ama seni de üzmüşler

1.7K 292 224
                                    

"Teşekkür ederim, Sehun. Ama hava çok sıcak ve böyle havalarda sıcak içecekler tüketmemeyi tercih ediyorum."

Yaklaşık beş dakika önce tanıştığım ve adının Yixing olduğunu öğrendiğim, üzerinde ağlayan bir unicorn olan tişört giymiş, ayrıca parmak arası terliklerini çıkarırsa öleceğini düşünen bu yüzden de evimize pis sokaklarda giydiği terlikleriyle giren çocuk mutfak kapısına gelmiş benimle konuşuyor.

"Yaa."diyorum elimde kahve kupalarıyla arkama dönerken. "Ben de sıcak şeyler içmem yazın." Bunu duyunca gamzesini görebileceğim şekilde kocaman gülüyor ve omzuma dikkatlice dokunuyor. "En yakın arkadaşlar olabiliriz öyleyse."

"Benim zaten en yakın arkadaşım var ve bu yaptığın teklifi duysa seni camdan atar." Gülüyorum ve peşimden gelmesine izin vererek salona gidiyorum kahvelerle birlikte.

"Rahatsız etmesene çocuğu." diye kızıyor Kyungsoo sinirli bakışlarını Yixing'e yöneltirken ama arkamdaki çocuk onu takmıyor bile ve ben de televizyon önündeki sehpamıza kahveleri bırakıyorum.

"Bir şey istemediğine emin misin?"diye soruyorum sessizce uzun zamandır konuşmadan oturan Jongin'e.

Bakışlarını duvarda asılı duran Jongdae ve benden nihayet çektiğinde cevap veriyor. "Yok."diyor. "Gece içeriz."

Gece içerim, demiyor. İçeriz, diyor. Belki balkon oturmasına içeriz. Başımı sallıyorum, kelebekler çoktan onu terk etmiş. Yixing için bir bardak şeftali suyu getiriyorum çünkü vişneden nefret ediyormuş.

"Teşekkür ederim Sehun, şeker de alabilir miyim?" Fısıldayarak söylüyor ama anında kafasına bir yastık yiyor.

"Ben sana bir daha zaten şekerli olan meyve sularının içine şeker koyamazsın demedim mi?" Yixing kafasını ovuşturuyor. "Sen var ya hiç sevmiyorsun beni, hiç." diyor kaşlarını çatarken. "Şeker istiyorum ben."

"Dişlerin çürüsün de görelim hadi." Kyungsoo arkasına yaslanırken kahvesinden bir yudum alıyor ve buraya geldiğinden beri Jongin'e dik dik bakan Chanyeol'dan ilk defa ses çıkıyor. "Yixing dişçilerden çok korkar." diyor bana bakarken, hatta ufaktan da gülümsüyor. Gözleri tekrar Jongin'i bulunca kayboluveriyor ama gülümsemesi.

"Beş yaşındaymışım gibi davranmandan bıktım artık. On sekiz yaşındayım ben, on sekiz." Meyve suyunu kafasına diktikten sonra çişi geldiğini söylüyor ve pata küte koltuktan kalkıp evin içinde dolanmaya başlıyor. "Boşver."diyor Kyungsoo bana bakarken üzgün bir şekilde. "Kardeşim diye demiyorum ama cidden dünyanın en salak insanı."

"Hayır hayır, bence çok sevimli biri. Onunla arkadaş olmak isterim."

"Sakın ona hangi bölümde okuduğunu söyleme." dediği an koridordan salona bir atlet edasıyla, ama zıplayarak, Yixing geliyor ve elinde geçen sene Jongdae'nin amcasıyla birlikte sokak hayvanlarını gönüllü olarak muayene ettiğimiz zamandan kalma katılım belgesini bayrakmış gibi sallıyor.

"Aman tanrım Sehun sen veteriner fakültesinde mi okuyorsun? Gerçekten mi?" Sonra kendi etrafında dönmeye başlıyor. "Yani gerçekten veteriner hekim mi olacaksın? Aman tanrım aman tanrım aman tanrım aman tanrım aman tanrım."

Kyungsoo eliyle alnına vurarak:

"İşte bu yüzden söyleme demiştim."diyor. Yixing bana sarılıyor sonra da HUFFLEPUFF PRIDE diye bağırıyor salonun ortasında. Onunla arkadaş olma konusunu gözden geçirmeye karar veriyorum çünkü bu kadar hareketli biriyle günlerimi geçirebileceğimi düşünmüyorum. Jongin başını omzuma yaslamış kikir kikir gülüyor, Chanyeol bile gülüyor.

Kyungsoo Yixing'in kollarından tutup kapıya sürüklüyor. "Hadi sen eve git en iyisi."

"Newt Scamander seninle gurur duyardı Sehun." diye bağırıyor Yixing kapı suratına kapatılmadan önce.

binanın tepesi | sekaiWhere stories live. Discover now