-24-

10.6K 341 20
                                    

BÖLÜMÜN ÇOOK GECİKTİĞİNİN FARKINDAYIM.HASTALIKTAN ÖLÜYORDUM AMA ,BİLGİSAYARA BİLE OTURAMAMIŞTIM O KADAR KÖTÜYÜM DÜŞÜNÜN YANİ :D BUGÜNDE KENDİMİ ZORLAYIP BU BÖLÜMÜ YAZDIM İŞTE.HİİÇ İÇİME SİNMEDİ AMA BUNU YAZDIĞIMA ŞÜKREDİYORUM,YOKSA HAFTAYA KADAR BÖLÜM OLMAYACAKTI.

YORUMLARINIZI VE VOTELERİNİZİ ESİRGEMEYİN.İYİ OKUMALAR :dsdSD

Bir insanı en çok kim üzer?Tabiki çok değer verdiği kişiler.Birine ne kadar sinirleniyorsanız,bu ona ne kadar değer verdiğinizin kanıtıdır.Ergen gibi davrandığımın farkındayım.Ama benim yaşadıklarım herkesin kaldırabileceği şeyler değil.Duygusala bağlamaktan cidden nefret ederim ama şansa bak ki,hayatım dram oldu.

Her zaman çok zeki ve kurnaz bir kız olmak istemişimdir.Kurnaz olmak isterdim,beni üzen insanlara derslerini vermeyi çok isterdim.Öyle değilim ama.Ne kadar güçlü olduğumu sansam da ben güçlü bir kız değilim.Sadece başkalarına öyle gösteriyorum o kadar.Onlar güçlü olduğumu sanmalılar.Sanmalılar ki,beni kolay bir şekilde kırmasınlar.Hiçbir şey umurumda değilmiş gibi davransam da en ufak bir şeye kafamı takar,üzülürüm aslında.Benim hayatıma içine sıçtılar,el birliği ile.Ben ne yaptım?Umurumda değilmiş gibi davranıp,gülüp geçtim.Kimse bilmezdi ama benim her gün,her gece ağladığımı.Başkaları duymasın diye hep sessiz ağlardım çünkü.

Ne yapmam gerektiği bilmiyorum.Hiçbir şey bilmiyorum.Babamı üzmek istiyorum,ama bunu tıpkı onun gibi vicdansız bir şekilde yapmalı mıyım emin değilim.Ben zalim biri olmak istemiyorum.Ben,babama benzemek istemiyorum.

Müziğin bittiğini anladığım da,yürümeyi bırakıp tekrar açtım şarkıyı.Mutsuz olduğum zamanlar da Alex Band – Only One şarkısını  dinlerdim her zaman.Ki,ben hayatım boyunca genellikle hep mutsuzdum.

Düşünmek zararlı.Düşünmek her şeyden çok daha zararlı aslında.Düşününce kabullenmek istemediğin şeyleri kabullenmek zorunda kalıyorsun.Şu zamana kadar delirmediğime şükrediyorum aslında.

Aklıma gelen anıyla gülümsedim.On beş yaşımdayken babamın annemi aldattığı orospunun evine gidip,o evde yokken çakı ile koltukları kesip,evi başına yıkmıştım.Aynaya da Hayatıma sıçanın,hayatına sıçarım.Bu da başlangıç. Yazmıştım kırmızı ruju ile. Orospu bir ay boyunca korkudan tek duramamıştı evde.

Masum biri değildim.Bunu biliyordum,ama dışardakiler gibi de ruhu kaşar olanlardan da değildim.

Kulaklığımın tekinin çıkarılmasıyla,yerimden sıçradım.Şu zamana kadar gördüğüm en güzel gözleri gördüğüm de korkudan eser kalmamıştı.

Aras çıkarttığı kulaklığı sağ kulağına yerleştirip,karşıya baktı.Kulaklıklar yüzünden birbirimize yapışık yürüyorduk.Ben şaşkınca Aras’a bakarken,o bana yandan bir bakış attı.

“Ne oldu?”  diye sorduğunda kaşlarımı kaldırdım.

“Ne olmuş?” dediğimde durup yüzümü inceledi.

“Ağlamışsın.” Dediğinde gerilmemeye çalıştım.

“Hayır,sadece yürüyüş yapıyordum.” Dedim yalan söylediğimi anlamamasını umarak.Ki,tabiî ki de anladı.Aras’tan bir şey saklamak mümkün değildi ki zaten.

“Annen seni çok merak etti.” Dedi bana bakmadan,gözlerimi kırpıştırıp ona baktım.

“Nerden biliyorsun?”

“Beni aradı.Nerede olduğunu bilip,bilmediğimi sordu.”

Anladım der gibi başımı salladım.

“Anlatacak mısın?” dedi sıkkın bir şekilde.Sanki sormak istemiyormuş,ama kendini sormaya zorluyormuş gibi bir hali vardı.

“Dediğim gibi,sadece yürüyüş yapıyordum.Yok bir şeyim.”

Bırakma BeniWhere stories live. Discover now