aşık olmuş sana

2K 335 70
                                    

"Jongin beni salıncakta sallamak istedi." diyorum içimin acısıyla Jongdae'yle telefonda konuşurken. "Yetimhanenin paslı salıncağında sallanalım mı diye sordu."

Bu haberi duymak onu pek bir mutlu ediyor,kocaman kahkaha patlatıyor. Neredeyse kulaklarımın zarı patlayacak.

"Aşık olmuş bu çocuk sana."

"Aşık olmadı, sadece salıncakta sallanmak istedi."

"Aşık olmuş işte. Hyunshik de beni sallardı,salıncakta."

"O sana aşık değilmiş ki." diyorum. "Sen ona aşıkmışsın."

"Ne önemi var?" diye kızıyor.

"Ne önemi mi var? Beş yaşındaymışsın üstelik."

"Aşkın yaşı yoktur Sehun, sen anlamazsın."

Jongdae gereksiz tartışmalara girmeye bayılıyor. İki saat daha uzar bu konuşma eğer tam şu an telefonu kapatmazsam. Ben de öyle yapıyorum. Yani yüzüne kapatıyorum. İki saniye sonra mavi bildirim ışığım yanıyor. Çok darıldım sana, diye mesaj atmış.

Seviyorum seni  diyorum ben de. Ama biraz safsın.

Jongdae > Jongin yazıyor diğer mesajında. Gülüyorum, beni güldürmeyi çok iyi biliyor. Jongin'in bana aşık olma düşüncesi de onu güldürüyor ama benim midem kasılıyor, yediklerim ağzıma kadar geliyor, zorla geri yutuyorum. Acısı boğazımda kalıyor sonra boğum boğum. Jongin tanımadığı birine aşık olacak biri değil diye düşünüyorum. Bir haftadır tanıdığı birine de. Ama şanslı olduğum bir nokta var, seneler önceki beni sevmesi için hiç ihtimal yok asıl.

Belki de o yüzden sevmedi beni diyorum,belki de o yüzden sevmedi de Jongin eski beni de tanıyor. Unutmuş ama bir şekilde, birilerinin aklında kalabileceğime dair inancım olmamıştır hiçbir zaman zaten. O kadar da üzülmüyorum çünkü kimin hayatına dokunsam bir süre sonra yok oluyorum. Jongin'e de aynısı olmuş. Üstelik onun hayatına dokunduğum için mutlu değildi de, keşke ben de geçmişteki hoşnut olmadığım olayları unutabilsem. Ama o zaman benden geriye hiçbir şey kalmaz çünkü ben doğar doğmaz gözünü hüzüne açmış biriyim.

Jongin'le salıncakta sallanmak istemiyorum çünkü bunun beni ağlatıp ağlatmayacağını bilmiyorum. Öğrenmem için kimseler yokken denemem gerekiyor ama cesaretim yok.

"Ne yapıyorsun?" diye sesleniyor Jongin,kapımın aralığından kafasını içeriye uzatarak. Öyle dümdüz yatıyorum.

"Tavanı izliyorum."

"Ben de izleyebilir miyim?" diye soruyor içeriye doğru birkaç adım atarken. Daha önce hiç kimseyle tavan izlememiştim. Üstelik tavanı izlemek için yere yatması gerekiyor, halıda beli ağrır.

"Hıhı, izleyebilirsin." diyorum yere uzanmasını beklerken. Ama dosdoğru yanıma geliyor. Bir buçuk kişilik yatağımda aniden yanıma yatıveriyor. Omuzlarımız birbirine değiyor,kalçalarımız ve parmak uçlarımız da.

Hiç beklemediğim bu temas yüzünden geriliyorum, karıncalar kaçıyor burnuma, ısırıyorlar beni. Karınca ısırığına ağlıyorum. Jongin yanımda kıpırdanıyor, teni tenime sürtüyor. Belki de serinlemek için yanıma gelmiştir, belki de kışın bana hiç yaklaşmaz.

"Bu filmi daha önce izlememiştim." diyor kulağımın dibinde. Yüzümü sağa çevirip ona bakamıyorum çünkü bunu yaparsam kirpiklerim yanağına değer. Kirpiklerim yanağına değerse onu öpmek isterim ama buna hakkım yok. O yüzden dümdüz yukarıya bakıyorum kaskatı olmuş bedenimle birlikte.

"Ben defalarca kez izledim." 

"Çok duygusal." diyor. Bembeyaz bir alana bakıyoruz yan yana ve bana bunun çok duygusal olduğunu söylüyor.

binanın tepesi | sekaiDonde viven las historias. Descúbrelo ahora