jongin'in etrafında yaralı kuşlar uçmaz

1.5K 270 128
                                    

"Seviştiniz mi siz?" Jongdae karşımızdaki sandalyede bacak bacak üstüne atmış otururken soruyor, gözlerini de kısmış ama nasıl korkutucu görünüyor. Yanımdaki Jongin'in içtiği su boğazında kalıyor. Kendine gelmesi için Minseok hyung üç kere sırtına vuruyor.

"Ayıp ama bu sorduğun." diye şakıyor Yixing kolumu sıkı sıkı tutarken.
Jongdae bakışlarını ona çevirince kafasını omzuma yaslıyor.

"Az önce sevişmek istiyorum, diye bağıran kimdi?" diyor tıslayarak. "Hem sen kimsin ya? Yapışmışsın benim böğürtlenime."

Yixing kolumu bırakmıyor. "Sehun'un çok yakın bir arkadaşıyım." Söylediklerini teyit etmek için bana bakıyor kedi yavrusu gibi. Normalde sadece gözlerimi açıp kapatırım ama bu sefer kapattıktan sonra birkaç saniye bekliyorum ve böylece kolumu tutan çocuğun yüzünde bir gülümseme oluşuyor.

Jongdae sandalyesinde daha da yayılıyor. "Hadi ordan, Sehun senin gibi küçük insanlarla arkadaş olmaz."

Arka taraflardan Kyungsoo'nun kahkahasını işitiyorum. Hiçbiri Jongin ve benim yanımıza oturmuyor Yixing dışında. Minseok, Jongin'in tam tepesinde dikiliyor, korkutucu bir şey aslında ama kalp krizi geçirirse ilk yardım yapacağını söylüyordu az evvel.

Jongin'e korkma diyemiyorum tabii ki ama Jongdae'nin şu an rol yaptığını bilmesi lazım çünkü seviştiğimizi söylesek bunun için kutlama partisi bile yapabilecek birisi şu an karşısına geçmiş ahkam kesiyor.

"Küçük insan değilim bir kere ben."

"Kaç yaşındasın sen?"

"18 işte, küçük insan mı bu?" Hepimiz konuyu unutup oturduğumuz yerden ikisinin atışmasını izliyoruz. Bir ara kulağımın dibinde Kyungsoo'nun sesini duyuyorum. "Evladım, bıraksana çocuğun kolunu, yapıştın kene gibi." diyor. Yixing bırakmıyor ama.

"Var ya hiç uğraşamam senin gibi bücürle, çok önemli bir işim var şu an." Sonra Jongin'e sesleniyor, yutkunmasını bile duyabiliyorum Jongin'in, gözlerimle olan biteni anlatmaya çalışıyorum da, görmüyor ki beni.

"Hani sen aşık değildin bu çocuğa?"

Jongin gözlerini kırparak kafasını bana çeviriyor. "Değil miyim?" diye soruyor. "Aşığım ya işte."

"Hani aşık değildi bu çocuk sana?" Bu sefer bana dönüyor, gözlerinde tilkiler dönüyor böyle uzun kuyruklu hem de, görebiliyorum. Jongin koltukta yanıma yaklaşıp Yixing'in vantuzlarını benden uzaklaştırmaya çalışıyor.

"Değil miymiş?"diyorum gülmeye çalışırken ve Jongin'i taklit ediyorum. "Aşıkmış ya işte." Yanımda kıkırdıyor, ben de ona hülyalı hülyalı bakıyorum.

"Bakışmayın öyle." diye bağırıyor. "Açıklama bekliyorum burada."

"Aynen biz de merak ettik." Minseok hyung onaylayınca diğerleri de kafa sallıyor, Jongin'le aynı anda başlarımızı çevirip hayalkırıklığı ve tiksintiyle onlara bakıyoruz. "Arkadaşlık ölmüş."diyor Yixing.

Jongin öksürüp elimi tutuyor ve beni ayağa kaldırıyor. Yixing ve ben ayağa kalkıyoruz. "Yixing."diyorum. "Rica etsem kolumu bırakır mısın biraz?"

"Kedi sevmeye giderken haber ver ama."diyip istemeye istemeye biraz benden uzaklaşıyor. "Hufflepuff pride." diye fısıldıyor kulağımın dibinde. Normalde bunu bağırarak yapıyor ama bu defa sessiz olmasının nedenini düşünemiyorum.

"Sehun ve ben seviyoruz birbirimizi." Jongin ılık ılık söylüyor, kendimi ikinci sınıf klişe bir dramanın içinde gibi hissediyorum. Bu yüzden kıkırdıyorum ama Jongdae ters ters bakıyor. "Onu anladık." diyor. "Seviştiniz mi siz bunu söyleyin."

binanın tepesi | sekaiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin