyine gelince, onu sen de gördün. Gerçi Mason'ların bütün soyundan tiksinirim ama Richard'dan bütün bütün nefret edemiyorum; çünkü yarım akıllı da olsa, şefkatli bir insandır, onun zavallı kız kardeşiyle sürekli olarak ilgilenmesinden de belli olur bu. Sonra bana karşı da oldum olası bir köpeğin sahibine gösterdiği bağlılığı göstermiştir. Ama, yazık ki bir gün gelecek o da kız kardeşinin durumuna düşecek... Babamla ağabeyimin bütün bunlardan haberleri varmış da otuz bin sterlini düşünerek, el ele verip bana bu tuzağı kurmuşlar!

Jane EyreHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin